Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ)’nde UKÜ Psikoloji Kulübü ve Türk Psikoloji Öğrencileri Çalışma Grubu’nun organizasyonunda Türkiye Barolar Birliği Başkanı akademisyen, hukukçu Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun katıldığı konferans rekor katılımcı sayısı ile gerçekleşti.
UKÜ Çevik Uraz Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Türkiye’de Hukuk ve Adli Psikoloji” konulu konferansta Feyzioğlu Türkiye’de hukuk sistemi, siyaset ve güncel konulara değindi.
Konferansın başlamasına bir saat kala salonu dolduran öğrenciler içeri güçlükle giren Metin Feyzioğlu’nu ayakta ve alkışlarla karşıladı. Baştan sona renkli geçen konferansta Prof. Dr. Feyzioğlu gelen soruların yoğunluğundan konuşmasını yaklaşık bir buçuk saat uzatmak zorunda kaldı.
“Gençler Başaracak, Türkiye Başaracak”
UKÜ’deki konuşmasına başlamadan önce ayakta kalan çok sayıda öğrencinin sahneye yerleşmesini sağlayan Prof. Dr. Feyzioğlu gençlerin düşünce tarzlarının, kalıplaşmış, öğretilmiş düşüncelerden çok daha farklı olduğunu, gençlerin son derece açık fikirli, yaratıcı olduklarını söyledi ve “Mesele gençleri dinlemek değil, gençlerle birlikte ‘nasıl yapabiliriz’ durumuna açıklık getirmektir.” dedi.
"Sonuna Kadar Atatürk Milliyetçisiyim"
Sözlerine kendisini tanıtarak devam eden Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, "Ben, Barolar Birliği Başkanı haricinde, Anayasa’nın ilk 3 maddesinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi olduğuna inanan, sonuna kadar Atatürk diyen, Atatürk’ten başka bir yabancı lider arayışına karşı çıkan, Atatürk’ün dehasını ve yaptıklarını doğru anlamaya çalışan, Cumhuriyet’in bizim milli-manevi değerlerimize tersmişçesine gösterilmesine sonuna kadar karşı çıkan, Atatürk milliyetçisi olan, hissettiğim bu milliyetçilik duygusundan herhangi bir rahatsızlık duymayan birisiyim." dedi.
Atatürk milliyetçiliğini fazlasıyla benimsediğini söyleyen Feyzioğlu, "Atatürk milliyetçiliğinde etnik köken, mezhep, din, cinsel kimlik ve dil ayrımcılığı yoktur. Atatürk aksine farklılıkları bir araya getirmiş, ortak bir geçmişten gelen ve geleceği birlikte inşa etme arzusunda olanların gelecekte de Türk milletini oluşturma fikrini savunan bir dehadır. Ben de bu beraberlikle bunun devam edebileceğini savunan birisiyim. Bu nedenle son nefesime kadar Türk Milleti demeye devam edeceğim." dedi.
Moda yaklaşımlara uyarak "Türk Milleti" demenin barış sağlamayacağını savunan, "Türk Milleti dersek çözüm olmaz” diyenlerin aksine çözümün Türk milleti ve Atatürk Milliyetçiliği olduğunu belirten Metin Feyzioğlu Anayasa'nın ilk 3 maddesinde kucaklaşıp, bu şekilde eşit vatandaşlığı oluşturmanın gerekliliğinden bahsetti. Irkçılığa sonuna kadar karşı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Feyzioğlu hiç kimsenin dinini, mezhebini, etnik kökenini kullanarak devlette bir ayrıcalık elde etmesine de izin vermeyeceklerini söyledi.
Metin Feyzioğlu konuşmasına "Fildişi kulelerinden atıp tutanlar, bu halk bir şeyden anlamaz, cebini düşünür, yüzde 50’ye birşey anlatamayız deseler de, her ne kadar beni sansürleseler de, ne zaman bana söz gelse doğruyu söylediğimde sözümü talimatla bölseler de bu halk doğruyu ve yanlışı, tahmin edemeyeceğiniz kadar güçlü bir sağduyu ile ayırır." diyerek devam etti. Konuşması sırasında Türk halkına, özellikle gençlere güveninden bahseden Feyzioğlu, "Yeter ki karşılarına alternatifi etkili bir şekilde çıkarmayı başarın, gerisi gelecektir." dedi.
Türkiye hakkında endişe ettiği, kritik bir süreç içerisinde olduklarını söyleyen Metin Feyzioğlu, siyasi olarak Türkiye'nin etnik fay, mezhepsel fay ve ideolojik fay diye adlandırdığı üç etkenden ötürü parçalandığını ve her birinin ülkenin bütünlüğüne zarar verdiğini ifade etti.
Ülkeyi parçalama politikası içerisinde ele aldığı ve “mezhepsel fay hattı" olarak tanımladığı sorunun Türkiye’yi Alevi-Sünni fay hattıyla bölmek istediğini ve bunun çok tehlikeli olduğunu açıklayan Metin Feyzioğlu mezhepçiliğin hiç bir dönemde toplumu bu kadar germediğini ve oy için bu kadar kullanılmadığını savundu.
Bir diğer fay hattının ise ideolojik fay hattı olduğunu belirten Prof. Dr. Feyzioğlu oy veren insanların “yurtsever”, oy vermeyenlerin ise “vatan haini” olarak nitelendirildiğini söyledi. Feyzioğlu, ağırlıklı olarak iktidar partilerinin bunu yaptığını söylerken, muhalefet partilerinin ise kendilerine oy vermeyenleri vasıfsız ve cahil yerine koymakta olduğunu söyledi.
"Biz, 77 Milyonuz ve ‘Büyük Biz'i Oluşturmak Zorundayız"
Prof. Dr. Metin Feyzioğlu konuşmasında ayrıca, "Biz 77 milyonuz. 77 milyon kişi 'Bir Büyük Biz' i oluşturmak zorundayız. Bunun için de her yurttaş asli unsurdur. Mezhebinize, dininize, hangi siyasi partiye oy verdiğinize, etnik kökeninize, dilinize, cinsiyetinize, cinsel tercihinize hiç bakılmaksızın 77 milyonun ortak paydada oluşacağı yer eşit vatandaşlık haklarıdır." dedi. Türk Cumhuriyeti’ni oluşturan her bir bireyin, ‘Büyük Biz'i oluşturan her bir parçayı yapılaştırdığını belirten Feyzioğlu Türkiye’nin ihtiyaç duyduğunun bu birleşme olduğunu fakat bu fikrin yavaş yavaş, parça parça bölünmeye çalışıldığının anlattı.
"Bölünerek ve Küçülerek Barış'ı Nasıl Sağlarız?"
Çok sayıda soruya karşılık veren Türkiye Barolar Birliği Başkanı, hukukçu Prof. Dr. Metin Feyzioğlu bölünmenin halka çözüm ve barış olarak anlatılmakta olduğunu dile getirdi ve "Anladığım ama aslında kabul etmediğim, küçük küçük parçalara bölünerek biz nasıl bir olur, biz oluruz ve barışı sağlarız? Bu büyük oyunun planlayıcıları, başroldekileri, yardımcı aktörleri, figüranları ve daha ne olduğunu bilmediğimiz parçaları, aranızda dolaşan destekçileri vardır. Bunu ancak ve ancak biz ve ‘biz olmak istiyoruz’ diyen gençler başarabilir." diyerek sözlerini tamamladı.
Konferansın sonunda Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sirel Karakaş Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’na teşekkür plaketi takdim etti. UKÜ’lü öğrencilerin özçekim taleplerini de geri çevirmeyen Feyzioğlu yoğun ilgi dolayısıyla bir süre Çevik Uraz Konferans Salonu’ndan çıkmakta zorlandı. Prof. Dr. Feyzioğlu Uluslararası Kıbrıs Üniveristesi’nde böyle bir etkinlikte ağırlanmaktan ve gösterilen yoğun ilgiden memnuniyet duyduğunu belittir.