Belediye başkanlığı seçimleri, yanlış zaman ve yanlış mekana rağmen 24 Haziran tarihinde gerçekleştiriliyor. Haziran başıydı, yok 1 Temmuz’du denirken, nihayet cinci hocanın okuyup üflediği kadının karnından ‘Cin’i çıkarttığı gibi bizde çekmeceden 24 Haziran’ı çıkarıverdik.
Tabi seçim günü belli olduktan sonra, partilerde adaylarını belirlemeye başladı. Partiler adaylarını belirlerken, özellikle 4’lü koalisyon, ittifak kurarak, destekleyecekleri parti adayları konusunda da anlaştığını söyledi.
CTP 16 yerde belediye başkan adayının yanısıra ittifak çerçevesinde destekleyeceği adayları da belirledi. UBPUlusal Birlik Partisi, 21 bölgede kendi adayının yanısıra 7 bölgede de bağımsız adaylara destek vereceğini açıkladı. Halkın Partisi, 5 bölgede parti logosu ile seçime katılırken, 5 bölgede de bağımsız veya ittifak kurduğu parti adaylarını destekleyeceğini dile getirdi. TDP Lefkoşa ve İskele’de seçime kendi adayları ile katılırken, 12 bölgede ittifak kurduğu partilerin adaylarına destek vereceğini belirtti. YDP ise kendi logosu ile sadece Lefkoşa’da seçime katılacağını, bazı bağımsız adaylara destek vereceğini belirtti.
Şimdi eğri oturalım ama doğru konuşalım. İlk günlerde alınan kararlara ve sonraki süreçte yaşananlara bakınca ortada ne Parti Disiplinin, nede 4’lü koalisyonun ittifak sonrasında aldıkları karara uyulmadığını görürüz.
Kısacası bu seçimde parti disiplinin yerlerde süründüğünü ve parti disiplinini kimsenin takmadığını görürüz. Ayrıca 4’lü koalisyonun ittifakı diye ortaya atılan şeyin de ittifaktan çok sanal bir bukalemun olduğuna tanık oluruz.
Örneğin Lefkoşa’da TDP adayı Mehmet Harmancı’yıdestekleyeceğini açıklayan CTP’de ben Harmancı’yı desteklemem diyen Kutlay Erk ile Kadri Fellahoğlu’nun çıkışına tanık olduk. Ve bu noktada, eskiden partim ‘Odun’ koysa onda bir hikmet var ona oy veririm diyen parti disiplini ile donanmış partidaşların yerini ‘Ben parti disiplini’ anlamam diyen kişilerin aldığını görürüz. Lefkoşa’da CTP’nin aday çıkartma girişimi TDP’ye 4’lü koalisyon üyesinin madik atması olarak nitelendirilirken, Mağusa’da CTP’nin kendi adayını belirlemesinden sonra eski İlçe Başkanının da bağımsız adayım demesi kendi kendine madik atması olarak nitelendirildi.
TDP bu noktada Gönyeli’de TDP’ye, Mustafa Erk ile çalım atarken, Gönyeli Belediyesi meclis üyesi, Kutlay Erk’in kardeşi oğlu TDP’li Erk’in bağımsız adayım demesi de bu çalıma bağlanmakta.
İskele’de TDP, Cemaliye Soğancı’yı parti amblemi adı altında adayı olarak seçime sokarken, bir diğer taraftan TDP Milletvekili adayı olarak seçime katılan ancak kazanamayan Fikret Civisilli ben de bağımsız adayım diyebiliyor. Fikret Civisilli adayım dediği anda onu desteklemek yerine bir başka adayı piyasaya sürmenin parti disiplinine uyup uymadığını çözemedim. Parti disiplinine uymazsa Genel Sekreter Cemal Varoğlu’nun, Si bemolden başlayıp, Do minörden dem vurmasını da anlayamadım.
Şimdi gelelim ittifaka ve parti disiplinine, sol gösterirken sağ vurmak ittifakın şanından mı? Ve nasıl parti disiplinidir ki, birileri belirlenen aday sonrasında bende adayım diyebiliyor.
Mağusa’ya gelirsek UBP parti olarak biz bağımsız belediye başkan adayı İsmail Arter’i destekleyeceğiz dedi. Bunu da deklere etti. Sonrasında İlçe Başkanı Güneş Güneşoğlu ortaya çıkarak, parti kararının aksine bende bağımsız adayım dedi. Bu durum parti disiplinin yerlerde süründüğünü gösterir.
Dipkarpaz’da 9 adayın ismi belediye başkanı olarak gündeme düştü. İskele İlçe binasında toplanan adaylara UBP Milletvekili Nazım Çavuşoğlu, bir başka adaya oy verin diyerek adayları bir birine kırdırmaya çalıştı. Okul Müdürü, Ramazan Korkmaz, bu duruma isyan ederek sizin başkan aday belirlemeniz beytambal kalsın diyerek binayı terk etti. Havva Elkovan benden bu kadar diyerek HP adayı olarak seçime katıldığını açıkladı.
Büyükkonuk bir başka alem. UBP’nin belirlediği aday olan Ahmet Sennaroğlu’na karşı, yine UBP Milletvekili Nazım Çavuşoğlu, Petek Pastanesinde topladığı kişiler ile partinin belirlediği adaya karşı aday çıkartma girişiminde bulundu. UBP’nin değerli iki ismini zorda bırakırken, UBP’nin bölgede kavga içerisinde olan bir parti olduğu görüntüsünü de yansıttı.
Peki hani parti disiplini? Hani parti prestiji? Hani UBP’yi birinci parti noktasına getiren büyük ismi? Hepsi yerlerde süründü.
DP’ye gelirsek ben 4 yerde adayımı belirledim. 4’lü koalisyonda ittifak içindeyim derken önce Okyay Sadıkoğlu’nu sonrada Gencay Eroğlu’nu Lefkoşa başkan adayı olarak piyasaya sürmesi ittifakın neresindedir?
Peki hani 4’lü ittifak. Hani koalisyonun dayanışması? Geçin canım. Ne ittifak nede koalisyonun dayanışması var. Fransızların ünlü geçilmez olarak nitelendirilen Majino Hattını, Belçika’yı işgal ederek arkadan vuran Almanlar gibi 4’lü koalisyon üyeleri de bir birlerini arkadan vurdu. 4’lü koalisyon bir birini arkadan vururken UBP’de de içte bir birini temizleme girişimi başlattı.
Kısacası ne parti disiplini, nede 4’lü koalisyon ittifakı kaldı. Hepsi yerlerde sürünüyor. Bu da bir paspasa bakar.