Kıbrıs Türk halkı olarak, zamanın gerisinde kaldığımızı düşündüğüm çok olmuştur. Teknolojik gelişmeleri yakından takip ederken, en pahalı televizyonlar, telefonlar ve arabaları kullanırken, sosyal anlamda maalesef ciddi tıkanıklıkları yaşıyoruz. Ülke yangın yerine döndüğü zaman, hep grevler ile gündeme gelir Kıbrıs’ın kuzeyi. Kapıya kilit vurulur, ateş yakılır, çalgılı türkülü grevler yapılır benim ülkemde. Aslında çalışan herkes grevi sever. Ne de olsa iş yapmadan o günü de geride bırakmak anlamına da gelir grev. Farklı güvenceler vardır eylemcilerin, kamudaysanız sendika destekçinizdir, işveren kılınıza bile dokunamaz. Hatta grev günlerinde hemen herkes “bir fırsatını bulup kaçsam” düşüncesinde sıvışmanın yolunu arar. İşler o gün sekteye uğramıştır, verilmek istenen mesaj meclise ulaşmıştır ama mesajın sonuçlarının çoğu zaman kısa vadede işe yaramadığı da göze çarpar. Kıbrıs Türk halkı ve ülkem sendikaları demode denilen eylem yöntemleri ile varlık göstermeye çalışır. Sloganlar bile yıllar öncesinden kalmadır. Günün sonunda etkin değildir bu eylemler, zaten gazeteciler de tıpkı siyasiler gibi usanmıştır bu geleneksel eylem yöntemlerinden ve eylemcilerden. Birkaç satır ile geçiştirilir eylemler, zaten kulak tıkamaya dünden razı olan vekiller de görmezden gelmeye çalışır, yapabildikleri kadar. Bu ülke tarihinde hiç kuşkusuz en başarılı eylemler Hayvancılar Birliği tarafından gerçekleştirilmiştir. Hayvancı felç eden, ses getiren, gündem olmayı başaran eylemlere imza atar. Hayvancının eyleminden herkes korkar, çünkü bu eylem, köylünün, ekmeğini tam anlamı ile taştan çıkaranın, gecesi gündüzü olmayanın canına tak ettiği noktadadır. Evini barkını, mandırasını tarlasını bırakıp çıkıp gelir Şeher’e. Onun için zaten zül olan bu günün hakkını da verir. Hiç kuşkusuz yeni neslin eylemleri de oldukça yaratıcıdır. Benim favorim olan, Atatürk Öğretmen Akademisi öğrencileri tarafından ortaya konulan eylemler, hem bir müstakbel öğretmen kalitesinde, hem de genç olmanın, zeki olmanın yaratıcılığında gerçekleşir. Akademi öğrencileri Milli Eğitim Bakanı’na “yalancı” diye ithamda bulunmaz ama Pinokyo masalını anlatıp mesajını verir. Ötesinde siyah etekleri, pantolonları beyaz gömlekleri ile şarkı da besteler bu gençler. Yine kendi hakları için koro da kurar ve tek bir ağızdan şarkı söyleyip mesajını vermeyi başarır... Baraka, elektrik tariflerine yapılan zam ve Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (Kıb-Tek)’in mali krizde olması nedenlerinden biri olan tahsilat yapılamamasını Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde düzenlediği eylemle protesto etmişti. Bu eylem ise eylemcilerin isimlerini “Suat Günsel” olarak değiştirme talebi şeklinde gerçekleşti. Hala akıllarda… Dün bir kez daha Lefkoşa alternatif bir eylemle buluştu. “Göç Yasasına Dur de İnisitayifi” eylemlerine biraz daha emek verip valiz esprisini de kattı. Öte yandan Tel-Sen’de yeni bir eylem hazırlığına girdi. Tel-Sen ise devletin yapamadığını yapmak için bağış kampanyası düzenleme hedefinde. Yeni dünya düzenine ayak uydurmak şart oldu. Modası geçmiş eylemler ve grevler yerine mesajı daha hızlı ulaştırmak adına biraz eylem yapış şeklini de geliştirmek şar oldu. Mesajımız anlayana.[review]