CTP – DP koalisyon hükümetinin ‘Sosyal Devlet’ diyerek çıktıkları iktidar yolunda Sosyal Devlet yerine ‘Cebbur Devlet’ten örnekler vermesi tepkilerin giderek büyümesine neden oluyor. KKTC’de eğitimin parasız olduğunu ileri süren bugüne kadar iktidar olmuş gelmiş geçmiş tüm hükümetler, okullarda zorla ve istem dışı olarak, ailelerden çeşitli isim altında zorla toplanan paralara seyirci kalmaya devam ediyor. PARA ÖDENMEZSE KARNE YOK Okula yazılma, dergi alımı, okulun bakımı ve karne parası adı altında 50 ile 200 TL arasında para toplayan okul yöneticileri, bu paraların ödenmemesi durumunda öğrencilere karne verilmeyeceğini dile getirerek bu paraları tehdit yöntemi ile zorla tahsil etmeyi tercih ettikleri öne sürülüyor. BAKAN NEDEN SES ÇIKARTMIYOR? Eğitim Bakanları bu durumu bilmesine karşın ses çıkartmaması öğrenci velilerini kızdırırken yaptıkları açılamalarda tepkilerini açıkça söylemekten de çekinmiyor Değirmenlikte sakin Hüseyin Şila yaptığı açıklamada, benim Değirmenlik Lisesinde bir kızım ve bir de oğlum okuyor. Eylül’de okula yazıldıklarında benden okula yazdırma olarak 100’ er TL. İstediler. Ben de işsizim dedim. KTHY mağduruyum dedim ama olmaz dediler. 2 çocuğum için 200 TL ödedim. Bana sene sonuna kadar para almayacağız dediler. KLİMALAR BOZUKMUŞ Şimdi klimalar bozukmuş diye çocuklardan 50’ şer TL istiyorlar. Bu nasıl iştir ben anlamadım. Hem de 30 Ocak tarihine kadar verilsin diye gün koydular. Bu konuyu gündeme getirirseniz sevinirim dedi. İsmini vermek istemeyen bir öğrenci ise gönderdiği mesajda Taner abi ben Değirmenlik Lisesi'nde okuyan bir öğrenciyim. Bizden kayıt tazeleyeceğimizde 100 TL istediler. Bu paranın okulun gereksinimleri için kullanılacağını söylediler. Benim babam hasta olduğundan dolayı çalışamıyor dedi. BORÇLANARAK ÖDEDİK AMA YENİDEN TALEP EDİYORLAR Ayni öğrenci açıklamalarına devam ederek biz bu parayı borçlanarak bir şekilde ödedik. Ama bizden yine aynı ihtiyaç için 50 TL talep ediyorlar. Biz bu parayı kaç kez ödeyeceğiz? Diğer bir konu ise, biz bu soğuk kış günlerinde atkı, bere, mont gibi bizi ısıtacak şeyler giyiyoruz. Ama giydiğimiz şeylerin renkleri okul renklerine uygun olmadığından bunlar elimizden alınıyor. İşte bizde sizin aracılığınızla sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Belki kim olduğunu dahi bilmediğimiz Milli Eğitim Bakanı duyar da birşeyler yapar diye düşünüyoruz. Çünkü her gün yeni bir Milli Eğitim bakanı ile uyanıyoruz. Ve biz hergün değişen bakanları takip etmekte artık zorlanıyoruz dedi. ***** Sahibine Mesajlar Sayın Önder Sennaroğlu, Gıda ve Tarım Bakanı olarak lütfen belediyelere mezarlıkları genişletme çalışmalarına başlamaları ricasında bulunurmusunuz? Bakın 6 Euro değerinde ithal kiraz. Girne’de 1600 bağ maydanoz. 150 kilo taze fasulyenin limitlerin at kat üstünde ilaç kalıntısı nedeni ile imha edildiği söyleniyor. Kanser Derneği başkanı Raziye Hanım kolları sıvadı ve yeni kanser vakaları için hastanelere ek odalar tahsis edilmesi ricasında bulundu. Bizim ürünler Mersin Limanından tornistan edilirken Kiraz’ın elini kolunu sallayarak limanlardan girişini doğrusu anlayamadım. Bizim ürünler Mersin limanının kapsama alanından çıkarken nedense Türkiye’de üretilenler bizim kapsama alanımızdan hiç çıkmıyor. Ne dersiniz? ** Sayın Fettah Karakuzu köydeki hayvancının 3 yıldır kuraklıktan mağdur olduğunu Hayvanlardan elde edilen gelirin yem ihtiyaçlarını dahi karşılamadığını ve hayvancıların % 95’inin ticari bankalardan aldığı kredi ile hayatlarını sürdürmek zorunda kaldığını ifade ediyorsunuz. Muhtarım bu ülkede Sosyal Devlet kuracağız ve vatandaşı rahatlatacağız diyerek iktidara gelen partiler Sosyal Devlet yerine Ceberrut Devlet kurmaya yöneldikleri için esnafa kan, narenciyeci irin, iş adamına da kan ile irin ağlatıyor. Vatandaş ise alçak sürünmeden yüksek sürünme bir türlü geçemiyor. Atalarımız eli ile eden boynu ile çeker diyor ama bizde ne boyun ne gerdan nede başka şey kaldı. Bilmem anlatabildim mi? ** Sayın Kenan Akın birileri galiba nasırına fena bastı ve seni sinirlendirdi. Bazı geri zekâlı ve şeref fakiri Zavallılar benim üstlendiğim milletvekili ve bakanlık sürelerimde menfaatçi olduğumu yazabilecek kadar alçalıyorlar. Şu andaki mal varlığımı ve servetim araştırsalar utanırlar diyorsun. Sayın Bakan politik görüşlerimiz ayrı da olsa bu ülke için özellikle Tarım Bakanı olduğunuz dönemde iyi şeyler yaptığınızı Metin Şentürk bile görüp Sağır Sultan da duydu. Siz bir gönülde bir çiçek olacağınıza birçok gönülde buket oldunuz. ** Sayın Doğan Falyalı hiç korkmayın, bir toplantı ile asgari ücret 2500 TL olacakmış, sigortalı maaşı da aynen zamlanacakmış. Yine ani bir kararla, 5000 TL’den fazla maaş olmayacakmış deniyor diyorsun. Vallahi bu sözlere inşallah dedikten sonra dedemin de bir yerlerini paket yapsalardı ‘Ninem ‘ olurdu diyeyim. Sayın Falya’lı bunlar halkı ağzında balı olan ve arı gibi görüyorlar. Ama ağzındaki balı alınan arının kuyruğunda iğnesi olduğunu da nedense unutuyorlar. ** Sayın Fethi Günalp sendikalar düdük ve tencerelerini mi kaybetti diye soruyorsun. Fethi Beyciğim çağ değişti. Eskiden taş devri, tunç devri ve puşap devri derlerdi. Şimdi çağ değişince turuncu devrinden kırmızı-yeşil devri başladı. 3-4 sendika hariç Diyojen gibi elde fener koltuk arıyorlar. Bu sessizlik ondandır. ** Sayın Hasan Kara her yağmur yağdığından gönderdiğin mesajlarda abi bir gün gelin ve Dilekkaya (Aya)’nın köprüsünden geçin. Dilekkaya – Kırıkkale ve Dilekkaya – Gaziköy arasındaki köprüler tehlike saçıyor diyorsun ve yetkilileri göreve çağırıyorsun. Ah be Hasan, devleti umumiyenin en ufağından en büyüğüne kadar herkes şu sıralar seçim ile uğraşıyor. Koltuk derdi varken vatandaşın derdi ile kim ilgilenecek. Sevgili Hasan, bunların bu boş vermişlikle ne kazandıklarını inan bilmiyorum. Ama umarım vatandaşı kaybettiklerine değmiştir. ** Sayın Erbil Karabulut bakıyorum Büyükkonuk’ta piknik yapmışsın. Face Book’ta paylaştığın resimlerde doğal güzelliklerin yanı sıra mis gibi et ve salatalar hem göz zevkimizi giderdi hemde midemizi harekete geçirerek açlık duygumuzu kamçıladı. Gümrük, iş, görev hepsi hava derken Büyükkonuk bölgesinde fırın kebabını mideye indirmen inan kanımıza dokundu. Ne sen, nede Büyükkonuk Belediye Başkanı sevgili Ahmet, halimize bakıp fırın kebabı için bizi oralara davet etmiyor. Neden yoksa biz Urumcukmuyuz be gardaş? Ak akçe eskidendi. Şimdi mark, dolar ve Euro oldu diye mi tedavülden kaldırıldık? ** Sayın Ali Serdar, bugün güneşi değerlendirip güzel bir mekânda kahvaltı yaptık. Ve gerçek dostları selamladık diyorsun. Afiyet olsun. Güzel bir mekânda yeşillikler içinde kahvaltı çok hoş olur. Güneşi değerlendirmeniz güzel ama güneş ile birlikte tek bir turuncu rengin bile olmaması ve her tarafın yeşile bürünmesi Ali Serdar’ı rahatsız etmedi mi? Güneşi değerlendirdik dediğiniz anda maşallah yeşili de doyasıya değerlendirmişsin. Ali Serdar Bey yoksa turuncu ile aşk bittimi? Bakın biten bir aşkın ardından ağlanmaz, Yeniden başlanması için çabalanmaz. Sen benim için öldün dersin ve bilirim ki ölüler birdaha canlanmaz der geçersin. Yaaaa. [caption id="attachment_48431" align="alignleft" width="650"]