"Mülkiyette iki değil, tek metin var"

Kıbrıs Türk Sanayi Odası 30. Olağan Genel Kurulu yapıldı. Genel Kurulda konuşan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Kıbrıs sorunu ile ilgili önemli mesajlar verdi...

Sanayi Odası’nda saat 10.30’da başlayan Genel Kurul toplantısına, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı, Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş ve Yönetim Kurulu üyeleri ile diğer davetliler katıldı.

Saygı duruşunun ardından, Divanın oluşumu ile başlayan genel kurulda, divan başkanı Musa Sönmezler sanayi rakamlarıyla ilgili bazı istatistikî bilgiler verdi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs müzakerelerinde 4 başlıkta ileri noktaya gelindiğini ve ayrıntılı tartışılan mülkiyette şu an tek metin bulunduğunu söyledi.

Akıncı, önümüzdeki günlerde Mülkiyet, Ekonomi, AB, Yönetim ve Güç Paylaşımı başlıklarının daha ileri noktaya taşınması halinde farklı bir formata dönülebileceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Çalışmalar devam ediyor. 2-3 ana unsur da aşılır; Mülkiyet, Ekonomi, AB, Yönetim ve Güç Paylaşımı’nda bazı konular halledilirse, uzlaşmaya yaklaştığımızı söyleyebileceğiz. Önümüzdeki günlerde bu 4 başlığı daha ileri noktaya taşırsak daha farklı bir formata dönebileceğiz… Yarınki Rum seçimlerinden sonra yılsonuna kadar geçecek olan dönem hayati öneme sahiptir." dedi.

Kıbrıs Türk Sanayi Odası 30. Olağan Genel Kurulu bugün yapıldı. Sanayi Odası’nda saat 10.30’da başlayan genel kurul toplantısında Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, TDP genel Başkanı Cemal Özyiğit, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş ve KTSO Başkanı Ali Çıralı konuşma yaptı.

AKINCI: “HAFİF SANAYİNİN DAHA İYİYE GİTMESİ GEREKİR”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, konuşmasında, sanayide arzulanan noktada olunmadığını ifade ederek, ülkenin eğitim ve turizm sektörleri gibi hizmet sektörleri ön planda olsa da, imalatın öncelikli bir unsur olduğunu belirtti.

Diğer sektörleri de beslemesi gereken hafif sanayinin daha iyiye gitmesi gerektiğini belirten Akıncı, çözümden sonra dikkat edilmesi gereken konuların şimdiden ciddiye alınması gerektiğini söyledi.

Akıncı, “2004’te çözüm ve AB’ye o kadar yakındık, ama girmedik. Gün gele girebileceğimizi düşünerek her alanda hazır olmalıydık. AB yasalarını, standartları bıkmadan yakalamak için çalışmalıydık. Hazırlıkları kaldığı noktadan şimdi yapmalıyız" dedi.

Merkezi hükümete verecek kaç kalifiye eleman bulabileceklerini bilmediğini, federal polise kaç eleman verebileceklerini bilmediklerini belirten Akıncı, hem sanayi, hem de diğer alanlarda yapılacak çok iş olduğunu söyledi.

“ÇÖZÜM İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞMALIYIZ”

Akıncı,  şöyle devam etti:

“Biz hazır değiliz, bekleyin hazır olalım deme lüksümüz yok. Ama bu iş bitti anlaşılma oldu gibi anlaşılmasın… Çözüm için var gücümüzle çalışmamız lazım. Ben bunu yapmaya çalışıyorum. 1 yılda yol aldık mı, aldık. Bizden önce yapılanları çöpe atmadık… Dolayısıyla benden önceki dönemde varılan uzlaşmaları temel alarak 4 başlıkta ileri noktaya geldik. İlk defa mülkiyet ayrıntılı tartışıldı. Şu anda tek metin vardır mülkiyette, 2 değil. Tümü siyah değil. Kırmızılar var bizim, maviler var Güney tarafının. Ama siyahlar da vardır ortak anlayışı yansıtan. Çalışmalar devam ediyor. 2-3 ana unsur da aşılırsa, Mülkiyet, Ekonomi, AB, Yönetim ve Güç Paylaşımı’nda bazı konular halledilirse, uzlaşmaya yaklaştığımızı söyleyebileceğiz. Önümüzdeki günlerde bu 4 başlığı daha ileri noktaya taşırsak, daha farklı bir formata dönebileceğiz… Yarınki Rum seçimlerinden sonra yılsonuna kadar geçecek olan dönem hayati öneme sahiptir."

“2016 SONUNA KADAR POLİTİK İRADE SÜRDÜRÜLÜRSE, SONUCA ULAŞILABİLİR”

2016 sonuna kadar politik irade sürdürülürse bir sonuca ulaşılabileceğine inanç belirten Akıncı, olmazsa da bunun dünyanın sonu olmayacağını, ancak sürecin çok zorlaşacağını ve 2017’ye taşarsa işlerin daha da zorlaşacağını kaydetti.

Akıncı, bu nedenle Rum tarafının da ilk kez bir tarih dillendirdiğini, 2016 yılsonu hedef olarak gösterildiğini anlattı.

“KİMSENİN TAKAKKÜMÜ ALTINDA OLMADAN”

İki tarafın da çalışmaları aynı şekilde sürdürmesi halinde Bu hedefin ulaşılabilir olduğunu kaydeden Akıncı, kimsenin tahakkümü altında olmadan, siyasi eşitlik temelinde ve Türkiye’nin de içinde olacağı bir güvenlik çerçevesinde müzakere sürecini yürüttüğünü belirtti. Akıncı, diğer tarafın da hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak, ortak paydada buluşmanın yollarını aradıklarını kaydetti.

Akıncı, doğal gaz, su ve enerji konularına da değinerek, önümüzdeki sürecin ya Kıbrıs ve bölgeyi yeni gerginliklere ulaştıracağını, ya da tüm coğrafyanın pozitif bir havaya bürüneceğini ifade etti.

TALAT: “SIKINTI VE OLANAKLAR MUHAKKAK HESAPLANMALI”

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da konuşmasında, Kıbrıs sorununun çözüm sürecinin umutlu bir şekilde devam ettiğini belirterek, sorunun çözümü ile karşılaşılacak sıkıntılar ve olanakların muhakkak hesaplanması gerektiğini kaydetti.

Bir geçiş sürecine ihtiyaç olacağını hatırlatan Talat, bu süreci yaşarken bunun mümkün olan kısa sürede yaşanmasının şart olduğunu söyledi.

Talat, yeni hükümetten en önemli temennisinin devlet kadrolarını oluştururken parti gözetmeden istihdam yapması ve kalifiye eleman istihdamına yönelmesi olduğunu ifade etti.

"Kalifiye kadroları güçlendirelim ki olası çözümde merkezi hükümete verecek elemanlarız olsun" diyen Talat, bunun hayati ve partiler üstü bir mesele olduğunu dile getirdi.

“2.3 TL FAHİŞ BİR RAKAM”

Su konusuna da değinen Talat, "2.3 TL fahiş bir rakamdır. Bizim Türkiye ile sözlü anlaşmamız ve bize verilen taahhüt, DSİ’nin maliyetine vereceği yönündeydi. Ton başına 48 kuruş maliyet, artı enerji ve eleman ücretiydi.Arkadaşlarımız hesap yaptı 220 milyon TL buradaki bütün kara yapılar ve 3 milyon TL de eksiklerin tamamlanması için gereklidir. Bütün bunların toplamı, ton başına 1.2 TL eder. Yani yatırım konmazsa 48 kuruş. Çünkü belediyelerin sisteminde kayıplar var. Ancak maliyetine alırsa vatandaşa uygun fiyata verebilir" dedi.

Bu nedenle yap-işlet-devret modelini kabul ettiklerini anlatan Talat, yatırım yapılana kadar kayıplar devam edeceğini ve 2.30 TL’den verilirse bu suyu vatandaşın almaya gücünün yetmeyeceğini savundu.

EROĞLU: “SANAYİ DA ÇÖZÜME HAZIR OLMALI”

3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da konuşmasında, sık sık bu yıl çözüm olacağından bahsedildiği dönemde sanayinin de bu çözüme hazır olması gerektiğini söyledi.

Eroğlu, muhtemel bir anlaşmada rekabet edebilir bir noktaya gelinebilmesi için bazı teşviklerin uygulama zamanının geldiğini hatırlattı.

Türkiye dışında kimsenin elini uzatmadığı bir ülkede yaşandığının unutulmaması gerektiğini belirten Eroğlu, Anavatan Türkiye ile işbirliği yapmanın ne kadar önemli olduğunu unutmamak gerektiğini kaydetti.

SANER: “MUHACERET AFFI KONUSUNDA ADIM ATACAĞIZ”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hamza Ersan Saner de konuşmasında, ülkede çalışma yaşamının düzenlenmesi ve kolaylaştırılması adına yapılması gereken çok iş olduğunu, bir takım yasal düzenlemelerin hayata geçmesi gerektiğini söyledi.

Saner, sanayinin ve ticaretin ekonominin bel kemiği olduğunu belirterek, çalışma yaşamındaki sıkıntıların farkında olduklarını kaydetti. 3 dairenin senkronize olamaması nedeniyle tek bir çalışma izni çıkarılması konusunda yaşanan sıkıntılara işaret eden Saner, bu konunun kısa sürede çözeceğini, sanayici ve ticaret insanlarını artık bu dairelerde “koşuştururken” görmek istemediğini belirtti.

Muhaceret affı konusunu yine gündeme taşıdıklarını kaydeden Saner, bu konuda adım atacaklarını da söyledi.

Saner, yerel işgücünün harekete geçirilmesi için de çalıştıklarını anlatarak, ilk adımın hangi alanlarda işgücü eksikliği olduğunu tespit edilmesi ve ardından eğitimlerin başlaması olacağının altını çizdi.

Yetiştirilen yerel işgücünün istihdam edilmesi için İhtiyat Sandığı ve Sosyal Sigorta primleri konusunda katkı yapacaklarını da belirten Saner, iş yaşamını kolaylaştırıp, doğru modelleri hazırlamak için çalışacaklarının sözünü verdi.

ÇAVUŞOĞLU: “STANDARDI OLUŞTURAMADIK”

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu da konuşmasında, sanayisiz bir toplumun yok olacağını bilen bir hükümetin görevde olduğunu belirterek, "Ülkede her şeyi kurduk ama standardı oluşturamadık. Sanayimiz var ama dünyada rekabet edebilme olanağımız kısıtlı. Dünyayla rekabet edebilmek için standartlar büyük önem taşıyor" dedi.

Çavuşoğlu, su konusuna değindiği konuşmasında, 2 baraj ve denizi aşarak gelen ve belediyelere 2.30 TL’ye verilecek olan suyun 6.5 -7 TL’ye halka satılacak olmasını eleştirdi.

“2.30’a depoya devredilen su için bir belediye başkanı yüzde 40 kaçağım var deyip, 4 katı fiyata satmazsa ayakta duramaz derse, bunu tartışmalıyız" diyen Çavuşoğlu, belediyelerin personel yapısının incelenmesi gerektiğini de söyledi.

TÜK konusuna da değinen Çavuşoğlu, kurumun arpa alacak parasının bile olmadığını kaydetti.

Çavuşoğlu, ekonomik akla uygun ortak duygu ve akılla sorunlara sahip çıkılması gerektiğini söyledi.

Haziran ayında bir Süt Çalıştayı yapılmasının söz konusu olduğunu da dile getiren ve "Bu ülkede herhangi bir konuda sözü olacak olanları çalıştaylarımıza bekliyoruz" diyen Çavuşoğlu, standartların yazılacağını, yazılmak zorunda olduğunu, bu noktada da her görüşe büyük önem vereceklerini vurguladı.

Çavuşoğlu, sanayinin istatistiklerinin terse dönmesi için destek vermeye hazır olduklarını da söyledi.

ÖZYİĞİT: “30 YILDIR YARDIM İÇİN EL ETEK ÖPÜYORUZ”

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Başkanı Cemal Özyiğit de genel kurulda yaptığı konuşmada, sanayideki göstergelerin giderek düştüğünü ve ihracatta çok ciddi sıkıntılar yaşandığını belirterek, pazar arayışı konusunda yaşanan sıkıntıların hep birlikte çözümlenmesi gerektiğini kaydetti.

"Çıkış yolları üretileceğine 30 yıldır yardım almak için el etek öpüyoruz" diyen Özyiğit, 30 yıldır kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi yaratılamadığını, her geçen gün daha da bağımlı hale gelindiğini ifade etti.

Özyiğit, Türkiye’den su getirilmesi projesini alkışladıklarını ancak bugün belediyelerin çok ciddi bir açmaz içine itildiğini savundu.

"Topu belediyelere attık. Oysa gelmiş geçmiş hükümetlerin sorumluluğuydu bu" diyen Özyiğit, içme suyu şişeleyen sanayicinin söz konusu fiyatlarla bu işi nasıl yapacağını sordu.

Yakında ekonomik protokolün imzalanacağını hatırlatan Özyiğit, özelleştirilmesi planlanan kurumları yönetemeyenlerin siyasiler olduğunu da dile getirdi.

DEMİRTAŞ: “DERTLERİNİZİ DERT EDİNDİK”

İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş da konuşmasına, sanayiciyi, İzmir Enternasyonal Fuarı’na davet ederek başladı.

Demirtaş, “Türkiye’de dertlerinizi dert edinen bir oda var. Hangi konuda nasıl bir destek isterseniz bizi arayabilirsiniz" ifadelerin kullandı.

ÇIRALI: “SİYASİ İSTİKRARSIZLIK TOPLUMUN GELECEĞİNİ ÇALIYOR”

Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı da genel kurulda yaptığı konuşmada, içinden geçilen dönemde sanayi başta olmak üzere ekonominin ciddi sorunlar yaşadığını kaydetti.

Sık hükümet değişikliklerinin siyasi istikrarsızlığa yol açıp, toplumun geleceğini çaldığını savunan Çıralı, siyasi istikrarsızlıktan dolayı birçok icraatın gerçekleşmediğini, ekonomik ve hükümet programlarının temenniden ibaret kaldığını gözlemlediklerini kaydetti.

Çıralı, mevcut hükümetin uzun süreli olmasını temenni ederken, hükmet programı ve ekonomik programı hayata geçirmesini talep ettiklerini söyledi.

Ekonomik protokol imzalanmadığı için işletmelerin nakit sıkıntısı yaşadığını ve önünü göremediğini belirten Ali Çıralı, bir an önce hükümetin piyasaya nakit pompalaması gerektiğini dile getirdi.

Ali Çıralı, tahkim ve ticaret mahkemeleri kurulması ve alacak-verecek davalarının adil ve zamanında çözümlenmesini saptayacak mekanizmaların oluşturulması gereği üzerinde durdu.

Özelleştirme konusunda kötü bir imaj yaratılmasını eleştiren Çıralı, özelleştirmenin kendisinin değil; devletin etkin hizmet veremediği, yatırım yapamadığı noktalarda kamu-özel işbirliğinde işletme haklarının devredilmesi konusunda adil ve şeffaf yaklaşımların tartışılması gerektiğini vurguladı.

SANAYİ STRATEJİSİ HAZIRLIĞI

“Sanayi stratejisi” hazırlığı içinde olduklarını belirten Çıralı, stratejinin ortaya çıkmasıyla birlikte değişen siyasilere rağmen sanayi stratejisinde değişiklik yaşanmayacağını dile getirdi.

Çözüm sonrası sanayi sektörünün etkileneceği alanlar konusunda çalışma yaptıklarını belirten Çıralı, çözüm olsun veya olmasın AB’deki iyi uygulamaların hayata geçirilmesini de talep etti.

Çıralı, sanayi sektöründe yapılan yatırımları da anlattığı konuşmasında sürdürülebilir ekonomi için mal ve hizmet üretiminin önemine işaret etti.

Kıbrıs konusunda devam eden müzakerelerden duyduğu memnuniyeti de dile getiren Çıralı, "Ümit ederim ki bu yıl içinde adil bir çözüme ulaşabiliriz" dedi.