“KİMSE EMEKLİ OLAMAYACAK”
Ekonomik protokolde emeklilik yaşının yükseltilmesi ve sosyal yatırım primlerinin yükseltilmesi gibi konularda öngörü olduğunu açıklayan Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, “İşsizliğin, iflasın bu kadar yoğun olduğu bir ülkede bunu öngörecek cesareti göstermek bile bu ülkenin gerçekleri hakkında en ufak bir bilgileri olmadığı anlamına geliyor” diyerek kimsenin bu çalışma yıllarını tamamlayarak emeklilik şansı elde edebileceğine inanmadığını söyledi.
“2012’DE İMZALANAN PROTOKOLÜN DEVAMI GELİYOR”
2016-2018 yıllarını kapsayan KKTC Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü’nün, 2012 yılında dönemin Başbakanı İrsen Küçük tarafından imzalanan Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolünün devamı niteliğinde olduğunu belirten Hürrem Tulga, Detay Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, geçmişte olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti tarafından Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu, Limanlar ve Telekomünikasyon Dairesi’nin yap işlet devret ya da kamu özel ortaklığı adı altında özelleştirilme ısrarlarının halen sürdüğünü vurguladı.
AHMET VAMIK
2016-2018 TC-KKTC Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü’nün içeriği ile ilgili hükümet yetkilileri tarafından henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ekonomik protokol içeriğinin ülkede yetkili sendikalar ve toplum ile paylaşılmadığını ifade eden Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, yaptıkları kişisel çalışmalar neticesinde protokol ile ilgili ayrıntılara ulaşabildiklerini ifade etti. Yeni imzalanacak olan ekonomik protokolün geçmiş yıllarda imzalanan protokoller ile aynı yapıda olduğunu belirten Tulga, Türkiye’nin KKTC üzerinde yıllardır uyguladığı sistemin devam ettiğini ve bu sistemin büyüğü daha da büyüten küçüğüyse daha da ezen bir sistem olduğunu dile getirdi.
“PROTOKOLÜN İÇERİĞİNİN TOPLUMDAN GİZLENMESİ KABUL EDİLEMEZ”
Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü’nün içeriğinin toplumdan gizlenmesinin bir izahı olmayacağını ve bundan dolayı toplumun ciddi şekilde endişe duyması gerektiğini söyleyen Hürrem Tulga, bu protokolün getirileri ya da götürülerinin direkt olarak toplumu ilgilendirdiğini ve bunun sonuçlarından toplumun etkileneceğini belirterek, bu protokolün her kesim ile etraflıca tartışılmadan hayata geçmesinin hatalı olduğunu kaydetti. Bir kesiminde sürekli olarak ekonomik protokolün biran önce imzalanması yönünde baskı yaptığını hatırlatan Hürrem Tulga, bu kesimin özellikle devletten son aylarda hiçbir ödeme alamayan ve zor durumda olan müteahhitler olduğunu belirtti.
“SIKI DENETİMLER VE MALİ YÖNDEN AŞIRI KEMER SIKMA POLİTİKALARI GELECEK”
Söz konusu protokolün gelir dağılımı eşitsizliğine müdahale etmeyen bir anlayışta olduğunu söyleyen Hürrem Tulga, küçüğü koruyan ve gelişmesini sağlayan bir anlayış olmadığını sözlerine ekledi. Kesimler arası uçuruma dikkat edilmediği sürece bu protokolün adeta bir patlayıcı bomba şekline geldiğini kaydeden Tulga, iş gücü yetersizliği, işsizlik gibi konulara çözüm üretmeyen bunun yerine çok sıkı denetimler, mali yönden aşırı kemer sıkma politikası ve vergiyi artırma gibi önlemler getiren bu protokol ile toplumu kalkındıracak hiçbir önlem alınmadığını ifade etti.
2016-2018 yıllarını kapsayan protokolün, 2012 yılında dönemin Başbakanı İrsen Küçük tarafından imzalanan Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolünün devamı niteliğinde olduğunu belirten Hürrem Tulga, geçmişte olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti tarafından Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu, Limanlar ve Telekomünikasyon Dairesi’nin yap işlet devret ya da kamu özel ortaklığı adı altında özelleştirilme ısrarlarının halen sürdüğünü vurguladı.
Fonlar kapsamında bulunan Toprak Ürünleri ve Piyangolar Birimi gibi kurumlarında protokol içerisine dahil olması ve disipline edilmesinin de söz konusu olduğunu söyleyen Hürrem Tulga, TÜK ve SÜTEK gibi kurumların Türkiye’de olduğu gibi işlevsizleştirerek sadece denetleyici bir noktada tutarak göstermelik kurumlar haline getirileceğini belirtti. Tulga, kamu kurumlarının ürün alıcı olmaktan çıkarak üretimin tamamen özelin insafına bırakılacağını sözlerine ekledi.
“MEVCUT KAMU YAPISIYLA DENETLEYEBİLİR BİR OTORİTE OLUŞTURAMAYIZ”
Tulga, “amaçlanan devleti kontrol eden bir otorite haline getirmek ve işletmeleri özele devretmek. Fakat işletmenin içinde olamadığınız zaman orayı yönetme ve kontrol etme şansınız olmaz. Ülkemizdeki kamusal yapı ile istediğiniz kadar kamu otoriteleri oluşturun hiçbir etkimiz olabileceğini düşünmüyorum” dedi.
“MÜZAKERE MASASINDA ELİMİZ BOŞ KALACAK”
“Kendi kendini yönetme kapasitesi olmayan elinde hiçbir üretim, ulaşım, iletişim kurumu kalmayan bir toplumun nasıl federal çözüm yapacağını bilemiyorum” diyen Hürrem Tulga, özelleştirmelerin müzakere masasında elimizi zayıflatacağını ifade etti.
“EMEKLİLİK YAŞI VE SOSYAL YATIRIM PRİMLERİNİN YÜKSELTİLMESİ HEDEFLENİYOR”
Ekonomik protokolde emeklilik yaşının yükseltilmesi ve sosyal yatırım primlerinin yükseltilmesi gibi konularda öngörü olduğunu açıklayan Hürrem Tulga, “bu protokole bu maddeleri eklemek bu ülkede ne olup bittiğini bilmemek demektir. Hala daha vergileri, primleri artırarak ekonomiyi düzeltebileceklerini düşünüyorlar. İşsizliğin, iflasın bu kadar yoğun olduğu bir ülkede bunu öngörecek cesareti göstermek bile bu ülkenin gerçekleri hakkında en ufak bir bilgileri olmadığı anlamına geliyor” diyerek kimsenin bu çalışma yıllarını tamamlayarak emeklilik şansı elde edebileceğine inanmadığını söyledi. Dolaylı yoldan alınan vergilerin ve gelir vergilerinin artırılacağına da değinen Hürrem Tulga, söz konusu protokol ile tam anlamı ile bir kemer sıkma politikasının gündeme geleceğini belirtti.