Halkın Partisi’nden üç vekilin istifası, birilerinin tercih ettiği gibi her istenileni yapan bir hükümet kurulabilsin diye hayata geçirilmiş bir operasyondan başka bir şey değildir. Bu arkadaşların kendilerine göre görüş ayrılıkları, kızgınlık ve kırgınlıkları elbet vardır ve bu doğaldır, ancak partiden istifalarının sadece zamanlaması bile kendilerine bunun yamalı bohça bir hükümet kurdurmak için yaptırıldığının göstergesidir.
UBP’de kısa süre önce kurultay sürecinde yaşanan olağan dışı gelişmeler karşısında “son günlerde yaşananları ne UBP hak eder ne de Kıbrıs Türk Halkı…Dün bir siyasi partiye, yarın bir başka siyasi partiye, bir sonraki gün bir başka kuruma, bir başka seçime...” ifadeleriini kullanmıştım. Evet görünen o ki şimdi de Halkın Partisi ülke siyasetini yeniden dizayn etme girişimlerinden nasibini alıyor. Ama bu uğraşlar boşunadır.
Halkın Partisi olarak özellikle siyasi tecrübesizliğimiz nedeniyle bazı eksikliklerimiz ve hatalarımız oldu. Kudret Özersay olarak bunun sorumluluğu bütünen değilse de öncelikle bana aittir ve son Cumhurbaşkanlığı seçiminde başka nedenler yanında bu nedenle de bir bedel ödedim. Öte yandan Cumhurbakanlığı seçimi ertesinde parti içinde bir öz eleştiri süreci yaşadık, hatalarımızdan dersler çıkarmaya çalıştık. Ocak ayında yapılacak kurultayımız öncesinde ve sırasında kamuoyu önünde de kendi öz eleştirimizi yapacağız.
Üç yıldır yer aldığımız koalisyonlarda yapabildiklerimiz, yapamadıklarımız ve yanlış olup da yapılmasını önlediklerimizle belirli bir tecrübeye sahip olduk.
Havlu atmış değiliz, hele de bize bu son yapılanlardan sonra hiç değiliz!
Cesaretle ve kararlılıkla