Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Kıbrıs Türk tarafının hiçbir zaman Doğu Akdeniz’de suları ısındırmak için adım atmadığını ve atmayacağını belirterek, “Derdimiz suların ısınması değil soğumasıdır” dedi.
Kudret Özersay, Rum tarafının Güney Kıbrıs’ta bulunan deniz ve hava üssünü farklı ülkelere kullandırttığını belirterek, bu dönemde de ABD ile benzer bir yakınlaşma olduğunu söyledi.
Özersay, bunları yakından takip ettiklerini belirterek, Türkiye Cumhuriyeti ile bölgedeki diğer gelişmeleri de dikkate alarak, bazı tedbirler aldıklarını dile getirdi.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, CNN Türk’te yayınlanan haber programa konuk olarak, doğalgaz konusu ve Guterres raporuna ilişkin açıklamalarda bulundu.
“RUM TARAFI TEK YANLI ADIMLAR ATTIKÇA, KIBRIS TÜRK TARAFI DA BUNU DENGELEYECEK BİR TAKIM TEDBİRLER ALACAK”
Özersay, Rum tarafının Doğu Akdeniz bölgesinde tek yanlı adımlar atmaya devam ettiği sürece, Kıbrıs Türk tarafının da bunu dengeleyecek bir takım tedbirler almayı sürdüreceğini söyledi.
Özersay, “Bundan daha doğal birşey olamaz. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile bunları yakından takip edip değerlendiriyor ve tedbirlerimizi alıyoruz. Ancak bunların hepsi kamuoyuna açıklanacak şeyler değil” diye konuştu.
Özersay, Kıbrıs Türk tarafının hiçbir zaman Doğu Akdeniz’de suları ısındırmak için adım atmadığını ve atmayacağını belirterek, “Derdimiz suların ısınması değil soğumasıdır. O yüzden Doğu Akdeniz bölgesinde hep işbirliğine vurgu yaptık. Özellikle enerji ve benzeri konularda hep önerimiz işbirliği üzerine ve en kötü ihtimalle caydırıcılık üzerine oldu” dedi.
Kıbrıs Rum tarafının muhtemelen bu yıl sonundan önce 10. Parsel’de kazı yaptıracağını da ifade eden Özersay, kazı yapıldığı takdirde Kıbrıs Türk tarafının da Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına verdiği Lisans çerçevesinde yine benzer bölgelerde bir kazı çalışması yaptıracağını söyledi. Özersay, “Bu kazıyı bir şirket aracılılığıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yapacak” dedi
Özersay,“ Yaptığımız, onların yaptığından çok daha farklı bir şey değil. Yaptığımız, adım atmak ve fiilen arazide olmaktır. Yaptığımız, haklarımızın peşinden gitmektir” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs Türk tarafının, 2011 yılında Türkiye ile imzalanan Kıta Sahanlığı anlaşmasına kadar, Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de yaptığı çalışmaları sadece protesto ettiğini belirten Kudret Özersay, “Bu durum bizim bir miktar geri düşmemize neden oldu. Kıbrıs Rum tarafı Münhasır bölge anlaşmaları yaptı. Bölgedeki diğer devletlere Lisans verdi, sismik araştırma yaptı ve kazı noktasına geldi” diye konuştu.
Özersay, son dönemde ise Kıbrıs Türk tarafının da bu adımları düzenli bir şekilde attığını ve atmaya devam ettiğini dile getirerek, Doğu Akdeniz’de şu anda yürütülen politikanın, caydırıcılığı esas aldığını, ama eşit haklar bağlamında geri düşülmeyecek bir duruş sergilendiğini söyledi.
Bakan Özersay, “Şu anda hem KKTC’nin, hem de TC’nin hak ve menfaatlerini korumayı hedef alan bir duruşa sahibiz ve bunu sürdüreceğiz” dedi.
GUTERRES RAPORU
Kıbrıs konusuna da değinen Kudret Özersay, Genel Sekreter Guterres’in sunduğu Kıbrıs raporunu da değerlendirdi.
Özersay, görüşmelerin 6 başlığı olmasına rağmen, Rum tarafının görüşmelerin güvenlik ve garantiler konusundan dolayı koptuğu gibi bir algı yaratılmaya çalışıldığını, bunun hiç haklı tarafı olmayan, yanlış bir yaklaşım olduğunu ifade etti.
Özersay, Kıbrıs Müzakerelerinde özellikle yönetimin ve zenginliklerin paylaşılması anlamında bir sıkıntı olduğuna vurgu yaparak, Kıbrıs Rum tarafının “Gevşek Federasyon” diye ortaya koyduğu tezin içeriği hakkında bilgi verdi.
Özersay, Rumların, “Biz aslında sizinle siyasi eşitlik çerçevesinde yönetimi paylaşmaya hazır değiliz. Bu bizi Rumlar olarak rahatsız ediyor. Dolayısıyla daha az yetkiyi paylaşalım. Merkezi Federe Hükümette daha az yetki olsun, kanatlarda daha fazla yetki olsun. Bu gevşek federasyon olarak tanımlanabilir.” gibi bir yaklaşım sergilediğini söyledi.
Bakan Özersay, Kıbrıs Türk tarafının böyle bir yaklaşımı kabul etmesinin mümkün olmadığını belirtti.