Medyanın geleceği

Oshan SABIRLI

Gazete yöneticileri olarak zaman zaman yaptığımız buluşmalarda medyanın geleceğini de sorgularken ve bundan sonra nasıl bir medya oluşacağı konusunda sohbet etme şansı da yakalıyoruz. Özellikle yazılı basının kan kaybetmeye devam ettiği, dünyamızda yazılı basının yerini internet haber portallarının almaya başladığını fark etmemek mümkün değil. Kendisini internet dünyasına hazırlamayan medya kuruluşları, gelecekte kaybetmeye mahkumdur. Bundan sonraki süreçte, televizyonların, radyoların, gazetelerin tek bir site, tek bir mobil uygulama üzerinden kullanıcılarla buluşacağını görüyoruz. Internet radyolarının FM radyolardan daha çok dinlendiği bir zamandayız. Televizyonların yayınlarını internet üzerinden sürdürdüğünü görüyoruz. Gazetelerin web sitesi yoksa, dünyada yok olduğuna tanık oluyor. Sosyal medyaya entegre çalışmayan hiçbir şey, bundan sonra sürdürülebilir bir yapıya kavuşmayacak. SEO’nun anlamını bilmeyen kuruluşlar havanda su dövmeye devam edecekler. **** Internet gazeteciliği konusunda yaşanan çok ciddi sorunların olduğunu görüyoruz. Kimliksiz, kalitesiz, özel tek bir haberi olmayan, kopyala yapıştır mantığında çalışmalar yapan bir çok internet sitesi var. Bu ise tehlikeli bir mecranın giderek büyüdüğünü gösteriyor. Bugün tek bir kendi özel haberi olmayan, tek gayesi daha fazla hit almak olan, hal böyle olunca yalnızca uyduruk haber başlıkları ile tıklamaya yönelik okuyucuyu kandıran sitelerinin olduğunu görüyoruz. Haber tehlikeli bir silahtır. Üstelik yanlış ellerdeki bu silah ölümcül sonuçlara yol açabilir. Ülkemizde yasal mevzuat eksiklikleri, internet haber sitelerinin kontrolsüz şekilde gelişmesi ve emeğe saygı konusunda hiçbir kural tanımaması beraberinde etik anlamda da sorunları getiriyor. *** Medya cahiliyiz. Yukarıda da belirttiğim gibi internet haberleri ve haberciliği hayatımıza daha yoğun şekilde müdahil oluyor. Oysa ortada çok önemli bir sorunlar ağı da çıkmış durumda. Künyesiz, personelsiz, bilgisizce yapılan işlerin olduğunu da görüyoruz. Hal böyle olunca kanaat önderleri gibi bir pozisyonda bulunabiliyor bu sözde haberciler. Okuduğumuz kaynakların ne kadar özgün ve gerçek olduğunu sorgulamıyoruz. Göz göre göre kandırıldığımızı hissettiğimiz zamanlarda bile, tepkimizi ortaya koymuyoruz. “12 kişi tecavüz etti” diye bir başlık görürsünüz ve bunun ülkenizde olduğunu zannedersiniz. Oysa haberi tıklayıp açınca, olayın uzaktan yakından bizimle bağlantısı olmayan bir ülkede gerçekleştirildiğini görürsünüz. “Ölümlü kaza” başlığını görürsünüz ve bir bakarsınız ki haber Kastamonu’da bir yerlerde gerçekleşmiş. Klavye aracılığı ve kopyala, yapıştır gazetecisi olanların kaygısı da yoktur aslında. Çok tıklanmaktır önemli olan bu internet siteleri için, biraz internet gazeteciliği hakkında bilgileri olsa çok tıklanmaktan öte, sayfada geçirilen, hatta sitede geçirilen zamanın daha önemli olduğunu fark edecekler bu şahıslar. Daha aşacağımız, kat edeceğimiz çok yolumuz var. Okuyucu bilinçlenmez ise kaybedecek daha çok şeyimiz olacak…