Bu sözler 9 Aralık 2011 tarihinde talihsiz bir trafik kazasında hayatını kaybeden Kamil Tuncel Korat’a ait.
Korat, bilindiği üzere 1950’li ve 60’lı yıllarda Kıbrıs işçi hareketlerinde büyük rol oynamış, Ayakkabıcılar Sendikası’nda ve Kıbrıs Türk Eğitim ve Spor Kulübü’nde (TEK) sekreterlik görevi yapmış bir isim.
Korat’ın yazdığı ve vefatından sonra hayat bulan “Düşmana İnat Birgün Daha Yaşamak” isimli kitapta anlatılan Kıbrıs’taki işçi hareketinde yaşanan olaylar derlenmiş durumda.
Kitabın arka kapağında yazan özette yaşanan olaylar, dönem içerisinde yaşananlara ışık tutuyor.
Korat, kitabın arka kapağındaki özette şu ifadelere yer verdi:
“Fazıl’ın (İnkilapçı Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Fazıl Önder) vurulduğu gün Küçük Kaymaklı Spor Kulübü’nün büfesini çalıştıran Kel Mustafa, kız kardeşi Ayşe ile bana şu haberi yolladı: “Kamil bu akşam kulübe gelme, teşkilat adamları geldi ve bana dediler ki seni bu akşam kulüpte vuracaklarmış. Benden halkı mümkün olduğu kadar tez dağıtmamı istediler ve panik de yapılmaması için öğütte bulundular.” Bu haber karşısında tamamen yıkıldım, şaşkına döndüm. Ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilemiyordum. İyice düşündükten sonra kendi kendime üç seçeneğim olduğuna karar verdim. Birincisi bende diğerleri gibi kaçıp sendikaya ordan da Londra’ya göç edecektim. İkincisi olduğum gibi hareket ederek pisi pisine ve en kötüsü de millet haini olarak öldürülecektim. Üçüncü seçeneğim de haftalardır gazetelerde, broşürlerde ve halkın ağzında sakız olan faşist güçlerin istifa etmemiz isteklerine boyun eğerek istifa edecektim.
Bu düşüncelere kapılıp giderken ansızın Nazım Hikmet’in bir şiirinde okuduğum bir mısra aklıma geldi. “Düşmana inat bir gün daha yaşamak”.
Aldığı bu karar sonrası PEO sendikasından istifa eden Kamil Korat, yaşamının geri kalan yıllarını İSKA isimli ayakkabı fabrikasını işçi yoldaşlarıyla birlikte kurmakla ve iki toplum arasında barış ve çözüm için mekik dokumakla geçirtti.