[caption id="attachment_24474" align="alignleft" width="100"] OSHAN SABIRLI[/caption] Çocuktum ve ülkemin diğer yarısının olduğunu bilmiyordum. Çocukluk zamanlarımda Sıla 4 grubunun şarkısını mırıldanıyordum, “Kıbrıs’ım” şarkısı özellikle sınırın öte yanından bahsederken garip bir duyguyu yaşardım. Dün, bu şarkıyı sevgili Erdinç Gündüz’ün sesinden, plak cızırtıları arasında yeniden dinledim. Şarkıyı dinlerken, o nostaljiyi yaşarken, “bu şarkı acaba, bizim üzerinde yaşadığımız adayı mı anlatıyor?” diye düşündüm. Bu şarkı, ilk kez bana bu kadar anlamsız geldi. İlk kez, yıllardır severek dinlediğim bu şarkı, geçen zamanda ne kadar çok şeyin değiştiğini anlattı bana. Ne diyordu şarkı: “Kıbrıs bir ada mıdır Cennetten parça mıdır” Kıbrıs bir zamanlar adayken, şimdi KKTC bir yarım ada olarak bizimle buluşuyor. Ülkemin diğer yarısı tam anlamı ile gasp edilmişken, yaşadığım coğrafya, AB toprağı olmasına karşın AB’den eser yok. Ötesinde sınırın bu tarafında da hayır yok… “Lefkoşa merkezidir Kıbrıs'ın şerefidir Lefkoşa'nın gençleri Çeler hep gönülleri Çeliktendir elleri Ah Kıbrıs'ım Kıbrısım” Oysa, bu Lefkoşa’nın neresine dokunsanız adeta elinizde kalıyor. Keşmekeşin, kötü trafiğin, kötü siyasetin, sivrisineklerin, lağım kokularının merkezidir Lefkoşa. Kıbrıs’ın şerefi Lefkoşa ise, şerefsizler beni daha da ürkütüyor. Gönülleri çelen Lefkoşa gençleri de ülkemin geri kalanı gibi işsiz. Üstelik devlet kapısında kendisine yer bulamayanlar “tembel Kıbrıslıların” o çelikten elleri Kıbrıs’ın güneyinde inşaatlarda çalışmadılar mı? Nice üniversite mezunu genç vahim durumda. “Kıbrıs'ın her kazası Sanki altın parçası” diyor şarkı. Mesarya altın sarısı gibi, çorak, susuz, aç. Çiftçi perişan, köylü bitkin, yerel yönetimler batağın eşiğinde. Karpaz, Altın Sahil gibi kumsalları ile geri bırakılmış, geliştirilmemiş, hatta gazete bile gitmeyen onlarca köye sahip. Ambulans veya itfaiye desen Allaha emanet. “Mağusa hisarları yeşil Girne dağları Baf'ın güzel bağları Ah ne hoştur Kıbrıs'ım” Mağusa hisarları, bakımsızlıktan, ilgisizlikten şikâyetçi. Kent denize çok yakın, ama denizden oldukça uzak olmaktan şikayetçi. Üniversite kenti olmakla öğünürken bu güzelim kent, yanı başında duran, Kapalı Maraş’ın hayaletlerinin gölgesinde. Girne’nin yeşil dağlarından, dağların doruklarında uçuşan kartallardan eser kalmadı. Taşocaklarının yok ettiği bir doğa, Teknecik santralinin çıkardığı beyaz bulutlarla buluşuyor. Baf’ın güzel bağları sınırın ötesinde, ne eski bağlar kaldı şimdilerde nede yeni nesil gençlerin Baf özlemi. Bafidi olmak bile farklı bir nesille anılıyor artık. Şimdi tüm bu gerçekler ışığında nerede benim Cennetten Parçam? Nerede benim canım Kıbrıs’ım? Ülke geçen zamanda değişime uğramadı mı? Daha anlamsız olmadı mı şarkı?
GÖZE ÇARPANLAR Sayın Mustafa Akıncı, seçim çalışmalarını hızlandırdığınızı ve dostlarınızın sizin için birçok bölgede seçim büroları kurmak üzere faaliyete geçtiğini duyduk. Çok yakında büyük ve etkili bir grup tarafından size tam destek gelecekmiş, gözünüz aydın. Sayın Özkan Yorgancıoğlu, Mehmet Ali Talat’ın kulislerde CTP’deki dağınıklığın toparlanması amacı ile adaylıktan vazgeçtiği ve parti başkanlığına gelmesi için farklı odakların çalıştığı konuşuluyor. Anlaşılan on tartışmalara noktayı Talat koyacak. Sayın Ersin Tatar, sabah sporunuz tüm vatandaşların büyük takdirini topluyor. Özellikle genç vekillerin de sabah yürüyüşü yapması yönünde çalışma başlatsanız hiç fena olmayacak. Şu sıralar bir miktar inzivaya çekilmiş görünseniz de yeni dönemde ülke sizden ciddi performans bekliyor. Sayın Ali Özmen Safa, TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkemize gerçekleştirdiği ziyarette gözlerimiz sizi aradı. Ercan VIP çıkışında birçok iş insanı Erdoğan ile tokalaşır ve sohbet ederken sizin yokluğunuz, “aranıza kara kedi mi girdi?” sorusunu akıllara getirdi. Sayın Doğuş Derya, meclisin ilk gününde TDP’li vekillerle birlikte ortaya koyduğunuz tepki kimi kesimler tarafından hoş karşılanmadı. CTP’de yaşanan değişim anlaşılan sizin de canınızı epeyce sıkmaya başladı. Sayın Okyay Sadıkoğlu, Meclis Başkanı Sibel Siber ile ilgili olarak yapılan yorumlara en sert şekilde tepki koyduğunuzu ve bu yorumları kınadığınızı gördük. Bizce de bu yorumlar hoş durmadı.
GÜNÜN FOTOĞRAFI Hoş geldin bebek. Bu dünya adil bir dünya olmasa da, doğduğun topraklar savaş paranoyasından çıkamasa da, çocuklarımız umut veren bir gelecek veremesek de, hoş geldin. Ayşa bebek, umarız 2014 yılı senin doğumun gibi bu ülkeye barışın doğuşunu, kin ve nefretin son bulduğunu müjdeler.
NOSTALJİ Bu fotoğraftaki çocuklar bugün 50’li yaşlarındalar. Fotoğraf Lefkoşa’nın Arabahmet mahallesindeki, Arabahmet İlkokulu’nda 1976 yılında çekildi. Öğrenciler diplomaları ile objektife gülümsüyor.