O daha çocuktu

Oshan SABIRLI

  Onu hep kocaman adam diye düşünmüştüm. Oysa o da bir çocuktu. Yaşı yalnızca 25’ti. Hani delikanlı dediğimiz, kanımızın kaynadığı çağlar var ya. Hani bu gençler, diye çevrede gördüğümüz, kızdığımız, yaşını özlediklerimiz var ya. Sokaklarda, arabada müziği sonuna kadar açan, gezen,  eğlenenlerimiz var ya, tıpkı onların yaşındaydı.   Hayalleri vardı. Oysa o dünyayı değiştirmek için yanım tutuşuyordu. Umutları vardı. O güzel ülkesinin geleceğine inanıyordu. Hatta o, “2. Kurtuluş Savaşı'nı başlattığını” söylüyordu.   5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece her şey karardı. Gururu ve onuru ölümü oldu. Tıpkı ayni yolda yürüdüğü diğer 2 arkadaşı gibi. Tıpkı onlarcası gibi o göçtü.   Bugün 6 Mayıs’ı yaşıyoruz. Bakışlarının derininde, okumaya çalıştığımız gözlerde neredeyse yarım asır geçti. Tam 42 yıl önce, Deniz bir dar ağacında öldü. Tıpkı 25 yaşındaki Yusuf Aslan ve yalnızca 23 yaşındaki Hüseyin İnan gibi.   İdam cezaları o dönem senato tarafından onaylanmak durumundayken, İsmet İnönü "siyasi suçlar idamla cezalandırılmamalıdır" diyerek Bülent Ecevit ile birlikte red oyu kullandı. Adalet Partisi genel başkanı Süleyman Demirel ise infazdan yana oy kullandı. Demirel’in o kararı hala tartışılıyor.   Olaydan tam 15 yıl sonra, Süleyman Demirel bir gazeteciye verdiği demeçte idamlar için "soğuk savaşın talihsiz olaylarından biri " yorumunu yaptı.   Oysa özür dileseler, pişmanız deseler her şey farklı olacaktı. Oysa onlar idealleri için, direnişleri için ölümü göze aldılar. Dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ise idamları onadı.   Şimdi Deniz’i, Yusuf’u ve Hüseyin’i anıyoruz. Şimdi yıldızlara bakıyoruz ve tıpkı Deniz’in mırıldandığı Nazım şiiri gibi “sevebildiğimiz kadar” sevmeye çalışıyoruz   ''delikanlım!. iyi bak yıldızlara, onları belki bir daha göremezsin. belki bir daha yıldızların ışığında kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin.. delikanlım!. senin kafanın içi yıldızlı karanlıklar kadar güzel, korkunç, kudretli ve iyidir. yıldızlar ve senin kafan kâinatın en mükemmel şeyidir. delikanlım!. sen ki, ya bir köşe başında kan sızarak kaşından gebereceksin, ya da bir darağacında can vereceksin. iyi bak yıldızlara onları göremezsin belki bir daha... delikanlım!. belki beni anladın, belki anlamadın. kesiyorum sözümü. sevmek mükemmel iş delikanlım. sev bakalım... mademki kafanda ışıklı bir gece var, benden izin sana, sev sevebildiğin kadar.'' Nazım Hikmet Ran