OSLO Nobel Barış Ödülü, Norveç'in başkenti Oslo'da düzenlenen törenle verildi. Oslo Belediye Binası'ndaki törende, Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü (OPCW) adına kuruluşun Genel Direktörü Ahmet Üzümcü, ödülü Nobel Barış Ödülü Komitesi Başkanı Thorbjörn Jagland'dan aldı. Törende açılış konuşmasını yapan Nobel Barış Ödülü Komitesi Başkanı Thorbjörn Jagland, 2013 Nobel Barış ödülünün, her türlü kimyasal silahı ortadan kaldırmak için çalışan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütüne ve bu kuruluşun çalışanlarına gittiğini belirterek kuruluşu tebrik etti. Jagland, kimyasal silahların tarihteki kullanımının insanlık kadar eski olduğunu belirterek Homer'in eserinde bu silahların Truva savaşında kullanıldığını anlattığını aktardı. Kimyasal silahların kullanılmasıyla onbinlerce insanın öldüğünü ve yaralandığına değinen Jagland, günümüzde bu silahların yasaklandığını ve ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti. OPCW'ya 190 ülkenin üye olduğunu ve bu ülkelerin dünya nüfusu ile kimyasal silah endüstrisinin yüzde 98'ine tekabül ettiğini belirten Jagland, şimdiye kadar kimyasal silahların yüzde 80'inin imha edildiğini kaydetti. Bütün kimyasal silahların yok edilmesinin amaçlandığını belirten Jagland, bu nedenle ödülün bu kuruluşa verildini dile getirdi. Ahmet Üzümcü'nün konuşması Daha sonra konuşmasını yapan OPCW Genel Direktörü Ahmet Üzümcü, ödülü, kuruluş, çalışanları, üye ülkeler, eski ve mevcut elçiler ile kendisinden bir önceki başkan Rogelio Pfirter adına aldığını belirtti. Ödülün, OPCW'nun kolektif ruhundan esinlenen ve bütün insanlığa hizmet eden ortak çabalarını takdir ettiğini vurgulayan Üzümcü, bu vesileyle bugün burada hitap etmekten derin bir ayrıcalık hissetiğini kaydetti. Nobel Komitesinin silahsızlanma konusundaki başarıları takdir eden uzun bir geçmişe sahip olduğunu ancak ilk kez barış ödülünün pratikte silahsızlanma çalışmaları yürüten bir kuruluşa verildiğine işaret eden Ahmet Üzümcü, "OPCW, 16 yıldır tüm kitle imha silahlarını ortadan kaldırma çalışmalarını denetliyor. Kimyasal Silahlar Konvansiyonu uyarınca OPCW, şimdiye kadar deklare edilen kimyasal silahların yüzde 80'inden fazlasını imha edildiğini tespit etmiştir. Ayrıca bu tür silahların yeniden üretilmemesi konusunda da geniş çaplı tedbirler uyguluyoruz" dedi. Kimyasal silahların kullanımında sivil ya da silahlı, cephe ya da köy ayırdının olmadığını ve masum insanların bu silahlara maruz kaldığına işaret eden Üzümcü, görülür ya da koklanabilir olmayan bu silahların etkisinin çok yıkıcı ve acılı olduğunu, Halepçe, İran-Sardaşt ya da Suriye-Guta'daki kurbanların resimlerine bakmanın trajediyi anlamak için yeterli olduğunu vurguladı. Üzümcü, kimyasal silahların yasaklanması konusundaki tarihi çabalara da değinerek 1899 yılında Lahey'de başlayan bu çabaların 1925'teki Cenova Protokolü ile sonuçlandığını ancak bu protokolün kullanım dışında üretim ve sahip olmayı yasaklamadığına işaret etti. Büyük ve karmaşık kimyasal silahların soğuk savaş döneminde geliştirildiğini belirten Üzümcü, 1980'lere kadar müzakerelere konu olmayan bu durumun eski Irak rejiminin Halepçe'deki kimyasal kullanımı üzerine ele alınmaya başlandığını ve OPCW'nun kuruluşuna kadar süren durumu ortaya koyduğunu bildirdi. Kimyasal Silah Konvansiyonu mekanizmasının 190 üye devletin herbirini ayrımsız tüm kimyasal silah stoklarını ve üretim tesislerinin ortadan kaldırmaya zorunlu kıldığını belirten Üzümcü, bu amaçla kurulabilecek herhangi bir endüstriyel tesisin de bu anlaşmayla engellendiğini ifade etti. Suriye'deki kimyasal silah kullanımı Ahmet Üzümcü, Suriye'deki kimyasal silah kullanımının trajik ve şok edici olduğunu ifade ederek, uluslararası karşılık bulan bu durumun, bir dizi hareketliğe neden olduğunu ve Suriye'nin üye ülkeler arasına katılmasına ve OPCW'nun BM ile birlikte Suriye'deki kimyasal silahların yok edilmesi konusunda öncü rol üstlenmesine yol açtığını kaydetti. Üzümcü, kuruluşlarının şimdiye kadar bir çatışmanın ortasında bu denli büyük bir kimyasal silah stokunun imhası işiyle uğraşmadığını ancak bu görevin kapasiteleri ve kaynaklarını test ederek bu işi başaracaklarına dair güven verdiğini belirtti. Amaçlarının sorumlu bilim kültürünü ve buna yönelik çabalara katılımını teşvik etmek olduğunu dile getiren Üzümcü, bunun mevcut ve gelecek kuşakları bilimi anlamaya ve saygı duymayı temin edeceğini söylerken izleyicilerden alkış aldı. Ödül nasıl kullanılacak Ahmet Üzümcü, 2013 yılı Nobel Barış ödülü mirasını koruma amacıyla ödül parasını OPCW'nun yıllık ödül fonu için kullanılacağını da duyurdu. Üzümcü, bu bakımdan bu sivil kuruluşun önemli bir rol alacağından emin olduğunu söyledi. Üzümcü, kimyasal silahların temizlenmesi konusunda kendilerine bir görev düştüğünü ve bunun da tarihteki yerleri ve yaratacakları gelecek olduğunu sözlerine ekledi. Törenin sonunda Ahmet Üzümcü, izleyiciler tarafından uzun süre ayakta alkışlanırken Norveç Kralı Harold ve Kraliçe Sonya da yanına giderek tebrik ettiler. Törene katılanlar daha sonra salondan ayrıldı. Törene, Norveç Kraliyet ailesi üyeleri, Nobel Barış Komitesi üyeleri, bakanlar ve çok sayıda davetli katıldı.