İSTANBUL- Halil İbrahim Başer Bilim insanlarının uzun yıllar süren çalışmaları sonucunda, elektrostatik özelliği sayesinde örümcek ağında dünyanın elektromanyetik alanının değiştiği ve bu nedenle ağı fark edemeyen uçan böceklerin yakalandıkları tespit edildi. Buluşun,örümcek ağlarındaki bu özellik taklit edilerek, çevre ve hava kirliliği ile uçak kazalarına çözüm bulunmasına katkı sağlayabileceği belirtildi. Doğa Bilimleri Derneği Genel Sekreteri Biyoteknolog Müge Kanay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, günümüz teknolojisinin bile çözemediği örümcek ağının özelliklerinin nihayet ortaya çıkarıldığını söyledi. Oxford Üniversitesi öğretim üyelerinin yaptıkları son keşfe göre, örümcek ağının sisteminin bilinenden çok daha kompleks ve sıra dışı olduğunu belirten Kanay, araştırmalara göre, uçan böceklerin üzerinin polenler, kirleticiler ve hava yoluyla taşınabilecek maddelerle kaplı olduğunu anlattı. Havada uçuşan her şeyin elektrikle yüklü olduğunu vurgulayan Kanay, fizik kurallarına göre, bir maddenin diğer maddeye yapışabilmesi için zıt kutuplar olması gerektiğini, dolayısıyla da polenin böceğin üzerine yapışabilmesi için, birinin artı, diğerinin eksi yüklü olmasının şart olduğunu aktardı. Kanay, bir böceğin örümcek ağına yapışabilmesi için de yine birinin artı, diğerinin eksi yüklü olması gerektiğinin altını çizerek, şu bilgileri verdi: "Aynı kutuplar birbirleri iter. Bu durumda örümcek ağının polenleri yakalayamaması gerekir. Üzeri polenle kaplı bir böceğin ağa yapışmaması demek, böceğin kolaylıkla kaçabilmesi anlamına gelir. İşte tam bu aşamada hiç beklenmedik bir şey gerçekleşir. Örümcek ağı, hem böceğe hem de polene yapışır. İyi ama fizik kurallarına göre imkansız olan bu durum, nasıl olur da gerçekleşir? Nasıl olur da örümcek ağlarını inceleyince üzeri polen kaplı böceklerle karşılaşabiliriz?" "Böcek ağı nasıl fark edemez?" Oxford Üniversitesinden bilim insanlarının yaptığı araştırmanın, örümcek ağının fizik kurallarını alt üst eden çok kompleks bir özelliğe sahip olduğunu ortaya koyduğunu vurgulayan Kanay, şunları anlattı: "Örümcek ağının tüm yüzeyini kaplayan elektrostatik özelliğe sahip madde, ağın hem uçan böcekleri hem de böceklerce taşınan kir ve polenler ile benzer tüm parçacıkları yakalamasını sağlar. Ancak bu kadarla kalmaz. Bu madde, örümcek ağı üzerinde sadece birkaç milimetrelik çok ufak bir alanda, dünyanın elektromanyetik alanını bozar ve böylece artı ya da eksi yüklü olup olmadığı fark etmeksizin her cismin üzerine yapışabilir. Bilim adamlarının aklını yıllardır kurcalayan bir diğer soru, nasıl olup da böceklerin örümcek ağını fark etmediğidir. Birçok böcek, bulundukları bölgede en ufak bir elektriksel değişiklik olsa bunu hissedebilecek kadar hassas sensörlere sahiptir. Antenleri adeta bir elektronik sensör gibi çalışır. Antenin ucu, böceğin vücudunun geri kalanından farklı bir elektrik yükü ile yüklüdür. Böylece böcek, elektrik yüklü bir nesneye yaklaştığında, antenin ucu bu küçücük değişikliği dahi hisseder. Böceğin, bu kadar hassas sensörlere rağmen, ağı tespit edemeyip, yakalanmasının sebebi, ağın milimetrelik bir bölgesinde dünyanın elektriksel alanını bozmasıdır." Hava ve çevre kirliliği ile uçak kazalarına karşı çözüm Kanay, Oxford Üniversitesi Zooloji Bölümünden Prof. Dr. Fritz Vollrath'a göre, örümcek ağının fizik kurallarını değiştiren özelliğinden yola çıkarak, çevre kirliliğiyle mücadele edilebileceğini kaydetti. Vollrath'a göre, havadaki polenleri ve kirleticileri de yakalayabilen bir özelliğe sahip olan örümcek ağlarının endüstriyel sensör gibi kullanılabileceğini belirten Kanay, "Dünyanın farklı yerlerinden örümcek ağları toplanıp incelenerek, bölgedeki hava kirliliği ve çevre kirliliği tespit edilebilir. Bu sistem, bugün kullanılan endüstriyel sensörlerden hem çok daha ucuz hem de çok daha yüksek bir verime sahip olacaktır" diye konuştu. Doğa Bilimleri Derneği Genel Sekreteri Biyoteknolog Müge Kanay, Vollrath'ın, söz konusu keşifle ilgili başka bir tespiti daha bulunduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: "Yine kendisine göre, bu keşif aynı zamanda havacılık endüstrisi açısından çok büyük bir öneme sahiptir. Havada uçuşan tüm nesnelerde statik elektrik bulunur. Bir uçak bile gökyüzünde uçarken, etraf ne kadar boş görünürse görünsün, üzeri havadaki nesnelerden uçuşan statik elektrikle kaplanmaya başlar. Bu da bir risk oluşturur. Örneğin helikopterler, iniş yaparken üzerlerindeki statik elektriği aniden boşaltırlarsa havaya uçarlar. Eğer örümcek ağlarındaki dünyanın elektriksel ağını belirli bir bölge içerisinde etkisiz hale getirme özelliğini taklit edip, uçakları ve helikopterlerimizi bu malzeme ile kaplayabilirsek, o zaman havacılık tarihinin en büyük kazalarından biri olan Hindenburg felaketi gibi olaylara karşı da tedbir almak ve daha güvenli uçuşlar gerçekleştirmek de mümkün olabilir."