Rusya’nın Güney Kıbrıs’taki Büyükelçisi Stanislav Osadchiy, Rum Yönetimi’ne Rus yatırım ve sermayesinin gitmesi hedefiyle açıkça baskı yapıldığını savunarak “Bunun cevapsız kalması söz konusu değildir”dedi.
Fileleftheros, Osadchiy ile yaptığı özel söyleşiyi “Rus Çıkarlarının Sabote Edilmesi Cevapsız Kalmaz… Bölgenin, Washington’un Dizginsiz Hırslarının Soncu Olarak Bir Çatışma Alanı Haline Gelmesi Hiçbirimizin Çıkarına Değildir” başlık ve spotlarıyla aktardı.
Gazeteye göre, Osadchiy, Güney’deki Rus yatırımı ve sermayesinin gitmesi için Rum Yönetimi’ne baskı yapıldığını söyledi. Osadchiy, “Dış unsurların ve özellikle Avrupa Birliği ve ABD’nin Rus karşıtı yaptırımlarına ve Rus yatırım ve sermayesinin Kıbrıs’tan gitmesi –ki bir miktarı halen gitti- hedefiyle Lefkoşa’ya açıkça baskı uygulanıyor olmasına rağmen ilişkilerimizi idame ettirme ve hatta geniş bir alan yelpazesinde daha da geliştirme ön şartları varlığını koruyor” dedi.
Güney Kıbrıs’ın, Rusya ile ABD arasındaki çatışmaların insafında mı olduğu sorusuna Osadchiy, “Yalnız Rusya’nın değil, birçok ülkede mevcut Amerikan hükümetinin, sorumsuzluk ve siyasi öngörülmezlik ifadeleriyle nitelenebilecek dış politik çizginden kaygı belirttiğini” yanıtını verdi. Osadchiy, “ABD’nin, Kıbrıs kamuoyu da dahil, Doğu Akdeniz bölgesindeki eylemlerini endişeyle izliyoruz. Bölgenin, Washington’un dizginsiz hırslarının sonucu olarak bir çatışma alanı haline gelmesi hiçbirimizin çıkarına değil. Rusya’nın çıkarlarının sabote edilmesi yönündeki herhangi bir çabanın cevapsız kalması söz konusu değil” dedi.
Osadchiy, Kıbrıs sorununda diyaloğun devam etmesinin önemine dikkat çekti ve ülkesinin, BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılması konusundaki yaklaşımının değişmediğini söyledi. Osadchiy, Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılmasının müzakere prosedürünün yeniden başlamasıyla bağdaştırılma çabalarını da “kabul edilemez ve müsaade edilemez” diye niteledi.
KIBRIS SORUNU-ENERJİ PROJELERİ
Osadchiy, Rum Yönetimi'nin enerji projelerini uygulaması ve Türkiye’nin buna mukabil eylemlerine Moskova’nın bakış açısı sorulduğunda, Doğu Akdeniz’deki çeşitli parsellerin mülkiyetine dair bütün anlaşmazlıkların barışçıl yöntemler ve Uluslararası Hukuk hükümleri temelinde çözülmesi gerektiği inancında olduklarını belirtti.
Osadchiy sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kıbrıs sorununa kısa zamanda bir hal çaresi bulunması, bu hassas meselenin çözümüne ve hidrokarbon yataklarının değerlendirilmesinden edinilecek gelirlerin adanın bütün sakinleri arasında adil paylaşımına katkı koyabilir. Doğal gazın her iki toplumunun da yararına değerlendirilmesinin, Kıbrıs’ın nüfusunun tamamının refahını yükseltmende katalizör olacağına inanıyoruz”
Osadchiy, Rusya’nın Avrupa’ya doğal gaz sağlamak üzere inşa ettiği Nord Stream ve Turkish Stream isimli boru hatlarının tamamen ticari olduğuna, hiçbir siyasi yapısı olmadığına, bunları inşa ederken kimseyle rekabet etme maksadı gütmediklerine dikkat çekti.
Avrupa’da ihtiyacın büyük olduğuna işaret eden Osadchiy, Rus doğal gazı ile Doğu Akdeniz hidrokarbonlarının karşılaştırılmasının hiçbir önemi ve gereği olmadığını söyledi.
Güney Kıbrıs, Yunanistan, İsrail ve İtalya’nın EastMed boru hattı inşa etme planının Rusya’yı endişelendirip endişelendirmediğinin sorulması üzerine Osadchiy “East Med, yıllık 10 milyar metreküp olduğu tahmin edilen olası rezervler dikkate alındığında, Avrupa’nın ihtiyaçları için bir ilave rolü oynayabilir” dedi.
TÜRKİYE-RUSYA YAKINLAŞMASI
Son yıllarda Rusya’nın S-400 satışı, Akkuyu’da nükleer santral inşası ve Turkish Stream ile Türkiye ile daha da yakınlaşmasının Rumları endişelendirdiği söylenen Osadchiy “Kıbrıslılar asla endişelenmemeli. Ankara ile ilişkilerimiz hiçbir üçüncü ülke aleyhine değil, Lefkoşa ile dostane nitelikli ilişkilerimizi etkilemiyor” dedi.
Türkiye’nin NATO üyesi olarak ABD’nin stratejik ortağı olmaya devam ettiğini de söyleyen Osaadchiy, “Bu Kıbrıs’ta hiçbir endişe yaratmıyor mu?” diye sordu.