Sosyal medya'da kendi hesabı üzerinden açıklama yapan Özersay'ın tam metni şu şekilde:
"Daha önce açıklamıştım ama gerçekten anlamak isteyenler için bir kez daha açıklamak şart oldu. Yürürlükteki DAÜ Yasası'nda siyaset yapma yasağı YOKTUR. Bu nedenle parti başkanı olarak yasalara ve anayasaya UYGUN hareket ediyorum. Yeni DAÜ yasasının geçip geçmemesi hukuki durumumu etkileyen bir şey değildir çünkü mevcut yasada siyaset yasağı yoktur. Akademisyenlerin parti kurmak da dahil siyaset yapma hakkı ANAYASAL bir haktır. Parti kuramayacak, siyaset yapamayacak olanların kimler olduğu (polis, asker, yargı mensubu, kamu görevlisi gibi) Anayasamızda açıkca sayılmaktadır ki akademisyen olarak biz bu yasak kapsamı içerisinde değiliz. DAÜ yasasında YER ALMAYAN ama tüzükte yer verilen siyaset yasağı Anayasaya aykırıdır, Anayasal bir hak tüzükle bireylerin elinden alınamaz. Anayasa'da da yazdığı üzere temel hak ve özgürlükler ancak YASALARLA kısıtlanabilir, tüzük maddesiyle değil.
Bu konuyu Halkın Partisi kurulduğu gün çıktığım TV canlı yayın programında açıklığa kavuşturmuştum. Kısa süre önce de Afrika Gazetesi'nde yayınlanan uzun bir makaleyle detaylı anlatmıştım. Bu yayınları görmemiş olanlar ve detayıyla ilgilenenler için aşağıda o yazıyı yayınlıyorum. Niyeti iyi olan, ne demek istediğimi ve ne yapılmaya çalışıldığını çok iyi anlıyor zaten.
Bir kez daha hatırlatayım, Anayasa ve yasalara UYGUN hareket ediyorum, o nedenle alnım açıktır.
Ölüden gorksaydık, mezarlıktan geçmeye galkışmazdık...
#devam
Afrika Gazetesi'nde Nisan ayında yayınlanan yazımı aşağıya yapıştırıyorum:
ANAYASAL HAKKIMI KULLANIYORUM;
HUKUKA UYGUN DAVRANIYORUM;
ALNIM AÇIK
A- Akademisyenler için siyasi parti kurmak ya da siyasi partilere üye olmak anayasamızda tanınmış olan bir haktır. Aynı hak siyasal partiler yasasında da mevcuttur. Anayasa ve yasalarımıza göre parti kuramayacak ve partilere üye olamayacak olan meslekler sayılmıştır ve akademisyenlik bu mesleklerden birisi değildir.
B- Benzer şekilde DAÜ yasasında da akademisyenler için siyaset yasağı ya da siyasi parti kurma yasağı yoktur. Anayasa ve yasanın tanıdığı ve güvence altına aldığı, üniversite yasasının yasaklamadığı bir faaliyeti bir tüzükle yasaklayamazsınız, anayasal bir hakkı bir tüzükle ortadan kaldıramazsınız. Anayasamıza göre temel hak ve özgürlükler ancak yasa ile sınırlandırılabilir, bunun bir disiplin tüzüğü ile yapılması anayasaya aykırıdır.
C- Siyasi parti kurma yoluna gitmeden önce üniversitem DAÜ yönetimine bir resmi başvuruda bulunup bu adımı atacağımı bildirdim, anayasal ve yasal haklarımı da izah ettim. Üniversite yönetimi de bana iletilen cevabında demokratik olmayan bu tüzük maddesini değiştirmek kararında olduklarını bildirdi.
D- Nitekim okul idaresi de muhtemelen anayasal olarak sorunlu bulduğu ve demokratik prensipler açısından değişmesi gerektiğini düşündüğü için birkaç ay önce tüzüğü değiştirmek üzere kararlar üretti. Hem rektörlüğümüzün, hem diğer birimlerimizin hem de Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun (VYK) birkaç ay önce aldığı kararlarda bahse konu tüzüğün değiştirilmesi iradesi açıkca ortaya konuldu ve konu Bakanlar Kurulu’na gönderildi.
E- Bu güne değin bahse konu tüzük maddesinin üniversitemiz tarafından herhangi bir akademisyene uygulanmamış olmasının nedeni de bunun anayasa ve yasalara aykırı olmasındandır.
F- Üniversitedeki görevlerimi tam ve eksiksiz olarak yerine getiriyorum. Aldığım maaşın karşılığını hak edecek bir hizmet sunuyorum. Mesleğimi icra ederken Anayasa ve yasalarla tanınmış, güvence altına alınmış bir hakkımı kullanarak siyasi parti kurucusu oldum. Üniversitemin kuruluş yasasında yasaklanmayan bu anayasal hakkıma dayalı olarak siyaset yapıyorum.
G- Hukuken dava açma imkanı bulsaydım, geçtiğimiz yıl daha parti kurucusu olmazdan önce bu tüzük maddesinin anayasa ve yasalara aykırılığının tespiti ve iptali için dava açardım. Oysa bana dair alınmış idari bir karar ya da işlem olmadığından bunu yapma imkanım olmadı. Kuşkusuz önümüzdeki dönemde bu tüzük maddesine dayalı olarak hakkımda bir disiplin süreci başlatılırsa anayasa ve yasalara aykırı olan bu tüzük maddesinin iptali için girişim yapacağım.
H- Bu konuya 6 Ocak 2016 tarihinde partimizin kurulmasından hem sonra çıktığım TV programında (Mustafa Alkan’ın Genç Tv’deki programı) açıklık getirmiş ve yukarıdaki açıklamayı orada da yapmıştım. Bir başka ifadeyle bu husus benim açımdan da, kamuoyu açısından da yeni birşey değildir. O gün ne söylediysem, bugün de aynısını söylemekteyim.
I- Bugüne değin olduğu gibi bugünden sonra da hukuka uygun hareket edeceğim. Aksini düşünen varsa lütfen konuyu yargıya taşısın ya da üniversite yönetimi daha farklı bir düşüncedeyse lütfen gerekli adımı atsın ki ben de anayasal ve yasal haklarımı çıkıp oralarda da savunayım.
Anayasa ve bazı yasaların ilgili maddelerine dayalı hususlar:
1- Siyasi parti kurmak, anayasal hakkımdır. Anayasa sadece belirli meslekleri sayarak siyaset yasağı kapsamına almıştır (Madde 70/1 ve 70/5). Bu meslekler dışındaki her yurttaşın siyasi parti kurma, partilere girme-çıkma hakkı anayasada açıkça tanınmıştır, anayasal bir haktır. Anayasamıza göre kimler parti kuramaz ya da parti üyesi olamaz? Yargıçlar, savcılar, askerler, polisler, kamu görevlileri ve 18 yaş altı olan bireyler. Bir başka ifadeyle Anayasamız kimlerin siyasal parti kuramayacağını ve/veya kimlerin siyasal partilere üye olamayacağını açıkca sayarak belirtmektedir. DAÜ çalışanları kamu görevlisi değildir, sayılan diğer mesleklerden birisinden de değildir, akademisyendir. Görüleceği üzere Anayasamız akademisyenleri bu faaliyetlerde bulunamayacaklar kategorisinde değerlendirMEMEKTEDİR. Bu nedenle bir akademisyen olarak siyasi parti kurma hakkım anayasadan kaynaklana bir haktır, anayasada açıkca tanınmış olan bir haktır.
2- Ülkemizde bugün yürürlükte bulunan Siyasal Partiler Yasası ise 5. Maddesinde aynı kuralı tekrar etmektedir: “On sekiz yaşını doldurmuş, medeni hakları kullanma ehliyetine sahip her yurttaş, bu Yasada ve parti tüzüğünde gösterilen koşullara ve usullere göre siyasal partilere üye olmakta ve dilediği anda üyelikten çekilmekte serbesttir. Ancak yargıçlar, savcılar, silahlı kuvvetler mensupları, polis mensupları ve kamu görevlileri siyasal partilere üye olamazlar.”
3- Anayasamız ve yürürlükteki Siyasal Partiler Yasamız siyasal parti kurma, partilere üye olma ve partilerde görev alma suretiyle siyasal faaliyette bulunma konusundaki hakların ve kısıtlamaların temel kurallarını bu şekilde düzenlemiş ve çerçeveyi çizmiştir. Kanunlar hiyerarşisi bakımından Anayasamıza uygun olması gereken Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasası’nda ise bu hak ve kısıtlamalara dair herhangi bir düzenleme yer almamıştır. Öte yandan Akademik Personelin Kadro ve Çalışma Tüzüğü”nde ise siyasal etkinlik kısıtlaması yer almıştır.
4- Oysa üniversitemiz akademik personelinin Anayasa ve Yasalar çerçevesinde tanınan ve kısıtlanmayan siyasal faaliyette bulunma haklarının kanunlar hiyerarşisinde daha alt düzeyde bulunan bir tüzük ile ellerinden alındığını, üstelik de Üniversitemiz Kuruluş Yasası’nda bu yönde bir irade ortaya konulmamış olmasına rağmen bu haklarını kullanmalarının bir disiplin kuralı ihlali olacağını varsaymak yanlıştır.
5- Kaldı ki temel hak ve özgürlükler sadece yasayla sınırlandırılabilir, bunun bir tüzük ile yapılması anayasanın ihlali sonucunu doğurur. Bu husus Anayasada açıkça düzenlenmiştir. Madde 11’e göre temel hak ve özgürlükler, özüne dokunmadan, kamu yararı, kamu düzeni, genel ahlak, sosyal adalet, ulusal güvenlik, genel sağlık ve kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak gibi nedenlerle ANCAK YASALARLA kısıtlanabilir. Kaldı ki, Anayasa bir hakkın sınırlarını yasaya bırakmayıp kendisi belirlemişse, bunu tüzükle sınırlandırmak anayasanın ihlali sonucunu doğurur.
6- Yukarıda belirtilen hususlar ışığında, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde görevli bir akademisyen ve aynı zamanda da bir KKTC yurttaşı olarak, Üniversitemdeki görevimi devam ettirirken, Üniversitemizdeki diğer bazı akademisyen meslektaşlarım gibi, bir siyasal partiye üye olma ve her düzeyde görev alma hakkımı kullanabileceğim düşüncesindeyim.
Kudret ÖZERSAY"