Nisan 1 şakası gibiyim

Oshan SABIRLI

Samimi olmam gerekirse 1 Nisan tarihini hiç sevmem. Hele sulu şakalardan hoşlanmam. Beni tanıyanlar sürpriz kelimesinden bile hoşlanmadığımı çok iyi bilirler ancak adettendir, her 1 Nisan tarihinde, Nisan 1 şakaları yapılır. Kıbrıs Türk Toplumu olarak zaten biz şaka gibi bir ülkede yaşıyoruz. Özetle KKTC’nin her günü “Nisan 1”… Ne güzel olurdu Kıbrıs’ın güneyinden “biz bu gariban Kıbrıslı Türklere yıllardır uyguladığımız ambargolardan vazgeçtik, bu nedenle çözüm için iyi niyet göstergesi olarak ambargoları kaldırıyoruz” deseler. Ne güzel olurdu “bugün Kıbrıs müzakere süreci ile ilgili olarak karar verildi ve artık ortaya çıkan yeni anlaşmayı konuşacağız” şeklinde haberler yapsak. Ne güzel olurdu trafik kazası haberleri yerine, Kıbrıs’ın kuzeyinde üretilen çevreci arabalarımızı konuşsak. Ne güzel olurdu Teknecik’te havaya karışan kükürt gazı yerine, hükümet yetkililerinin yenilenebilir enerji için fon sağladığını ve artık konutlarda yeşil enerjinin kullanılmasının zorunlu olduğunu öğrensek. Aktif siyasette bulunma yaşı 50 olsa ve 50 yaşının üzerindeki siyasetçiler danışman olarak göreve, memur maaşı ile devam edebilse güzel olmaz mıydı? Üstelik müşavirlerin tümü meclise çağrılsa ve alt komitelerde çalışmaları mecburi kılınsa… Döviz düşmüş, Üniversitelere giriş kolaylaştırılmış ama çıkış zorlaştırılmış. Öte yandan üniversite eğitimi de bedava olmuş benim ülkemde. Ülkemizin bakanları ve hatta cumhurbaşkanı bile devlet hastanelerini tercih eder olmuş. Hatta devlet hastanelerimiz o kadar iyi olmuş ki yurtdışından bile hasta kabul etmeye başlamışız. Uyuşturucu ve kelepçeli gençlerin yerine gazeteler, gençlerin uluslararası akademik, sportif sanatsal haberlerini vermeye başlamış. Hatta biz Eurovision şarkı yarışmasına katılmışız ve bu şarkı yarışmasında bize Yunanistan 12 puan vermiş… Ben Lefkoşa’da Atatürk Stadyumu’nda Fenerbahçe maçı seyretsem. Tutkunu olduğum Fenerbahçe tam 6 gol atsa ve ben “Oyna GG” diye Fenerden yediğim gollere kahrolsam. Hoş olmaz mıydı? Hayal kurmaya devam ediyorum. Mağusa ile Lefkoşa arası hatta Güzelyurt’a kadar hızlı tren yolunun açılışını yapsa siyasiler. Mağusa’dan Güzelyurt’a 30 dakikada giden trenin ilk yolcuları da olmuşuz. Kanser hastalığına tedavi bulunmuş ve kanser hastalarının iyileşmesi için bu güzelim coğrafyanın en ideal ülke olduğu Scientist Magazine tarafından tavsiye edilmiş. Üstelik ülke turizmi o kadar gelişmiş ki, devlet artık münhal olmadan iş başvurusu yapan herkesi alacağını ifade etmesine karşın çok az sayıda başvuru olmuş devlete. Şaka gibi bunlar… Hayali bile insanı mutlu ediyor. Bu sözlerin üzerine Nisan 1 demekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Oysa tek talebimiz insanca yani hak ettiğimiz gibi yaşamak değil de nedir bizim?