Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesini oluşturan Başkan Fadıl Aksun, Kıdemli Yargıç Şerife Katip ve Yargıç Murat Soytaç’ın oluşturduğu heyetin oy birliği ile vermiş olduğu kararı Yargıç Murat Soytaç açıkladı. Yargıç Soytaç, Sanığı suçlu bulup mahkûm ettikten sonra, sanığa ne tür bir ceza verileceği takdir ederken cezalandırma ilke ve prensipleri, suçun nevi, suçun işleniş şekli, doğurduğu sonuçlar, zarara uğrayanlar, sanığın yaşı, kültürel ve sosyal durumu, sabıkası olup olmadığı, sanığı suç işlemesine sebep olan etkenler ve zarar görenlerin suçun oluşumundaki katkısal kusuru birlikte dikkate alınıp değerlendirdiklerini belirtti.
Yargıç Murat Soytaç “Ülkemizdeki motorlu araçların bir düzen içerisinde seyretmesini sağlayan yollarımızın alt yapısının yetersiz olmasına rağmen, önümüze gelen davalardan trafik kazalarının önemli bir bölümünün, araç sürüşünü önemli surette etkileyen dikkatsizce ve süratli bir şekilde araç kullanımından meydana geldiğini müşahede etmekteyiz. Trafik kazaları neticesinde birçok kimse anne ve babalarını, çocuklarını, eş ve dostlarını trafiğe kurban vermekte ve ömürleri boyunca yakınlarının eksikliğini ve üzüntüsünü yaşamaktadırlar. Bu tür suç işleyen kişilere karşı ibret verici ve kamu menfaatini ön planda tutan cezalar verilmesine rağmen önüne geçilemediği ve artma eğiliminde olduğunu gözlemlemekteyiz. Buna rağmen Yüksek Mahkemenin birçok kararda vurgulamış olduğu üzere insan yaşamının sona erdiği bu tür ciddi ve vahim trafik suçlarında verilecek cezayı tespit ederken sanığın ıslahından çok kamu menfaati ön plana çıkarılarak bu tip kazaların önlenmesini sağlayacak, kişileri daha dikkatli ve kurallara uyarak araç kullanmaya yöneltecek, ibret verici cezaların verilmesi gerekmektedir” dedi.
Yargıç Murat Soyataç “ Sanığın ehliyetinin bulunmadığını sadece 25 yaşından büyük 70 yaşından küçük sürüş ehliyetine sahip birisinin refakatinde araç sürebilmesi için kendisine verilmiş olan öğrenci ehliyetinin bulunduğunu görmekteyiz. Dolayısı ile sanığın henüz sürüş ehliyeti sahibi olmaya elverişli deneyim, kabiliyet ve sorumluluğa haiz olmadığı, bu yönde gerekli testlerden geçerek sınanmadığı ehliyeti bulunmadığından açıktır. Bunun yanında sanık % 84 oranında kanında alkol mevcuttur ki sanığa alkol testinin kaza mahallinden ayrılması dolayısı ile kazanın gerçekleşmesinden takriben dört saat sonra yapıldığını dikkate aldığımızda kaza anında algılarının yeterince körelmiş olduğunu düşündürmektedir. Sanığın kaza anında bisikletli bir kişiye çarptığını kaza sonrasında dahi fark edememiş olması, sanığın bu anlamda aldığı alkol miktarının fazlalığının bir göstergesi olduğuna inanmaktayız. Buna göre sanığın henüz araç şoförü öğrencisi olduğu ve refakatçisinin bulunmadığı bir sırada alkollü vaziyette hafif bir meyili alamayarak kaldırım taşına çarpması ve çarpmanın şiddeti dolayısı ile yüksek sayılabilecek kaldırım taşlarının üzerine çıkarak tekrar yola inmesi ve bu sırada sanığın bir bisikletliye çarptığını fark etmemiş olması kazanın vahametini ve şiddetini göstermesi açısından sanık aleyhinde dikkate alınması gereken faktörler olup sanığın bu suçu sadece bir anlık bir dikkatsizlikle işlemediğinin açık bir göstergesidir. ” dedi.