Nami müzakereci mi? Temsilci mi?

Oshan SABIRLI

Mustafa Akıncı’nın 4. Cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte sancılı bir sürece merhaba dedik. Açıkçası Mustafa Akıncı’nın ezber bozacağını biliyorduk. İlk gün polemiğinde Erdoğan krizi yaşandı. Hemen akabinde ise Özdil Nami’nin yeni görevi tartışma yarattı. Dünkü Detay’ın manşetinde “Bodoslama Başlıyoruz” diye başlık attık. Hızlı bir sürece merhaba diyeceğimiz aşikar. Özdil Nami’nin çok başarılı bir diplomat olduğunu düşünenlerdenim. Mustafa Akıncı’nın ekibinde başrol oyuncusu olması ise yine beni şaşırtmadı. Özellikle müzakere prosedürlerini bilen, Annan Planı referandumundan tutun da bu güne kadar süreci en iyi tanıyan, analiz edebilen, gizli tutanaklara ulaşabilen ender kişilerden birisi olduğunun altını çizmekte de fayda görüyorum. Mustafa Akıncı’nın Rum lider ile müzakere masasına oturacağını daha önce de Akıncı’nın seçim propaganda sürecinde sık sık duyduk. Eroğlu’ndan Akıncı’yı ayıran en önemli özellik buydu. Eroğlu zaten çok kısa zamanlara sıkıştırılan müzakerelerde çevriler ile geçen toplantıların ve Kudret Özersay ile Kıbrıs Rum yönetiminin müzakerecisi Andreas Mavroyannis’in insafına bıraklılan bir zaman yaşandı. Temsilciler müzakereci oldu ve bu zaman zarfında yapılan tüm uyarılara karşın müzakereler değersizleşti. Liderler elini, eteğini çekince, zaten isteksiz olunan bir dönemde tıkanıklıklar daha kolay yaşandı. Hedefe yaklaşılamadı bile. İşte böyle bir dönemde Akıncı’nın toplum lideri sıfatının hakkını vererek dümenin başına geçmesi ve Akıncı’nın en önemli copilotu olması doğrultusunda Özdil Nami’nin en önemli isim olduğunu belirtmeliyiz. Bu ekibin Mehmet Ali Talat’ın ekibinden çok farklı bir ekip olmasını da beklemiyorum. Tanımlar da önemli. Nami’yi “müzakereci” değil, “Özel Temsilci” olarak tanımlamak daha doğru olacaktır. Eğer Tufan Erhürman eğer Dışişleri Bakanı olmazsa, bu ekipte Uluslararası Hukuk Uzmanı olarak görev alırsa şaşırmam. Hatta uzun süre AB Koordinasyon Merkezi Sorumlusu da olan ve Dışişleri Bakanlığı’nda Nami’nin Müsteşarı da olan Erhan Erçin ve Ekonomist Mustafa Besim’i de ekipte görürseniz şaşırmayın. Kıbrıs sorununda görüşülmeyen konu yok gibi. Kıbrıs müzakerelerinin Türkiye ile eş güdüm içerisinde yürütüldüğü gerçeğinde ve yeni bir öğrenme, hatta ilişki kurma döneminde Nami’nin sürecin hızlanmasına büyük destek sağlayacağından şüphem yok. Özdil Nami’nin Kapalı Maraş konusunda hep "bütünlüklü çözümden" yana tavır izlediğini biliyoruz. Hatta konjektür gereği Barbaros Hayrettin konusunda Navtex'i de en çok savunan isimlerdendi. İşte tepki çeken konuların başında bunlar geliyor. Ama bunlara ilave iç siyasi hesaplaşmalar ve mevki kavgalarının da bu tartışmaların maddelerinden olduğunu düşünüyorum. Nami’nin dün Facbook’tan yaptığı açıklama açıkçası tatminkardı. Nami, “Sayın Cumhurbaşkanımızın talebi üzerine üstlendiğim görev nedeni ile gönderilen tebrik mesajlarına içtenlikle teşekkür ederim. Görev Cuhur Başkanı’nı temsilen, onun halkımızca onaylanmış ve benim de paylaştığım vizyonunu hayata geçirmek için üstlenilen bir görevdir. Açılan fırsat penceresini kullanıp Cumhurbaşkanı’nın talimatları doğrultusunda tam bir uyumla çalışarak başarıya ulaşacağımıza olan güvenim tamdır” ifadeleri sanıyorum benim de örtüşüyor. Tam bir hafta sonra el mi yaman, bey mi yaman göreceğiz…