Türk Dil Kurumu “normal” kelimesini, sıfat,” Kurala uygun”, “alışılagelen, olağan, düzgülü, aşırılığı olmayan, uygun” şeklinde tanımlıyor. Şimdi nereden çıktı bu normal sözcüğü diye sorabilirsiniz. Açıkçası ben “normal bir insan”, Normal bir vatandaş olmak istiyorum. Sıradan olması gereken, olayların, çok mühim şekilde algılanmadığı, algılanmaması gereken bir ülke vatandaşı olmak istiyorum. Yıllarca, Kıbrıs Türk toplumunun üst üste yediği darbelerin bizi soktuğu ruh halinden sıyrılıp, sıradan başarıların, dev başarılar gibi olmamasını istiyorum. Dün bir dünya devi olan Coca Cola ile ilgili önemli bir haber elimize ulaştı. Dünya içecek devi Coca-Cola’nın, KKTC’de üretim yapma kararı aldığı ve gelecek aydan itibaren üretime geçecek tesis konusunda Rum Kesimi’nden bir itiraz gelmediği belirtildi. Coca-Cola’nın CEO’su, yatırımla ilgili gelişmeleri yakından izlediğini kaydetti. Kıbrıs Türk toplumu için bu karar hiç kuşkusuz önemli bir adım, bir atak konumunda. Oysa normal bir ülkede olsak bu haber ekonomi sayfalarında, sıradan bir ekonomi haberi olurdu. Biz ise en küçük adım, en küçük sportif, sanatsal başarıda bir ispat çabasına girip, başka ülkelere göre normal olmayan davranışlar sergiliyoruz. 3.355 km² alanda, bir yandan psikolojik sorunlarımızda, kendimizi dünyanın merkezi gibi görürken, diğer yandan dünyalı olamadığımızın bilincinde “ezik adalılar” konumundayız. Geçmişimizde birçok yenilgi, birçok kandırmaca bulunmasından, Sıradan olamamanın ağırlığında ezilirken, Kıbrıs’ın güneyine geçip pasaport almalarımız da bundan değil miydi? Şu an alanlardan, kaç Kıbrıslı Türk, gerçek anlamda Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği ve pasaportunu kullanma ihtiyacı duydu acaba? Kaç kişi vize ihtiyacı karşısında, arz, talep denklemine uygun olarak, talep etti bu kimliği? Psikolojik sınırlarımızda biz isyanlarımızı, özlemlerimizi hep farklı şekillerde yansıttık. Hatta hücum edercesine… Jennefer Lopez’i hayatında duymayan babam bile, sırf ambargolarımızdan öğrenmedi mi bu seksi şarkıcıyı? Ülkemizde Burger City’nin, TAB Gıda altında Burger King franchise normlarında hizmete girdiği dönemi hatırlıyorum. Çoluk, çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı herkes bu Fast Food restoranının yolunu tutmuyor muydu? Amacın “hızlı yemek” olması gerekirken, sevgililerle buluşma mekanı, zaman geçirme mekanı, bir dünya devi ile daha yaşama mekanı olarak karşımıza çıkmadı mı o dönemde Burker King’ten dönme Burger City? Önceleri, masası, sandalyesi bile Burger King olan bu işletme zaman içerisinde Kıbrıs Türk markası oluverdi. Önce sandalyelerdeki Burger King ibareleri kapandı, ardından ürün kalitesi düştü, hatta çocuk menülerindeki uluslararası standartlarda verilen oyuncaklar bile değişip daha kalitesiz, daha ucuz, marka değeri olmayan oyuncaklar ile yer değiştirdi. Bu ve benzer örnekleri çoğaltmak mümkün. Şimdi Coca Cola’ya heyecanlansam mı diye düşünüyorum. Kuşkusuz üretimin burada olması, tıpkı Pepsi’nin de burada Ektam çatısı altında üretilmesi gibi daha ucuz olması anlamına gelecek. Ama ben yinede ümitliyim. Gün gelecek normalleşmeyi de öğreneceğiz.