Malum, 19 Nisan’da yapılacak Reis-i Cumhur seçimlerine doğru süreç işliyor, zaman akıyor. Kıbrıslı Türkler için her ne kadar da dünya ile bütünleşme süreci tamamlanmamış olsa da Kıbrıslı Türkler için Reis-i Cumhur önemlidir. Neden önemlidir? Çünkü Reis-i Cumhurumuz aynı zamanda da tüm dünyaca tanınan Kıbrıs Türk toplum liderimizdir de aynı zamanda… Kudret Özersay ve Mustafa Akıncı mal bildiriminde bulundu. Yani mal varlıklarını, hem kendilerinin hem de eşlerinin üzerine olan menkul ve gayrimenkulleri toplum ile paylaştılar. Temiz siyaset adına önemli bir dönüm noktası. Toplumumuzda oluşan beklenti ise, diğer adayların da mal varlıklarını en kısa zamanda açıklamaları şeklinde. Elbette şeffaf ve hesap verebilir olmak adına da yapılan bu mal bildirimleri çok dikkate değer bir girişim oldu. Öte yandan birde seçime katılacak tüm adayların, bu göreve neden aday olduklarını topluma iyice anlatmaları gerekiyor. Örneğin Dr. Sibel Siber beni partim aday gösterdi, zaten CTP-BG’nin düşünceleri savundukları ortada, “ben, bunların Cumhurbaşkanlığı makamında uygulayıcısı olacağım” derse buna kimsenin diyecek bir şeyi olmaz, olamaz. Ancak parti adayı olmayıp seçimde bağımsız aday olan diğer adayların, neden aday olduklarını topluma çok iyi anlatmaları ve seçimi kazanmaları halinde de hangi programı nasıl hayata geçireceklerini izah etmeleri bir elzem konumunda. Örneğin Dr. Derviş Eroğlu halen makamda olduğu için, muhtemelen seçime yönelik propaganda süreci resmi kampanya başlayınca daha da hızlanacak. Mustafa Akıncı düşündüklerini dört başlık altında topladı. Topluma anlatıyor ve bunu yaparken, daha önce görevde iken yaptıkları ile de toplumun ilerisi ile ilgili daha anlaşılır bir şekilde bağ kurmasını sağlıyor. Ancak bağımsız aday olduğunu söyleyen Kudret Özersay’ın halen neden aday olduğunu? Muradının ne olduğunu? Net bir şekilde ve de bütünsellik içerisinde toplumla paylaşabildiğini düşünmüyorum. Özersay 12 yıl boyunca hem rahmetli Denktaş, hem 2. Cumhurbaşkanı Talat hem de Dr. Derviş Eroğlu ile birlikte görüşmeci heyetlerde yer aldı. Netice ise sıfır elde var sıfır ve de Kıbrıslı Türklerin kaybettiği on iki yıl var elimizde. Anlayabildiğim kadarı ile Kudret Özersay siyaset dünyasındaki dalgalanmaları, Toparlanıyoruz hareketi ile başlayan bir yapılanma ile seçimden sonra siyasal bir parti kurma notasına taşıyacak. Yani açıkçası, Kudret Özersay’ın seçilmekten öte alacağı siyasal desteğin (oy), siyasal yelpazenin sağ tarafında seçimden sonra yeni bir siyasal yapılanmaya yol açıp açmayacağını test ettiğini düşünüyorum.