Niçin CTP-BG- UBP hükümeti…

Arif Alasya

Bu hükümetin kuruluşunu bu güne kadar çeşitli şekilde yorumlayan birçok yorumcu hep sebepler aradılar vede çeşitli görüşler ortaya attılar.Olumlu bulanlar da olumsuz bulanlar da oldu. Yıllardır birbirini temel rakip olarak gören vede ne siyasal,ne sosyal,ne ekonomi  ve ne de dış politika ile Kıbrıs sorunun çözümü ile ilgili benzeşikleri olmayan bu iki ters görüş nasıl bir araya geldi ve hükümet oldu. İşte bu açıdan değerlendiren yorumcuların olumlu bakanları ‘’asgari müşterekte birleştiler’’vede bu müştereklere uygun hükümet programı hazırladılar,üstelik birçok konunun çazümünü da tarihlediler,diye savunuyorlar.En ciddi eliştiriyi da iki partinin temel oylarını oluşturan kesim yapmaktadır.vay efendim yıllarca birbirine siyasi düşman olan parti ile nasıl hükümet olunur diye. Ben bu konuyu başka bir boyuttan yorumlamaya çalışacağım. Bu iki partinin birlikte hükümet olmalarının altında,  kök parti oylarının dışındaki oyların kendilerinden uzaklaşmasıdır. Son milletvekilliği seçimlerinden başlayan süreçte seçmem eğilimlerinde ciddi dönüşümler yaşanmaktadır. 2013 seçimlerinde her türlü saldırı ile barajın altına itilmeye çalışılan TDP barajı geçmiştir.UBP’den ayrılıp DP saflarında aday olan adaylar da UBP ‘ye oy verenlarden ciddi oy çalmıştır.Saldırının en ilginç tesbiti sayım akşamı sabaha kadar bir tek SİM TV TDP’yi barajın altında göstererek yayın yapmıştır. Bu seçimden sonra yapılan yerel seçimlerde CTP büyük belediyeleri kaybetmiş,UBP ile DP’nin birlikte aday gösterdikleri iki ilçede seçim kazanmış fakat Amiral gemisi sayılan Lefkoşa Belediyesini küçük parti olarak yorumladıkları partilerin adayı Sn.Harmancı kazanmıştır. Ardından yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi ise özellikle CTP-BG ve UBP için bir hayal kırıklığıdır.Ayni şekilde küçük dedikleri partilerin desteklediği aday Sn.Akıncı Cumhurbaşkanı  seçilmiştir. Burada ikinci turda alınan başkanlık oylarını değerlendirirsek yanılgıya düşmüş oluruz,çünkü UBP adayının dışında diğer adayların aldıkları oylar başta CTP’nin oyları olmak üzere Sn.Akıncı’ya gitmiştir. Ancak birinci turdaki oyları bir değerlendirelim.Bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçimini birinci turdan kazanan UBP adayı ancak %28 oy almıştır.Son yerel seçimlerde CTP-BG’nin aldığı oy %38’lerden %21’lere gerilemiştir. Yıllardır hiçbir partinin aldığı oylar kendi malı olmamıştır.Her partinin bir çekirdek oyu vardır ve bu oylar partinin durumu ne olursa olsun kesinlikle ordadır.İşte bu oyların dışındaki oylar bu iki büyük partiden uzaklaştrığı için başka parti veya bağımsız adaylara kayma olmuştur. İşte bu iki partinin sözde asgari müşterekte birleşip hükümet olmasının altında yatan gerçek partili olmayıp da sempatizan olaran bu partilere oy veren kesimi yine partilerine geri döndürmek.Çünkü temel oyları zaten vardır.Hükümet örgütlenmesi içerisnde yaratılan Müsteşar,müdür,müşavir ve kurumlarda görev verdiği kişler ve onların çevrelerinin oyları durmaktadır,onlar hiçbiryere gitmezler,Çenberlerin bayrakçılarıdırlar. Şimdi Bu şiddetli oy kaybına uğrayan partiler işte böylesi bir dönemde sırt sırta verdiler belli bir program çerçevesinde başarılı bir hükümet profili ortaya çıkarmaya çalışacaklardır.Bunu yaparken de parti içindeki kırgınlıkları gidermeye çalışacaklardır. Hedfleri geçiş hükümetinden haklın getirdiği memnuniyete yakın bir memnuniyet sağlanmasıdır. Bunu nasıl başaracaklarını bekleyip göreceğiz.Birisi çözümü masada ararken diğerinin dağda arayacak olması nasıl birlikte durabilecektir. Temennim onların bu temel felsefe çatışması içerisinde masada yürütülen barış sürecine zarar vememeleridir.Yoksa onların partisel güçlenme için yapacakları umurumda değildir.