Nerde kalmıştık?

Oshan SABIRLI

Soru oldukça basit aslında. Nerede kalmıştık? Umut dolu yazılar, başarı öyküleri vermek isterken belirsizlik, ekonomik darboğaz, sorunlar yumağı devam ediyor. Üstelik kanser, trafik kazaları, eşitsizlik, ahlaksızlık yine diz boyu. Kendimizi çirkeften uzak tutmaya çalışırken, temiz durma uğraşında keşmekeş gibi benim ülkem. Sırt sıvazlayan, çıkar hesapları ile davranan düşüncelerin arasında memleket sorunlarına takılmamak elde değil. Sahi nerede kalmıştık biz? Ulusal Birlik Partisi (UBP) Kurultayı geride kaldı. Çok adaylı bir seçim olmasına karşın sessiz sedasız sonlandı. Üstelik hükümet krizi şüphesi de bertaraf olmuş oldu Hüseyin Özgürgün’ün yeniden başkan seçilmesi ile. Müzakerelerde görüşmeler devam eder, düşe kalka nikah masasına oturmaya çalışırken evlilik sözleşmemizi kılıfına uydurmaya çalışıyoruz. Yeni dar, yeri dar gelinlerden öte boşanmış bir çiftin yeniden evlenmeye çalışması gibi bizim aşk hikayemiz. Ülkemizde ikamet eden, yıllarca çalışma izni ile çalışan bir çok kişi yıllardır vatandaş olmayı beklerken aslında şaşkınlık içinde. “Ne olacak bizim halimiz” sorusunu sık sık duymaya başladığımız bir dönemdeyiz. Beyaz Kimlik ile oy kullanma dışında tüm vatandaşlık haklarına sahip olunabileceği en yetkili ağızlardan duyurulurken beyaz kimlik yerine daimi vatandaşlık talepleri yine tavan yaptı. İşin içine yeni kurulacak olan federasyonda, TC kökenli de olsa tüm KKTC vatandaşlarının yeni cumhuriyetin vatandaşı olacağı söylentilerinin de olduğu bu dönemde sanırım İçişleri Bakanlığı’nın başı çok ağrıyacak. Sahi ülkenin fotoğrafını çektiğimizde ne görüyoruz? Başbakan’ın koltuk değneği ile yürüdüğünü, Birikim Özgür’ün önce Maliye Bakanı olduğunu ardından ise Başbakan Vekilliği yaptığını, öte yandan meclis başkan yardımcısı seçilmesi için parlamentodan dahi tam onay alamayan Hüseyin Avkıran Alanlı’nın Cumhurbaşkanlığı’na vekalet ettiğini gördük. Süslü cümleler ile ezeli rakip olan CTP ve UBP’nin koalisyon hükümeti kurduğuna, bu koalisyon hükümetinin ilkler ve ilkeler hükümeti olacağı vaatlerine tanık olduk. İlk 100 günü çoktan geride bırakan hükümetin takvim hesaplarının tutmadığına hatta vatandaşı ahmak yerine koyan açıklamalara da tanık oluyoruz. Muhalefet partilerinin giderek daha da eridiği, ana muhalefet partisi başkanın ortada olmadığı bir dönemden geçiyoruz. Moralimi bozsam mı bozmasam mı diye düşündüğüm bir çok gelişme var ülkemde. Trajikomiktir ama esrar, Hint keneviri, bonzai kelimeleri daha az rahatsız etmeye başladı uyuşturucu enflasyonunda. Eroin, kokain gibi uyuşturuculardan daha yoğun şekilde bahseder olduk. Aslında köşe yazımın son cümlesi nokta niteliğinde. Allah taksitarımızı affetsin.