Müzakerelerde nerede kalmıştık?

Oshan SABIRLI

Temkinli bir iyimserlik var Kıbrıs Müzakerelerinde. Zaman zaman gerilen ortamlar, Kıbrıslı Rumların isteksizliği ve motivasyonsuzluğuna ilave olarak devam eden dinamik süreç toplumları ve liderleri yeni bir aşamaya taşıyor.

Literatürümüze Burgenstock, Green Tree gibi yerlerden sonra birde Mont Pelerin giriyor.

50 yılı aşkın süredir Beyrut’tan New York’a kadar uzanan farklı coğrafyalarda çözüm arayışına giren Kıbrıs Sorunu, bir kez daha soğuk İsviçre dağlarının eteklerine taşınıyor. Bu kez ise eğer iki taraf veya 4 taraf hatta 6 taraf uzlaşmayı başarırsa 2017’de Federal Kıbrıs çatısı altında bir ortaklık cumhuriyetine ilerleyebiliriz.

Müzakere süreçlerin yakından takip eden bir gazeteci olarak Kıbrıs Türk halkı gibi Kıbrıs Rum halkının da sarhoş gibi olduğunu söylersem yanlış bir saptamada bulunamam. Birçok konuda uzlaşı var ama kamuoyuna yansıyamayan, resmin tamamının şekillenmesini bekleyen liderler gergin bir zirveye hazırlanıyor.

Kıbrıs Sorunu’nun çözümünde birçok önemli aşama geride kaldı. İsviçre’de ise “Toprak”ın konusunun yanında henüz çözümlenmemiş bütün konular tam konsantre şekilde masaya yatırılacak.

Müzakerelerde huzursuzluk yaratacak konular, adeta liderlerin kalbi mengeneye sıkışmış gibi orada görüşülecek. Kıran kırana pazarlıklar yapılacak. Al-Ver İsviçre’de gerçekleştirilecek ve Kıbrıs Türk tarafına göre 5’li, Rumlara göre AB’nin ve BM’nin de katılımı ile çoklu konferansın önü açılacak.

Eğer her şey yolunda giderse Haziran veya Temmuz ayı gibi olası bir çözüme ulaşılması için eş zamanlı yeni bir referanduma gidilecek. İşte bu sürece ulaşılması için önce Mont Pelerin sonrasında ise garantörlerin de müdahil olduğu görüşme tüm süreç adına belirleyici olacak.

Her ne kadar birçok konuda uzlaşı sağlanmış olsa da, kamuoyuna duyurulmayan, yeni federasyonun, kurucu devletlerin, senatonun detayları henüz bilinmese de, 4 başlık üzerinde net uzlaşılar var. Bilinen gerçek ise müzakerelerin ruhu gereği “her şeyde uzlaşılmadan hiçbir şeyde uzlaşının sağlanmadığı” doğrultusunda.

Şimdi İsviçre’de gergin bir süreç yaşanacak. Bu güne kadar uzlaşılamayan konular tek tek gündeme gelecek. Toprak ve harita konuları yeni kazanım ve kayıpları beraberinde getirecek. Kıbrıs Türk ve Rum taraflarının kaygıları tüm çıplaklığı ile masaya yatırılacak. Hatta dedikodu, spekülasyon, milliyetçilik, çözümcülük, hainlik gibi kavramlar iki tarafta da bolca konuşulacak.

***

Geldiğimiz son aşamaya baktığımızda özet şu şekilde;

İsviçre'deki müzakerelerde "Toprak" üzerine konsantre olunacak ayrıca diğer tüm "kapanmamış" konular da "birbiriyle bağlantılı" olarak ele alınacak.

1-NEDEN ÖNEMLİ?

Müzakerelerde 5'li konferansın önündeki son dönemeçlerden olan Mont Pelerin Zirvesi ile çözümün önünde en büyük engel olarak gösterilen uzlaşılamayan noktalar 5 gün boyunca derinlemesine masaya yatırılacak.

2- SONRASINDA NE OLACAK?

Toprak ve uzlaşılamayan konularda BM gözetiminde fikir birliğine varılması durumunda yeni bir aşamaya geçilecek ve 2017 Haziran-Temmuz aylarında referanduma gidilebilmesi için düğmeye basılacak.

3-NASIL BİR TAKVİM VAR?

2017’nin ilk aylarında, (Mart gibi) Anayasa ve yasalar hazırlanacak. Toplumlara 3 ay bilgilendirme süreci verilecek. Haziran veya temmuz gibi ise eş zamanlı referandumların yapılması hedefleniyor.

4- NEREDE UZLAŞILDI?

Kıbrıs Müzakereleri kapsamında 6 başlığın 4 tanesinde çok ciddi ilerleme sağlandı. Geri kalan başlıklarda ise ilerleme sağlanan başlıkların al-ver içerisindeki durumuna bağlı olarak uzlaşı aranacak. “Yönetim ve Güç Paylaşımı”, “AB”, “Ekonomi” ve “Mülkiyet” konularında tam bir ilerleme sağlanması için "Toprak" ve "Güvenlik ve Garantiler" başlığında çetin pazarlıklarla uzlaşı gerekiyor.