En hoşuma giden reklamlardan biri bir zamanların Osmanlı Bankası reklamıydı. Ne diyordu reklam ‘’Aslında yok birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız’’
Buna uygun bir de Keçi Koyun söylemimiz var. Keçiler ve koyunlar ayni sürüde giderlerken önlerine bir ohdo çıkmış keçiler zıplayarak aşıyorlar, bu arada koyun atlarken kuyruğu yukarıya doğru savrulmuş ve götü görünmüş. Arkasındaki keçi de kahkahalarla koyunun götü göründüğü için gülmeye başlamış. İşte söz bundan ‘’Keçi Koyun’a güldü’’
Kıbrıs görüşmelerinin on bir Şubat mutabakatı çerçevesinde görüşülmeye başladığımız günden itibaren her iki tarafın şahinleri her gün dozajı yükselterek sözde milliyetçilik üzerinden düşman yaratmaya ve çözümü engellemeye çalışmaktadırlar.
Cenevre’de ister beşli ister çoklu konferans deyin süreç artık Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörleri arasındaki son aşamaya girmiştir.
Bu konferans hem Kıbrıs Türküne hem de Kıbrıs Rumlarına sorunun çözümünün son noktasını her zaman Türkiye ve Yunanistan’ın koyacağını açık seçik göstermiştir.
Gelinen bu son noktada her gün her iki tarafın şahinleri olmadık sebepler yaratarak süreci baltalamaya çalışmaktadırlar.
Bu çalışmalar milliyetçi duygular üzerinden yürütüldüğü için de gerçek çözüm yanlıları bunlara karşı durmakta başarılı olamamaktadırlar.
İki tarafın şahinlerinin eylemleri birbirlerini destekleyerek davulcunun şahidi zurnacı misali yürütülmektedir.
Her ne kadar suskun halk bu yapılanlara seslerini yükseltecek noktaya gelmemişse de gelmeyeceği anlamı da çıkartılmamalıdır.
Ortada henüz değerlendirilecek ne bir metin ne de bir harita vardır.Hele bir oluşsun kesinlikle o zaman onların da sesi yükselecektir.
Son günlerin olayı Rum aşırı milliyetçilerinin meclise sunduğu ‘’1950’de Kilisede yapılan ENOSİS Plebisitinin okullarda kutlanması’’önerisinin kabulü olmuştur.
Kararın çıkmasına katkı koyan siyasi partiler ve çekimser kalarak oy çoğunluğunun sağlanmasını sağlayan DİSİ. Cumhurbaşkanımız ve CTP Genel başkanı da dâhil olmak üzere kınanmaktadır.
Tabi bunu en fazla Kuzeyde de ayni milliyetçilik döngüsü içinde olanlar da daha da yüksek sesle dillendirmektedirler.
Ben sormak istiyorum. Son günlerde dillendirilen
80 milyona 4 özgürlük,….Kanla aldık kanla veririz,…..82 nci vilayet,.. Kıbrıs’ta tek bir Türk kalmasa bile bizim için mühim olan topraktır,
Söylemlerine Güneyden de ayni tepkiler gelmiyor mu?
Bu söylemlere yüksek sesle karşı duranlarımız ne kadardır?
Bizim Meclisimize Rumları rahatsız ettiği bilinen Dağdaki bayrak ve Sivil savunma şubesi önündeki çembere dikilen heykel’in kaldırılması yönünde önerge verilebilir mi?
Eğer birileri Meclise TAKSİM kararının alındığı günün okullarda kutlanması ile ilgili bir önerge verilirse partilerimizin tümü buna karşı oy kullanabilir mi?
İğneyi önce kendimize batıralım sonra çuvaldızı başkasına.
Yoktur birbirimizden farkımız…