20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 1989 yılında kabul edilmesi ile her yıl kutlanmaya başlanmıştır. Bugün ile çocuk haklarının varlığının kutlanması kadar, hala bu haklarına ulaşamayan çocuklara dair farkındalık yaratmak da amaçlanmaktadır.
İnsan Hakları Evrensel Bildirisinde, çocukların özel ilgi ve yardıma hakkı olduğunu ilanından hareketle, çocukların sadece ebeveynlerine ait ve haklarında karar verilmesi gereken nesneler veya eksik yetişkinler değil, kendi hakları olan bireyler olduğunu garanti altına almak amacıyla, çocukların insan haklarının gözetildiği Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi düzenlenmiş ve 1996 yılında Kıbrıs’ın kuzey kesiminde de kabul edilerek iç hukukun bir parçası haline gelmiştir. Bu bağlamda, 18 yaş altındaki her bireyin ayrım gözetmeksizin çocuk kabul edilmesi, her koşulda çocuğun yüksek yararının gözetilmesi, yaşama, gelişme ve katılım hakları Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin en temel değerleridir. Bu sözleşme temelinde devletlerin başlıca sorumlulukları arasında çocukların adil bir yaşam sürebilmesi için çaba sarf etmek yer almaktadır.
Ayrım gözetmeme ilkesi kapsamında çocukların, ırk, renk, cinsiyet, dil, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet ve diğer statülerine bakılmaksızın her türlü imkândan eşit ve adil bir şekilde yaralanması taahhüt edilmesine ve ebeveynleri, onlarla bakmakla yükümlü başka yetişkinler veya tek başlarına seyahat edip etmediklerine bakılmaksızın mülteci statüsü kazanmaya çalışan veya uluslararası hukuk uyarınca mülteci sayılan çocuklara ilişkin koruma ve insani yardımdan yararlanması için devletlerin gerekli bütün önlemleri alma sorumluluğunun açıkça belirtilmesine rağmen, Kıbrıs’ın kuzeyinde mültecilere yönelik yerel yasal düzenlemenin mevcut olmaması bahane olarak sunularak mülteci çocukların hakları sistematik olarak ihlal edilmektedir. Ülkelerindeki savaş ve zulümden kaçmak zorunda kalan ve güvenli topraklarda yaşamlarını yeniden kurmak için Kıbrıs’ın kuzeyine sığınma maksadıyla gerek ebeveyn(ler)i, gerek yetişkin diğer akraba(lar)ı, gerekse tek başlarına gelen çocukların düzensiz girişlerinden dolayı alıkonmamaları, özellikle de yetişkinlerle birlikte hapsedilmemeleri, zulüm göreceği topraklara geri gönderilmemeleri ve yaşama, gelişme, koruma ve katılım gibi temel haklarına erişimlerinin sağlanması yerel kurumların sorumluluğu altındadır. Her çocuk için eşitlik ve adaletin sağlandığı, daha güvenli ve sevgi dolu yarınlarda yetişen mutlu çocuklar için çocuk haklarının önemini unutmamak, mevcut yasaları uygulamak, iyileştirmek ve politikalarla desteklemek devletin önemli bir sorumluluğudur.
Ülkelerindeki savaş ve zulümden kaçmak zorunda kalan ve zorunlu yolculukları esnasında yolları adamızın kuzey yarısından geçen veya burada sonlanan çocuklar Kıbrıs’ın kuzeyinde düzensiz girişlerinden ötürü tutuklanmakta, yetişkinlerle birlikte hapsedilmekte, polis karakollarında alıkonulanlar belediyeler veya sivil toplum örgütlerinin sağladığı yardımlar dışında yeterli gıdaya erişememekte, ve mültecilerin hayat ve özgürlüklerinin risk altında olduğu topraklara geri gönderilmelerini yasaklayan geri göndermeme ilkesi ve çocuklarla ilgili alınan tüm kararlarda çocukların yüksek yararlarının gözetilmesi ilkesi dikkate alınmayarak sınır dışı edilmektedir. Ülkemizde ebeveynleri ile mülteci oldukları temelinde ikamet edebilen çocuklar ise temel haklarına erişimde, diğer göçmen çocukların yaşadığı sorunların benzerleri ile karşı karşıya kalmakta, eğitim ve sağlık gibi temel haklarına ancak sivil toplum ve halkın gönüllü katkısıyla etkili bir şekilde erişebilmektedirler.
Savaşlardan ve zulümden kaçan çocukları yüz üstü bırakmaya devam etmemiz ada yarımızın en büyük utançlarından biridir. Her çocuk için eşitlik ve adaletin sağlandığı, daha güvenli ve sevgi dolu yarınlarda yetişen mutlu çocuklar için çocuk haklarına saygı gösterilmesi elzemdir. Buradan hareketle, Mülteci Haklar Derneği olarak, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü vesilesiyle ırkları, milliyetleri veya muhaceret statüleri fark etmeksizin, koruma riskiyle yüzleşen tüm mülteci çocuklar için aile izinin sürülmesi ve birleşimi ile bakım altına alma gibi hizmetler başta olmak üzere uygun, uzmanlaşmış çocuk koruma hizmetlerin sağlanması, çocuklarla ilgilenen personelin iyi eğitimli ve bu hassas ve hayati işi yürütmek için gerekli araçlarla desteklenmiş olması taleplerini yineleriz.
Bir diğer yandan gerek karakollar, cezaevi veya diğer alıkonma mekanlarında karşılaştığımız, gerekse ada yarımızda yaşayan mülteci çocukların dirençleri, kararlılıkları ve tutkuları geleceğe dair bizlere umut verdiğini vurgulamak isteriz.
Her çocuğun haklarının korunduğu, savaşsız, sürgünsüz, barış dolu bir gelecek dileğimizle, Dünya Çocuk Hakları Günü’nü kutlarız.