Nerden baksan tutarsızlık

Oshan SABIRLI

Şarkının sözlerinde “nerden baksan tutarsızlık” sözleri geçiyordu. Sanki tam olarak ülke gerçeklerini anlatıyor o sözler. Nereye elimizi atsak adeta kuruyor. Siyaset keşmekeş halinde. Keşmekeşin etkileri yaprak dökümünü andırırken meclisteki partiler döküm saçım, “dimdik ayaktayız” mesajı vermeye çalışıyor. Hükümet partisinde ardı ardına gelen krizler, keyfi kararlar, kendi partisi içerisinden bile destek bulamayan, apaçık son günlerini yaşayan bir parti başkanı var. Diğer taraftan hükümetin küçük ortağının parti başkanı hükümetteki görevlerinden istifa edip partisine çeki düzen vermek adına kolları sıvadı. Ana muhalefet partisi ise muhalefette olduğunu bir türlü anlayamadı. Hep suçu başkasına atan UBP’de sular durulmuyor. Ara ara ana muhalefet partisi başkanı olduğunu anlayan Özgürgün muhalefet yapmayı da beceremiyor ve kendi boğazına ipi geçirmek için yoğun gayret sarf ediyor. Meclisin en küçük partisi ise Harmancı ve Akıncı’nın başarılarına sırtını yaslayıp medet umuyor. Bu başarıların ise güçlü bir toparlanma olmaması durumunda partiye bir kazanç sağlayamayacağı gayet net ortada. Dedik ya nerden baksak tutarsızlık var diye atama ve görevden alma ile ilgili pis kokular yayılıyor. KIB-TEK, BRT, YYK ile başlayan tartışmaların daha da alevleneceği bir dönemdeyiz. Hava bile dengesiz. Aniden bastıran yağmur, 38 derecelere çıkan hava, gece düşen hava sıcaklığı dengesizlikleri beraberinde getiriyor. Suni gündemlerde kafa patlatıyoruz. Yeni siyasi parti oluşumu yönünde farklı ifadeler var. Hanım, bayan, karı, kadın tartışmalarında soyadı konusu gündeme geldi. TC Yardım heyetinin konumu ve ülkede siyasete yaptığı baskılar. 28 adet mayın tarlasının koordinatlarının tutmayışı, Derinya Kapısı, vize uygulaması ve dahası düşündürüyor. “Biz neden böyle bir ülkede yaşıyoruz?” diye düşünüyor insan. Kıbrıs sorunu olmasa, sağlıklı bir siyasetimiz olsa, Kıbrıs Türk toplumu neyi dert eder? Neyi konuşurdu? İşte o gün biz sudan çıkmış balığa dönerdik galiba. Mecliste birçok doktor varken, üstelik sağlık bakanı bile doktor olan bir ülkede sağlık keşmekeşe dönmüş durumda. Biz sağlık çalıştayları, sağlık turizmi alanında adımlar atmaya çalışıyoruz. Devlet poliklinikleri sırf beleş olduğu için dolup taşarken, ülkemin bakanları milletvekilleri bile devlet hastanelerine gitmiyor. Çevre çalıştayları yapılıyor ülkemde. Üstelik tümü 1. şeklinde ama ortaya çıkan net bir şey yok. Uyuşturucu komisyonları ve bu işten para alan bürokratlar var. Ancak yine yarım gram, 1 gram uyuşturucu davaları ile dolu mahkemeler. Komiteler, komisyonlar ise internet kafeleri denetliyor basın ordusuyla birlikte. Esnaf battım diyor, ama mantar gibi yeni iş yerleri kuruluyor sürekli. Şimdi tüm bunları alt alta koyduğunuzda nasıl bu toplum adam olabilir diye düşünüyorum. Üzülüyorum.