Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Doç Dr Kudret Özersay bölgelerde yürüttüğü çalışmaları çerçevesinde Mağusa suriçini, Güvercinlik ve Çayönü köylerini ziyaret ederek, vatandaşlarla buluştu. Özersay Cumhurbaşkanlığı konusundaki düşüncelerini ve hedeflerini anlattı, soruları yanıtladı. Özersay ziyareti esnasında ülkenin ihtiyacının sadece bir isim ve yüz değişikliği değil, gerçek bir değişim olduğuna dikkat çekti.
‘DEVLETİN VATANDAŞA GÜVEN VERMESİ, KURUMLARININ HİZMET ÜRETMESİYLE MÜMKÜN”
Özersay, en az müzakereler kadar önemli başka şeyler olduğuna dikkat çekerek, yıllarca Cumhurbaşkanlarının ülkenin iç sorunlarıyla ilgili görev ve sorumluluklarının müzakereler gerekçe gösterilerek genelde göz ardı edildiğini, oysa bir yandan sakız çiğnerken diğer yandan da merdiven çıkabilmek gerektiğini söyledi. Özersay Cumhurbaşkanı olması durumunda sadece müzakerelerde aktif bir diplomasi izlemekle kalmayacağını aynı zamanda devlet kurumlarının giderek içinin boşalmasına neden olan adam kayırmacılık ve partizanlığın da önüne geçmek için adımlar atacağını vurguladı.
Özersay geçmişte yapılan müzakerelerle ilgili örnek vererek,‘”Cumhurbaşkanları tek görevleri müzakerelermiş gibi davrandıkları için diğer görevler olması gerektiği gibi yapılmadı ve ihmal edildi. Yani devlet içinde görevi birbirini denetlemek, teşvik etmek ya da harekete geçmeye zorlamak olan durumunda olan kurumlardan birisinin etkisi giderek azaldı. Bu da hukuksuzluk, yolsuzluk ve israf gibi sorunların daha da artmasına yardımcı oldu. Cumhurbaşkanı olmam durumunda hükümetlerin ve Meclis’in ülke menfaatine hizmet üretmelerini takip eden, kendilerini buna teşvik eden ve gerektiğinde anayasal yetkilerimi kullanarak buna zorlayan bir duruş sergileyeceğim” dedi.
Özersay konuşmasına şöyle devam etti; ‘’Ara bölgeye gittiğimiz zaman tüm konuları müzakere etmem için bana görev verilmişti. Heyetlerimizle birlikte bir araya gelerek, federal ortaklık kurulduğu zaman federal poliste eşitliği kabul ettirme konusunda çok kavga verdik. Rumlar, eşit sayıda Türk ve Rum polis olmasını kabul etmediler. Herkesi araya koyarak, yoğun bir diplomasi ile en sonunda kabul etmelerini sağladık.
Bu eşitliği aldık ve polisimizin durumunun ne olduğunu öğrenmek için yetkililerle görüşerek, bilgi aldık. Sonuçta baktığımızda İngilizce bilip, federal poliste polislik yapacak polis sayısı, bizim masada aldığımız hakkın içini doldurmaya yeterli olmadığını gördük. Ben bunu öğrendiğimide kahroldum. Biz, müzakereleri o kadar hayatımızın merkezine koyduk ki devletin içi boşaldı. Yapmamız gerekenleri yapmadık. Artık bu devletin kurumlarına samimiyetle sahip çıkacaksak, kurumlarını hizmet üretir duruma getirmemiz şarttır.’’
“ÇEKİLEN ACILARIN KARŞILIĞI BÖYLE BİR YÖNETİM OLMAMALI”
Özersay; aday olurken bu kararı almasındaki en önemli nedenin bu olduğuna dikkat çekerek; bu toplumun yıllardır mücadele ettiğini, göçmen olduğunu, yakınlarını ve mallarını kaybettiğini, acı çektiğini ve savaş yaşadığını fakat bu kadar çekilen acının karşılığında ise bugün sahip olduğumuz devletin olması gerektiği gibi olmadığını vurguladı. Halka adil olduğu yönünde, herkese eşit hizmet verildiği yönünde bir güven yaratılamadığını, bunun da devlet ile vatandaşın arasının açılmasına yol açtığını anlatan Özersay, Anayasa’ya göre devletin başı olarak kabul edilen Cumhurbaşkanının bu güven bunalımını aşmak için çok ciddi adımlar atmasının şart olduğuna dikkat çekti. Özersay “içinde bulunduğumuz durum bize yakışmıyor. Devletin kurumlarının geldiği nokta, Kıbrıs Türklerinin iradesinin de erozyona uğramasına, dikkate alınmamasına neden oluyor.
Cumhurbaşkanlığı makamının iki temel görevi olduğunu söyleyen Özersay, bunlardan birisinin Rum tarafı ile yapılacak müzakerelerde ve dışarıda yürütülecek diğer diplomatik faaliyetlerde Kıbrıs Türkünü en iyi şekilde temsil edilmesi olduğunu vurguladı. Göreve gelmesi durumunda Kıbrıs Türkünü müzakerelerde en iyi şekilde temsil edeceğine inandığı için aday olduğunda da dikkat çeken Özersay, bunun müzakerelerle sınırlı kalmayacağını uluslararası alanda da Türkiye ile olan ilişkilerde de, yabancı ülkelere yapılacak ziyaretler de Kıbrıs Türkü’nü en iyi şekilde temsil edebileceğine inandığını söyledi.
“CUMHURBAŞKANI OLARAK SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE YARDIMCI OLABİLİRİM”
Özersay, Cumhurbaşkanın yetki ve görevleri ile ilgili vatandaşı bilgilendirerek, anayasaya göre Cumhurbaşkanının bakanlar kuruluna başkanlık edebileceğini, meclisi olağanüstü toplantıya çağırabileceğini, kamu hizmeti komisyonunun başkanının ve tüm üyelerini atayabileceğini ve bazı hallerde de görevden alabileceğini anlattı, göreve gelmesi durumunda bu yetkileri kullanarak nelerin değişmesine yardımcı olacağını vurguladı.
Kamu Hizmeti Komisyonu’nun önemine dikkati çeken Özersay, bunca yıl hak eden ve işinin ehli olan insanların belli görevlere gelemediğini, gelenlerin de tayin terfi alamadığını anlattı. Özersay, Kamu Hizmeti komisyonunun başkanını ve üyelerini atayan, tayin eden cumhurbaşkanlarının kendilerine yakın isimleri atadıklarını ve bu nedenle de yapılan sınavlarda zaman zaman sınav sorularının dışarıya çıkarılmasına varan haksızlıkların ve anomalilerin yaşandığına dikkat çekti.
Özersay, vatandaşın yaşanan haksızlık ve adaletsizlikler nedeniyle artık devletin kurumlarını sahiplenmemeye başladığını, bunun da bir kimlik sorununu beraberinde getirmeye başladığını söyledi. Cumhurbaşkanın tarafsız olması gerektiğini de dikkat çeken Özersay Cumhurbaşkanı olacak olan kişinin bu konularda titiz davranarak, atamalarda tarafsız olması gerektiğini, bu yolla sorunların bir yerden düzelmeye başlayacağına samimiyetle inandığını belirtti. Özersay, ülke menfaatine çalışacak olan Cumhurbaşkanına ihtiyaç olduğunu savunarak, ülkeye gelecek su hakkında henüz kimsenin doyurucu bir bilgiye sahip olmadığına da dikkat çekerek şunları söyledi; ‘’Türkiye’den gelecek olan toplam suyun miktarından başka çok fazla birşey bilinmiyor. Bu suyun nereden geçeceğini, nasıl yönetileceğini, suyun verileceği yerlerde sulu tarıma geçip geçilmeyeceğini biz kendimiz planlayamazsak bunu kim yapacaktır’’ diye soran Özersay, doğanın boşluk kabul etmediğini ve “yönetemezsek birileri gelir ve bunu bizim yerimize yapar, sonra da şikayet etmeye hakkımız kalmaz” dedi. Özersay, Cumhurbaşkanlarının suyun nasıl dağıtılıp, nasıl kullanılacağı konusunda meclisi toplantıya çağırıp tüm bunları içerecek kapsamlı bir devlet politikasının belirlenmesine liderlik etmesi gerektiğini, göreve gelmesi durumunda bunu mutlaka hayata geçireceğini ve bu konuda Türkiye ile müzakere edilmesi gerekirse de müzakere edeceğini söyledi. Özersay, “bu konu ülkede önemli bir iş imkanı, istihdam yaratabilir. İşsizlikten kırılan köylerde buna benzer bir adımı mutlaka hayata geçirmek gerekir” dedi. olarak bu konuyu ele almaktan kaçındıklarını ileri sürdü.
Özersay, konuşmasının ardından vatandaşların sorularını da yanıtladı.