CTP Milletvekili Sevgili Sıla Usar diyor ki;
13 Eylül tarihi kara gündür!
Burada biraz detaya ihtiyaç var...
Bize göre de kara gündür ama Sıla hanımın dediği gibi değil!
Çünkü bu tarihten itibaren devletin ensesinden geçinenler yargı önüne çıkarılmaya başlamıştır...
Ama Sıla hanım belli ki kendi meslektaşlarını sahiplenmek adına böyle bir açıklama yapmıştır!
Siyasi yönü olabilir mi olabilir...
Ama yine de eksik bir açıklamadır!
Eğer Sıla hanım sahte reçete skandalına karşı çıkıp, suçluların bir an önce yargılanmasını da söyleseydi bambaşka olurdu...
...
Yine bize göre 13 Eylül tarihi temiz toplum için operasyon başlatılmasının tarihi bir başlangıcı olabilirdi...
Uzadıkça uzadı, bazı hekim ve eczacılar kelepçelendi ama genelde tümü zan altında kalmıştır!
İnsanlar tam 4 aydır kapı ne zaman çalacak diye endişeli bir süreç yaşamış ve yaşamaya devam etmektedirler...
Tamam yargı elbet günü gelince kararını verecek ama bu işler biraz gecikince de olan adalete olan güvene oluyor!
Madem ki ortada bir suç var, suçlu var adalet mekanizmasını hızlandıracaksın ki çürük elmalar ortaya çıksın ve bedelini ödesin...
Bizde öyle olmadı!
Tutuklamalar 4 aydır devam ediyor, ne zaman biteceği de belli değil...
...
Ortada bir de çok ciddi bir iddia var...
Burada küpürü kesilen ilaçların Güney’e gönderildiği bilinen bir gerçek!
Oraya giden ilaçlar ne oluyor?
Kimine göre yeni kutulanıp piyasaya sürülüyor...
Kimine göre de bunlar Güney’de konuşlanan PKK kamplarına veriliyor oradan da Türkiye’deki PKK kamplarına gönderiliyor!
Tabi ki bu görüş teyide muhtaç ama en azından bunlar kulislerde konuşulanlar...
Eğer öyleyse vay halimize...
Durumlar anlayacağınız görünenden çok daha karışık sorun da çok büyük!
4 Ay değil 44 ay geçse davaların sonlanmasını beklemek saflıktan başka bir şey olmaz...
...
Bir de ilgili bakanlığın gizli başka bir gündemi var...
Bundan birkaç ay önce çok kez gündeme getirmeye çalıştık!
Sahte yeşil reçeteler tabi ki...
Hani şu eczanelerin yeşil reçete olmadan veremeyeceği birçoğu uyuşturucu içeren ilaçlar!
Ortalıkta bazı hekimlerin adları da geçiyor...
Tek bir reçeteyi 2 Bin TL karşılığı yazıyorlar!
Eczanelerdeki fiyatları da daha uçuk...
Sıra aslında ona geliyor ama sahte reçete skandalındaki yargı süreci beklenenden daha fazla geciktiği için bakanlık bu konuyu şimdilik gündeme getirmiyor!
Zira getirirse daha fazla başı ağrıyacak ve yine bazı hekim örgütleri meslektaşlarını koruma içgüdüsüyle bakanlığa karşı savaş açacak...
Sağlıkta yaşanan sorunlar da katlanarak artacak!
Yine de ortada bir suç ve suçlu varsa kesinlikle deşifre edilip yargı yolu başlatılmalıdır...
Geç gelen adalet, adalet değildir mantığıyla!
Hükümet edenler kendi bakanlarına sahip çıkıp bu konuda da çürük elmaların temizlenmesi için üzerine düşen görevi hiç gecikmeden yapmalıdır...