Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle alınan önlemler dünyadaki hava kirliliğini oranını azaltmasına rağmen atmosferdeki karbondioksit oranının yükselmesi devam ediyor.
Dünyada insanların koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında evde kalması, araç kullanımını büyük oranda düşürdü. İnsanların evde kalması havanın kalitesini iyileştirirken, kirliliğin azalmasını sağladı.
Hava kirliliği dünyada azalsa da atmosferdeki karbondioksit oranı ise artmaya devam ediyor.
Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA) verilerine göre, karbondioksit değerleri 1880 yılında yaklaşık 291 ppm (milyonda bir birim) iken, 2019 yılında bu değer 412 ppm değerine ulaştı.
2020 yılında ise karbondioksit oranı 416 ppm değerine yükseldi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, AA muhabirine yaptığı açıklamada, atmosferdeki karbondioksit miktarının sanayileşmeyle beraber artmaya devam ettiğini söyledi.
Dünyanın her yerinde emisyon salınımının arttığını belirten Toros, bu durumun da küresel iklim değişikliğinin etkilerini daha fazla yaşattığını ifade etti.
Toros, koronavirüs salgınınıyla mücadelenin dünyada eğitimden, iş hayatına büyük bir değişim yaşattığını anımsatarak, şöyle devam etti:
"İnsanların vakitlerini daha çok evde geçirmesi, seyahatlerin azalması, tesislerin kapanması veya sınırlı çalışmaları sonucu enerji taleplerinin azaldı. Bu durum da hava kirliliğini azalttı ve havanın kalitesinin iyileşmesine neden oldu. Koronavirüs döneminde insanlar evde kalsa da atmosferdeki karbon salınımı sürdü. Hava kirliliği dünya genelinde azalsa da 2020 yılında karbondioksit oranı 416 ppm değerine yükseldi. Ama 2020 yılındaki günlük karbondioksit salınım oranı 2019 yılına kıyaslandığında kısmen bir azalma söz konusu. Atmosferde karbondioksit oranının artmasının temel nedeni insanlardır. Çünkü insanlar hala çok aşırı elektrik ve enerji kullanıyor."
Karbondioksit değerinin azaltılmasa için önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizen Toros, "Enerji kaynakları ve fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynaklarını arttırmalıyız. Bunun yanında enerjide verimlilik çalışmaları arttırılmalı." dedi.
"İNSANLAR GÜN IŞIĞINDAN DAHA FAZLA İSTİFADE ETMELİ"
Toros, gereksiz enerji kullanımının azaltılması gerektiğini vurguladı.
İnsanların akşam evlerinde kullandığı elektriği azaltmasının karbondioksit oranının azalmasına katkı sunacağını dile getiren Toros, şunları kaydetti:
"İnsanlar gün ışığından daha fazla istifade etmeli. Eğer karbondioksit oranının artmasına önlem alınmazsa insanları büyük felaketler bekliyor. Küresel iklim değişikliğinin ana sebebi gelişmiş ülkeler olmasına rağmen meteorolojik afetlerden daha çok geri kalmış ülkelerde yaşayanlar zarar görüyor. Artan sıcak hava dalgaları, orman yangınları, uzun süren kuraklıklar, daha kuvvetli fırtınalar, yağışlar, deniz su seviyesinin yükselmesi, kar örtüsünün ve buzulların azalması, okyanusların asitleşmesi, bölgesel ekosistem içerisindeki nadir canlı türlerinin yok olma tehlikesi, zararlı haşeratların artması gibi olumsuzluklar dünyamızı tehdit etmektedir."