Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cemaliye Direktör, Birleşmiş Milletler’in 2012 yılında Dünya Mutluluk Gününü ilan ettiğini belirterek, bu yıl Dünya Mutluluk Gününün temasının pandemiye verilecek bir yanıt olarak “Sakin kal, Bilge ol ve Nazik davran” olarak belirlendiğini belirtti.
“Kimse mutsuz, üzgün, endişeli hissetmek istemez. Her birey mutlu olmak ister. Çevremizde bizi etkileyen birçok olay olur” diyen Direktör sözlerine şöyle devam etti; “Hiç kimsenin bir günü tamamen kötü olamaz, aynı şekilde tamamen iyi de olamaz. İnsan olumsuzlukları daha kolay algılar. Hatta birçok olumsuz yaşantı bizden tamamen bağımsızdır. Pandemi nedeniyle evden çıkamamak, arkadaşlarla görüşememek, hastalıklardan korkmak, ve daha birçok şey bizim tek elimizde değildir. Buna rağmen pandemi nedeniyle evde olmaktan mutsuz olmak, sosyal yaşantımızdan bizi uzaklaştırdığını düşünerek öfkelenmek, bitmeyeceğine dair umutsuzluğa kapılmak kendi seçimimizdir. Pandemi nedeniyle evde olmaktan zamanı farklı şekilde kullanacak hale getirebileceğimizi, anı yaşamayı, kendimizle olmaktan keyif almayı, sosyalleşmek için dostlarımla iletişim kurabileceğimi düşünmek de bizim seçimimizdir. Kaygı, öfke, üzüntü yaşamak istediğimiz duygular arasında yer almaz. Ancak bu duygular bize yol gösterir ve bizleri korur. Bunları hissettiğimizde nasıl başa çıkacağımız, sonrasında ne hissedeceğimizi belirler. Kontrolü elimizde olmayan durumlarla uğraşmak yerine, bu durumlarda hissettiğimiz duyguları değiştirmek daha sağlıklı bir şekilde başa çıkmamızı sağlar. Diğer yandan evde ne yapacağınız gibi sizin kontrolünüzde olan durumlarda da kendimizi keşfederek eyleme geçmemiz gerekir.”
Çoğu zaman özellikle herkesi etkileyen durumlarda mutluluğun çok zor ve uzak gibi göründüğünü ifade eden Direktör, mutlu olmanın basit ve kolay bir formülünün gülümsemek olduğunu belirterek şunları kaydetti; “Gülümsemek bulaşıcıdır. Karşınızda gülen birini gördüğünüzde gülümsediğinizi fark edersiniz. Gülümsemek de anın tadını çıkarmanızı sağlar. Çevrenize olumlu bir bakış açısıyla bakmanıza yardımcı olur. Mükemmeliyetçilikten uzaklaştırarak karşımızdakine anlayışla yaklaşmamızı sağlar. Anlayış ise ilişkilerdeki doyumu artırır. Birbirine bağlı bu zinciri başlatan tek şey ise gülümsemektir. Hiçbir şey yoluna girmeyecek diye umutsuzluğa kapılmak bize bir şey kazandırmaz ancak daha iyi günler olacağını düşünmek umudu korur ve hayata anlam katar. Mutlu olmak için önce kendimizi sevmeliyiz. Kendimizle eğlenebilmeli ve kabul etmeliyiz. Önce kendimize nazik olmalıyız. Belki de başlangıç için sadece gülümsemeliyiz.”