Öğretim yılı öncesi kamudaki okulların eksiklikleri, kapasiteleri, ihtiyaçları ve eğitimin diğer unsurları ile ilgili sendikalarımızın ortaya koyduğu veriler her platformda paylaşılmıştır. Eğitim ile ilgili tüm veriler ve taleplerimiz, daha kamuoyu ile paylaşılmadan bir dosya halinde Sn. Nazım Çavuşoğlu’na bizzat verilmiştir. Hafta sonu konu ile ilgili Yenidüzen Gazetesine kısabir açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, yayınlanan raporların kendisine henüz ulaşmadığını belirtmiştir. Ancak, elçilik tarafından gönderilen bir takım belgelerin ellerine ulaştığı anlaşılmaktadır. Protokolün uygulanması için düğmeye basılmış ve hükümet de ilk iş olarak Atatürk Öğretmen Akademisini kapatma, Türkiye ve KKTC’de kayıtlı tüm üniversitelere ilkokul ve okulöncesi öğretmeni yetiştirmeyi devrederek öğretmen niteliğini bozma ve öğretmenlerin haklarını budama gibi bir misyonu kendine seçmiştir.
Okullar ile ilgili hiçbir yatırım yapmayan, hibe olarak yapılan okulların altyapısını dahi tamamlamaktan aciz olan Eğitim Bakanlığı ve hükümet yetkilileri ne yazık ki sadece yasa, tüzük ve genelgeler üzerinde çalışmalar yaparak öğretmen haklarını nasıl budayabilirim anlayışını kendisine misyon edinmiştir. Basın önünde öğretmenin emeğini yüceltip, öğretmenlik mesleğinin kutsallığından bahsederken, kapalı kapılar ardında öğretmenlerin yasal haklarını azaltmak için kendilerine verilen talimatları harfiyen yerine getirmek samimiyetsizlik değil midir? Kendisi de öğretmen olan Nazım Çavuşoğlu, Milli Eğitim Bakanı olarak öğretmeninin yanında mı karşısında mı duracağına karar vermelidir. TC tarafından dayatılan ve işbirlikçi hükümet tarafından mali ve iktisadi işbirliği adı altında imzalanan, ancak ekonomik kalkınmayı değil eğitim sistemimizden tutun da yaşam tarzımıza kadar Kıbrıs Türk toplumunu dönüştürmeyi amaçlayan; varlığımızı, kültürümüzü, kurumlarımızı yok etmeye yönelik bir protokol olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Daha önce bu süreçleri KTHY, Sanayi Holding, Hemşirelik Yüksekokulu gibi örneklerde yaşamıştık. Bir öz kuruluşumuzu daha size kapattırmayacağız. Okulların gerçek sorunları ile ilgilenmeyen, okulların kapasitesini artırmakla ilgili bir vizyonu ve amacı olmayan Eğitim Bakanlığının tavrını protesto eder, 6 Temmuz Çarşamba günü saat 13.30’da bakanlık binası önünde olacağımızı tüm kamuoyu ile paylaşırız.
Öğretmen onurunu çiğnetmeyeceğiz!