Nefret söylemlerinin genel olarak medyada zaman zaman tekrarlanan etik dışı ve sorumsuz bir habercilik türü olduğunu, bu tür haberlerin ani ve acı sonuçlar yaratabileceğini, belirli bir kişi veya gruba yönlendirilmiş bu tür söylemlerin habercilik etiğine aykırı olduğunu kaydeden Medya Etik Kurulu, haberlerde bundan kaçınılması gerektiğini vurguladı.
Medya Etik Kurulu’ndan yapılan yazılı açıklamada, haberlerde kişisel fikirlerin yeri olmadığını kaydederek, haber ve yorum ayrımının mutlaka yapılması, gazetecilerin kamu oyunun bilme hakkı dışında hiçbir çıkara hizmet etmemeleri, temel insan haklarını korumaları gerektiğini anımsatıldı.
Medya Etik Kurulu gerçekleştirdiği olağan toplantısında şikayetleri değerlendirdi.
Son zamanlarda, medyada yer alan bir annenin çocuğunu bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla, medya kuruluşlarında ve özellikle sosyal medyada yer alan olay ve ondan sonraki mahkeme süreci ile yaşanan gelişmelerle ilgili haberler konusundaki şikayetleri değerlendiren Medya Etik Kurulu, gazetecilerin uyması gereken evrensel etik ilkelerini şöyle anımsattı:
“Gazeteciler, çalışmalarında ayrımcılık ve düşmanlıktan arınmış olmalı; haksızlığa, manipülasyona, tektipleştirmeye veya nefret söylemine yol açmamalı; haberi yorumdan ayırmak konusunda büyük dikkat göstermelidirler.
Gazeteciler bilgi toplama, haberleştirme ve yorumlama konusunda dürüst, adil olmalıdırlar. Bağımsız davranmalı ve kamu oyunun bilme hakkı dışında hiçbir çıkara hizmet etmemelidirler.
Gazeteciler, toplumdaki diğer insanlar gibi, kuvvetli siyasi ve ideolojik görüşlere sahip olsalar da, bu görüşler habercilik süreçlerine dahil olmamalıdır. Kişisel fikirlerin veya siyasi inançların haberlerde yeri yoktur. Gazeteciler yazdıklarının fikir veya yorum olduğunu, olgulara dayalı haberlerle karıştırılmaması için, net bir şekilde belirtmelidir.
“GAZETECİLER, KAYNAKTAN EDİNDİĞİ İDDİALARIN DOĞRULUĞUNDAN EMİN OLMALIDIR”
Gazeteciler, kaynaktan edindiği iddiaların doğruluğundan emin olmalıdır. Kaynağın kamuoyunun gözünde güvenilir olup olmadığına bakmaksızın, bu iddiaları destekleyecek belgeler istemelidir, araştırmalar yapmalıdır.
İsimsiz Kaynak, soyut kaynaklar vererek hazırlanan haberlerin sık sık bilginin manipülasyonuna ve kanıtlanmamış iddialara veya söylentilere yol açtığı göz önünde tutularak etik ilkeler uyarınca, özel koşullar olmadığı sürece, bütün kaynakların ismi verilmelidir.”
MEK KKTC’de Medya Etik Kurulu Deklarasyona imza koyan medya kuruluşlarının gazetecilik meslek ilkelerine uyacakları taahhüdünde bulunduklarını, bu ilkeler arasında şu maddelerin bulunduğuna da dikkat çekti:
“GAZETECİ, DEMOKRATİK DEĞERLERE VE İNSAN HAKLARINA AYKIRI YAYIN YAPMAMALIDIR”
“Gazetecinin temel görevi, gerçekleri nesnel bir biçimde, çarpıtmadan, sansürlemeden aktarmaktır.
Gazeteci, demokratik değerlere ve insan haklarına aykırı yayın yapmamalıdır.
Haber, yorum ve görüşler okur ve izleyicinin yayının niteliğini anlayabilmesini sağlayacak biçimde, açıkça birbirinden ayrılmalıdır.
Basın yayın organları masumiyet karinesine saygılı olmalı, suçluluğu yargı kararıyla sabit olmadıkça herhangi bir kişiyi suçlu ilan edecek yayın yapmaktan kaçınmalıdır. Yargı süreci devam eden davalarda iddialar ve savunmalar adil ve dengeli biçimde aktarılmalıdır.
Zanlıların, sanıkların ve mahkûmların yakınları, işlenen fiille açıkça ilgili bulunmadıkça ve olayın doğru anlaşılması için gerekli olmadıkça teşhir edilmemelidir.”
MEK, Deklerasyona imza koymayan medya kuruluşlarının ve özellikle yeni medya alanında yayın yapan ve gazeteci iddiasında olan herkesin söz konusu kurallara uymasının meslek onuru ve kalitenin korunması açısından zorunlu olduğuna vurgu yaptı.