Ört ki Ölem !....

Taner ULUTAŞ

Önceleri Cemaattik. Sonra Otonom olduk. Terfi edip bir üst basamağa çıkmak hoşumuza gitmişti. Ve Otonom Türk Devleti kulağa daha hoş gelmeye başlamıştı. Hızımızı alamadık ve bukez Federe Devleti ilan ettik. Federe Devlette liderimiz Denktaş’ın zamanı dolunca ‘Mahalleye postalayamayacağımıza ‘ göre ne yapacağımızı düşündük.  Bir gecede bütün vekillerin ve partilerin kapısını çalarak ya KKTC ilanına onay verirsiniz. Yâda kırk satır mı yoksa kırk katır mı diye sorulduğu zaman birisini seçersiniz denildi. Vekillerimiz korkudan değil saygıdan olsa gerek, Mecliste ferman okunurken hep birlikte ayağa kalkarak alkışlar ile KKTC’yi ilan ettik. Bu kahramanlık bize herhalde alışkanlık yapmış olacak ki, her ferman buyrulduğunda ayağa fırlar alkışlar ile buyrulan fermanı alkışlarız. Bu, deniz meselesinde de böyle oldu. Anamızın fermanında, Anamızın, mümtaz balıkçıları bizim sahilleri trol ve gırgırlar ile tarumar ederken, bizim onların sahillerine yaklaşamayacağımız buyruldu. Deniz, kelimesi insana çok şey anlatır ve hissettirir. Bazen hayallere dalarak en derine kadar gidersiniz. Bazen de kıyıdan insanları izlersiniz. Kota konularak sahillerimizi kurutan gırgır teknelerinin rahat avlanması için bizlere bir miktar para önerildi. Meclisi Mebusan’ımızın mümtaz bireylerinden bazı ‘BAKAN’ ancak yalnız parayı görenler parayı görünce yelkenleri indirdi. Onlar derinlerde hazine bulurken, kıyıdan bakan balıkçılarımız da soğuk su içmenin ceremesini bademcikleri şişerek ödedi. Önceleri verilen paralardan 1000 TL balıkçılara verildi. Sonrasında 5 parça ağ ile gözleri boyandı.  Maliye’nin bütçesine akan parayı göremeyen ve deniz kurudu. Balık bitti diye şikâyet eden balıkçıya aba altından sopa gösteren, Hayvancılık Dairesi yaşananlara çanak tuttu. Gırgır tekneleri konulan kotaları 10 günde doldurup geri dönerken, bir sonraki sene kotayı büyütmenin yollarını aradı. Ve tabiî ki yine geldiler. Karşı çıkanlara çarşaf gibi denizde fırtına var. Bu insani bir davranıştır. Fırtına bitince gidecekler denildi. Sahil Güvenlik çarşaf gibi denizde fırtınadan dolayı denize açılamazken, gırgır tekneleri Barbaros Hayrettin Paşa’nın ‘Çektirileri’ gibi çarşaf gibi denizde meydana geldiği ileri sürülen dalgaların üstünde dans ederek balıkların kökünü kurutma işlevini sürdürdü. Çevre Bakanlığı Müsteşarı Bülent Arkın katliamı durdurmak için gece gündüz Sahil Güvenlik nezdinde çaba sarf ederken, birileri de boş verin. İlgilenir gibi yapın ama adamları rahat bırakın. Rahat rahat avlansın dedi. Yaşananlardan habersizmiş gibi davranan bizim bazı siyasetçilerimize, İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Tuncay Sagun yaptığı açıklama ile okkalı bir Osmanlı tokadı vurdu. Sagun, Orkinos avına çıkacak balıkçılar, Akdeniz sahil şeridinde ve Kıbrıs açıklarında avlanacak. Bu yıl bereketli olması beklenen av sezonuna 50 metre boyundaki tekneler çıkacak. Geçen yıl 13 teknenin avlandığı Akdeniz’de bu yıl 20 tekne olacak. Türkiye’ye verilen 707,230 ton orkinos avlanma kotası bu yıl aşılacak. Orkinos avı sezonunun 25 Mayıs Pazartesi günü başlamasıyla 20 balıkçı teknesi Akdeniz’de bir ay boyunca ‘Ya nasip ‘ diyerek orkinos avlayacak. Amacımız geçen yılki 45 milyon dolarlık ihracatımızı artırmak. Balıkçılarımızın bunu başaracağına inanıyorum derken bizimkilerine de dikili taş altında tavla oynamayın. Birkaç hamle ötesini görmek için satranç oynayın demeğe getirdi. Fırtınaya yakalandılar. Bu nedenle gırgır tekneleri geldi diyenlere baktıkça ‘Ört ki ölem’ diyesim geliyor. Eee böyle başa böyle traş. *****  ‘Gırgır Balıkçılarından’ hükümete sus parası

KKTC Karasularına gelerek balık papilasyonun sonunu hazırlayan Gırgır Tekneleri gösterilen tepki üzerine geri döndü. Gırgır Teknelerine verilen kota karşılığında devlete yüklü para ödendiği bu nedenle bugüne kadar gelmiş geçmiş hükümetlerin buna ses çıkartmadığı öne sürülüyor.

KKTC sularına gelerek balık avlayan Gırgır Teknelerinin  karasularımıza gelerek yasak ava başladıktan sonra meydana gelen tepki sonrasında karasularımızı terk ettikleri öğrenildi. Kapraz balıkçıları tarafından deniz terminatörleri olarak nitelendirilen gırgır teknelerinin karasularımızdan ayrılması için Sahil Güvenlik nezdinde sürekli girişimlerde bulunan, Çevre Bakanlığı Müsteşarı Bülent Arkın’ın etkin girişimi meyvesini vererek Gırgır Teknelerinin Karpaz Sahillerinden ayrıldığı belirlendi. GİTTİ GİBİ YAPARLAR VE GERİ DÖNERLER Karpaz Balıkçılarından Lokman Kahveci, yaptığı açıklamada, denizin dibi dahil canlıları kökten temizleyen, yavru dahi bırakmayan, gırgır tekneleri Türkiye’den gelerek kendilerine verilen kotaları doldurduktan sonra karasularımızdan ayrılıyor. Sanırım Türkiye ile KKTC arasında varılan bir anlaşmaya göre bu balıkçılar sahillerimize kadar geliyor. Gırgır Tekneleri Karpaz Sahillerine yine geldi. Ancak bugün ayrıldılar. Ayıldıklarını sanmam geceleyin yine dönerler dedi. GIRGIR BALIKÇILARI 10 GÜNDE KOTALARINI DOLDURDU Lokman Kahveci açıklamasına devamla şunları kaydetti. ‘ Geçen yıl karasularımıza gelerek avlanan Gırgır Tekneleri bol balık olduğundan 10 günde kotalarını doldurmuş ve geri dönmüşlerdi. Bu nedenle bu yıl kotalarını artırarak sahillerimize geldiler. Buralarda hatırı sayılır bir oranda balık avlayarak büyük paralar kazanıyorlar. Yakaladıkları Orkinosları beslemek için küçük balıkları da yakalıyorlar. Orkinosları canlı olarak havuzlar içerisinde Türkiye’ye götürmek için küçük balıkları da yakalayarak balığın kökünü buralarda kurutuyorlar. Olan da biz balıkçılara oluyor. KKTC HÜKÜMETİNE HATIRI SAYILIR VERGİ VERİYORLARMIŞ Geçen yıl hanımın yeğeni bir Gırgır Balıkçı Teknesinin sahibi de karasularımıza gelmişti. Teknede oturup çay içerken, büyük vergi verdiklerini ve bunun KKTC hükümetine verildiğini söylemişti. 6-7 sene oluyor. Bir defasında izin vermemiz ve sesimizi çıkartmamamız halinde bizlere yanlış hatırlamazsam 5 parça ağ, bir sene sonrada 1000 TL verilmişti. Sonra bu iş kesildi. Ama akrabamızın söylediğine göre KKTC hükümetine hatırı sayılır bir vergi verilmeye devam ediliyormuş. Peki bu para veriliyorsa bize neden verilmiyor. Verilmesi halinde para nereye harcanıyor. Birileri bize bunu izah etsin’ BALIK BİTTİ KÖKÜ KURUDU Gırgır Tekneleri kotalarını doldurmak için oldukça fazla balık yakalayıp‘denizin kökünü kurutuyor. Biz balık olduğu zaman yakalayıp bunu Rum Kesimine satarak oldukça iyi paralar kazanıyor ve konomiye katkı sağlıyoruz diyen Lokman Kahveci, balık azalınca bu gelirden yoksun oluyoruz. Üstüne üstlük ‘Balon Balıkları’ çoğalıyor.. Balık bitti. Kökü kurudu ifadesinde bulundu. BALIKÇILIK DEVLET ELİ İLE ÖLDÜRÜLÜYOR Kahveci açıklamasına devamla küçük balıklar da yakalayarak yem olarak orkinoslara veriyorlar. Orkinosu canlı olarak götürmek için bu küçük balıklar ile besliyorlar. Ve bunları beslemek için küçük balıkları tutuyorlar. Devlet hiçbir zaman balıkçıya destek vermedi. Balon balıklarının papilasyonu önlenebilir ama bunu bile düşünemiyorlar. Yazık balıkçılık devlet eli ile öldürülüyor dedi. [caption id="attachment_75927" align="alignleft" width="640"] Günün Fotosu[/caption]