TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Hazine Çalışanları Sendikası(Hazine-Sen)’ndan bir heyeti kabul etti.
Özyiğit, kabulde yaptığı konuşmada, “ülkenin halinin içler acısı” olduğunu, ne halkta ne de devlet kasasında para kaldığını, özel sektörde çalışanların büyük bir bölümünün sendikasız çalıştırıldığını, 2011’de hayata geçirilen yasa ile kamuda işe başlayanların maaşlarının düşürülerek özel sektördeki “sefalet düzeyinde eşitlendiğini” iddia etti.
Cumhuriyetçi Türk Partisi ile Ulusal Birlik Partisi’nin reform hükümeti olarak kurduğu hükümetin reform adına hiçbir şey yapmadığını ileri süren Özyiğit, “Ortada reformun r’si yok, geride kalan altı aylık süre içerisinde reform paketinde uygulamaya konan bir madde söylesin birileri” dedi.
Türkiye’den borularla su getirme projesi ile ilgili 5 yıl önce imza atıldığını, ancak dağıtımı konusunda yönetimlerin ev ödevini yapılmadığı için bugün ciddi bir kriz yaşanmakta olduğunu savunan Özyiğit, “Bu kriz dayatma paketlere dönüştürülmekte, ya suyu (yönetimini) verirsiniz karşılığında 13’üncü maaşları alırsınız, ya elektrik ve telefonu devredersiniz karşılığında şunları alırsınız gibi dayatmalarla karşı karşı kalıyoruz. Dayatanlarda elbette suçlu ama, dayatmaların olması için zemin hazırlayan yönetimler de çok suçlu” dedi.
PARTİLERE KATKI ALINARAK BİR ŞEYLERE GÖZ YUMULDUĞUNU
Cemal Özyiğit, siyasi partilere katkı alınarak bir şeylere göz yumulduğunu böylece devletin kasasına girmesi gereken paranın partilere gittiğini de savundu.
OMBUDSMAN’A TAKDİR
Kıbrıs Türkü’nün artık rüştünü ispat etmesi gerektiğini, iflas eden kamu iktisadi kuruluşlarının, kurumların ve Ercan Havalimanı’nın devredilmesinin incelenmesi gerektiğini belirten Özyiğit, “Bu yağma vurgunun önüne geçmeye çalışan Ombudsman’ımızı kutluyorum. Bu ülkede bir üst düzey yöneticinin neler yapabileceğini çarpıcı bir şekilde gösteriyor” dedi
EMRE
Hazine-Sen Başkanı Sezai Emre de kabulde yaptığı konuşmada, ülkede “sorunları çözebilecek (siyasi) partilere ihtiyaç vardır” dedi.
Cumhuriyetçi Türk Partisi ile Ulusal Birlik Partisi hükümetinin göreve “reform hükümeti” olarak geldiğini ancak “reform adına hiçbir şey” yapmadığını savunan Emre, bunun yanında 13’üncü maaşların henüz ödenmemesi, Türkiye’den gelen suyun dağıtımı konusunda henüz bir mutabakata varılamaması, 2015-2018 dönemine yönelik ekonomik ve mali işbirliği protokolünün Türkiye ile imzalamamasıyla Hükümet’in “yükümlülüklerini yerine” getiremediğini bu nedenle “güven kaybına” uğradığını ileri sürdü.
Emre, Sendika olarak beklentilerinin ülkedeki “sorunların çözüme ulaştırılması” olduğunu belirtti.