İSTANBUL Fatih Okumuş İstanbul'da düzenlenen "Tarihte ve Günümüzde Selefilik" sempozyumuna katılan Miskin, İslam dünyasındaki hareketler ve Selefiliğe ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. "Nijerya’da pek çok İslami hareket var, bunların kahir ekseriyeti barışçıl hareketler. İslami hareketlerin yüzde 90’ından fazlası ‘davet’ alanında ve barışçıl yöntemlerle çalışmaktadır" diyen Miskin, " İslam dünyasındaki İslami hareketlerin bir kısmının barışçıl yöntemleri, bir kısmı da silahlı mücadeleyi savunuyor. Selefi hareketleri 3 grupta toplamamız mümkün. Birincisi Elbani’nin yaptığı gibi ilmi çalışmalarla meşgul oluyor. Diğer bir grup davet, vaaz ve eğitim çalışmalarına odaklanıyor. Bu ikinci grup sonuçtaİslam devletinin kurulmasını hedefliyor. Üçüncü grup selefi hareket daha var ki, bunların hareket noktası silahlı mücadele prensibidir. Mesela doğuda El-Kaide, Afrika’da Eş-Şebab ve Boko Haram" ifadesini kullandı. Miskin, radikal grupların ortaya çıkmasına sebep olan siyasi ve toplumsal şartlara ilişkin soruya Miskin, “Kendi deyimleriyle ‘tağut’un idaresi altında yaşamanın haram olduğunu savunan Boko Haram 2009’da kuruldu. Nijerya’da, gerekirse silahlı mücadele yoluyla İslam devletinin kurulması için Müslümanların harekete geçmesi gerektiğini söyleyerek, şiddete başvuruyorlar. Yeni fikirler her toplumda makes bulur. Bu düşünceler bize dışarıdan geldi, gençler de belli oranda ilgi duydu" şeklinde cevap verdi. Türkiye'nin kendileri için "barışçıl demokratik değişim modeli" olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ticane el-Miskin "Türkiye’nin ahlaki değerleri ve medeniyet mirasını koruyarak, toplumla müşavereyle, barışçıl yoldan yürüyüp gelişmesini iftiharla izliyoruz" dedi.