Müzakere Satrancında Şah…

Oshan SABIRLI

Kıbrıs müzakere sürecinde yaşanan tıkanıklığın, kopmanın, çöküşün, aranın, adına ne derseniz işte onun yorgunluğu ile yeni bir güne başladım. Şu satırları Cenevre Havalimanı’ndan yazıyorum. Kendi kabuğuma çekilmiş, Cuma’dan bu yana çok az uyku uyuduğum gerçeğinde, uykusuz, yorgun ve algım biraz kapalı İstanbul üzerinden Kıbrıs’a dönüyorum.

Oysa ben Mont Pelerin’den umutluydum. Üstelik hem ilk turu, hem de ikinci turu yakından takip eden bir gazeteci olarak, son güne kadar umudumu muhafaza ettim. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı “yol kazaları olmaz ise” diye ifade kullandı sürecin en başından. İşte o yol kazasının gerçekleştiği anları ve sonrasındaki huzursuzluk ve belirsizliği yaşıyorum.

Pazar akşamı güvenilir kaynaklardan aldığım detaylarda sürecin olumsuzlukları olduğunu, 6’ncı günün (2. turun ilk gününün akşamı) sonunda anladım. Pazartesi gününün ilk saatlerinde bu olumsuz gelişmeleri www.detaykibris.com’dan, Detay’ın sosyal medya hesaplarından hatta kendi sosyal medya hesaplarımdan da gelişmeleri aktardım Kıbrıs’a.  İsviçre saati ile 06:00’da Genç TV’ye bağlandığımda da süreçteki krizlere dikkat çektim. Sonrasında ise gün boyunca, İsviçre’den gerek Detay’ın video değerlendirmelerinde hatta sosyal medyadan sürecin çökme noktasına yaklaştığını aktarmaya çalıştım. Açıkçası bazı dostlarımın bana çok kızdığını, neden bu kadar negatif olduğumu sorduğunu söylemem gerek.

Ne acıdır ki yanılmadım. Keşke yanılsaydım ve hatalı olup özür dileseydim o negatifliğim için ama olmadı. Müzakerelerin çöküşüne dünün ilk saatlerinde tanık olduk.

Şimdi duygusallığı bir kenara bırakıp gelişmeleri takip etmeye çalışıyorum. Bugün Cumhurbaşkanı ve ekibi ile önce İstanbul’a oradan da Ercan’a uçacağım. Yarın, yani bugün siz bu yazıyı okurken İsviçre’nin sisteminden ve kendisi ile barışıklığından KKTC’nin sistemsizliklerine ve kaosuna dönmüş olacağım. Kıbrıs’taki gelişmeleri yaklaşık 4 gündür sosyal medyadan takip ettim. Bu gelişmelerde aslında başarısızlık adımlarında Cumhurbaşkanı Akıncı ve ekibi suçlandı. Sağcılar “biz demiştik”, “KKTC Forever” gibi mesajlar atarken solcular ise Akıncı’ya ve ekibine “Türkiye’nin ağzı ile konuştuğu”, “toprak tavizi vermediği” gerekçeleri ile ateş püskürdü.

Şimdi bu aşamada sürecin tam anlamı ile bitip bitmediğini kısa zaman içinde çok daha net görebileceğiz. Bu arada dün sabah Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı ve bir anlamda müzakerelerin arabulucusu Espen Barth Eide ile de bir araya gelme şansını yakaladık. Eide’nin soğuk kanlılığını sürdürdüğünü, sürecin şu an itibarı ile bir takviminin olmadığını ifade ettiğini de vurgulamam gerek.

Yine siz bu yazıyı okurken Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Ercan’da ilk resmi açıklamasını ve yaşanan gelişmeleri detayları ile aktarmış olacaktır.

Ülkeye yeni bir gün doğdu.

2016’nın çözüme katkı koyması için gemiler yakılmış değil,

hele limanlar da yanmadı.

Bakalım bu kez satranç oyununda Şah ortaya çıkmışken zafer mi yenilgi mi Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar ile birlikte olacak.