MİNNACIK ÜLKENİN ÇIKMAZ SOKAKLARI…

Kıvanç BUHARA

[caption id="attachment_24470" align="alignleft" width="100"] DR. KIVANÇ BUHARA[/caption] Doğumdan sonra; İnsan, hayatın her evresinde, Her nedense, Çıkmaz sokakların içinde bulur kendini. Çaresiz kalmak, her şeyden ümidini kesmek, karanlık kuyulara atılmak… El kadar bebek, anasından doğar  doğmasına da; Biri prematüre(*), ötekisi kalbinde  delik ile, bir diğeri kalıtımsal bir hastalığın pençesinde doğar.   Daha yaşamın başlangıcında, kuvözde (**) yaşama tutunmak için… Ve daha ötede, başka bir trajedi yaşanmaktadır. Ona hayat veren, dünyaya getiren anne-baba, hastane odasının küçük penceresinden, çaresiz, mutsuz, umutsuz gözlerle; zayıf, ince ayacıklarını oynatan kadersiz bebeklerine bakmaktadır. Annenin gözleri yaşlıdır. Baba; buğulu gözlerle bir noktaya bakarken, kaderin böylesine lanet etmektedir.   Kadere lanet etmek neye yarar? Boş bir teselliden başka bir şey değil, her şeye ve herkese lanet yağdırmak. Her karışında, her köşesinde; Ana yolda, tali yolda, Kıyıda, sahilde, plajda, Köprü altlarında ve dahi orman içlerindeki çöp yığınlarını, Kokmuş hayvan ölülerini görmeyen; Belediye çöplüklerinin yarattığı çevre felaketinden habersiz, Ve “ turizm ekonomimizin lokomotifidir” diyen yöneticilere sitem etmek neye yarar?   Kansere, Sakat ve ölü doğumlara neden olan; Denetlemekte yetersiz kalınan tarımsal ilaçlar, hormonlar; Uzmana, mühendise, teknisyene öfkelensen, kızsan, hakaretler yağdırsan neye yarar?   Neye yarar hıçkırıklar, göz yaşları… Neye yarar; doksan yaşını geçmiş anamın bedduası… Anam, başındaki beyaz yemeniyi, yere kadar indirerek; “ B.ku ağzından gelsin sebep olanların inşallah, acılar içinde eriyip aksınlar” “ Kötülere bir şey olmaz. Olan gene fakire, fukaraya, dürüst çalışana; boyun eğmeyene, biat etmeyene olur anacığım” diyorum. “ Sen çirkefe taş atma, üstün sıçrar. Benim ahım tutar. Bak, gör; yağır eşşeğe dönecekler yakında”   Anamın ahı tutar mı?   Bu küçücük ülkede; Alışmış bir kere kapitalisti, sosyalisti, dincisi, dinsizi, ateisti; Alışmışlar  bir kere … “ Yapmayın, etmeyin; “ Yutmayın, tutmayın, “ Sokmayın, ısırmayın” desen neye yarar?   Çıkmaz sokaklar yaratıldı bu minnacık ülkede. Herkes ve her şey bir çıkmaz sokağın içine tıkışmış, sıkışmış. Alt alta, üst üste… “ Hey; orada, güpe gündüz ne yapıyorsunuz?” diye yırtınsanız, neye yarar?   Hangi tarafa dönersen dön… Sağa dönsen kaka, sola dönsen skada. Değneğin iki ucu değil, her tarafı pislenmiş. Bu çıkmaz sokaktan kurtulana aşk olsun…   (*) Anne karnında gelişmesini tamamlamamış bebek. (**) Erken doğan bebeklerin konduğu araç.