Oscar’ı değil gönlümüzü kazandılar

Oshan SABIRLI

Onlar Oscar kazanamadı. Hatta Oscar adayı da olamadılar.  Ama aday adayı olmayı başardılar. Üstelik binlerce film arasından sıyrılmayı başardılar. Olağan Denemeler ülkemizdeki birçok gence umut verdi.

Kokuşmuşluğumuz, siyasi kirlenmişliğimiz, ganimet kültürünün DNA’larımıza işlediği bir zaman zarfında onlar bizi umutlandırdı.

Sevgili Vasvi ve Doğuş ile Japonya’ya gidişlerinin çok öncesinde defalarca konuştuk. Çekimleri konuştuk,

teknik zorlukları konuştuk,

aşındırdıkları kapıları konuştuk.

En çok ilgisizlikten şikayetçiydiler. Yurtdışından gördükleri ilginin ülkedeki yetkililer tarafından kendilerine gösterilmemesinden muzdariptiler.

Bu coğrafyadan ilk kez bir film bu denli büyük bir başarı gösterdi.

Sınırın hem kuzeyinde, hem de güneyinde gösterimler yaptılar. Öyle devasa sponsorları hiç olamadı. Devletin kasasından tek kuruş çıkmadı. Film görünür olmaya başlayıncaya, dev festivallerden davetler alınca devlet yetkilileri har vurup harman savurdukları paralardan uçak biletlerine mütekabil yardımlarda bulundu onlara. Ancak öncesinde binlerce dolarlık harcamalar, masraflar, krediler arasında boğuştular.

Oscar adaylığının kapısına dayandıkları Japonya öncesinde bile gidip gitmeme arasında sırf ekonomik nedenlerden dolayı çelişkiler yaşadılar.

Şimdi “Olağan Denemeler” bizim için bir milat olarak kabul edilebilir. Bu noktadan sonra sözde tanıtım amaçlı ölü projelere yatırım yapan devlet kurumlarının, dolandırılan KKTC hükümetinin ve bu dolandırılamadan dolayı torpili olmayan gençlerin kaynak sıkıntıları bundan sonra aşılır mı acaba?

Çok merak ediyorum, ülkenin ilgili bakanlıkları gençler için, yerli üretim için kaynak sağlamaya soyunur mu dersiniz?

Olağan denemeler aslında Kıbrıs Türk halkı için olağanüstü bir başarı elde etti. Doğuş ve Vasvi’nin yeni projeleri aylar öncesinden yazılıp çizildi, zaman zaman cesaretleri yine ekonomik sorunlardan dolayı sekteye uğrasa da bundan sonra yapılması gerekenleri ve aslında destek bulunabilirse daha büyük başarılara imza atılabileceğini anlattılar.

Bu ülkede festivaller düzenlenmeli. Ancak karpuz, hellim, babutsa festivalleri değil, gerçek anlamda kültürün, sanatın ön plana çıktığı, sanatçılarımızın eserlerinin ortaya konulduğu festivaller yapmamız gerek.

Bizim film festivalleri, belgesel festivalleri yapmamız gerek.

Video çekimlerin cep telefonları ile bile muhteşem bir eserlere dönüşebildiği, cep telefonu fotoğraflarının bile kaliteli yapıtlar şeklini alabildiği, sanatın, müziğin, heykelin, seramiğin ve tuvalin daha da güçlenebildiği,

Dans etkinliklerinin, sahne performanslarının geniş kitlelere ulaşabildiği etkinliklere ihtiyacımız var.

Şimdi aramızda dolaşan Doğuşlara, Vasvilere, Haticelere destek olmanın, yol göstermenin, başarabileceklerini ve ülke insanın onlara sahip çıkacağını gösteren çalışmalara hız verme vakti.

Sizi bilmem ama ben her türlü maddi ve manevi desteğe hazırım.

Ya siz?