Çok farklı ruh hallerini yaşadığımız bir dönemden geçiyoruz. Elimi vicdanıma koyduğumda canımın yandığı farklı olayları hissediyorum son zamanlarda. Ankara’da yaşanan terör saldırısının acısını daha unutamamışken bu kez Paris’te benzer saldırılar gerçekleşti. İşte böyle bir dönemde, biz Türk Yıldızları’nın gösterilerini selamlıyoruz toplum olarak. KKTC’ye hissettiğim aidiyet duygusunun çok daha fazlasını Fenerbahçe Cumhuriyeti’ne hissettiğimi beni tanıyanlar çok iyi bilir. Kaç kez tanrıdan “bir gol istiyorum, çok şey mi istiyorum” diyerek maç seyrettiğim olmuştur. İşte böyle bir dönemden geçerken bir kez daha KKTC’yi düşündüm dün. Radyoda Rauf Denktaş’ın 15 Kasım 1983’te yaptığı konuşma vardı. Denktaş tüm dünyaya kendi sesi ile KKTC’nin bağımsız bir devlet olduğunu ilan ediyordu, derken Lefkoşa’da evimde Türk Yıldızları’nın resmigeçit için Lefkoşa semalarından geçişinin sesine tanık oldum. Bir arkadaşım ise dün 6 yaşındaki kızı ile ilgili “İnsan bir çocuğa savaşı nasıl anlatır? Cumhuriyet bayramında uçan jetleri, tankları, askerleri... Ben anlatamadım! İnsan bir çocuğa savaşı nasıl anlatır? Cumhuriyet bayramında uçan jetleri, tankları, askerleri... Ben anlatamadım!” diyordu… Bu farklı ruh halleri içinde bir kez daha Paris’i düşündüm. PKK’yı sorguladım bir kez daha. Derken İrlanda gözlerimin önünden geçti, IRA ve Ortadoğu’nun laneti Irak Şam İslam Devleti (İŞİD) ve dahası… KKTC’nin veya Kıbrıslı Türklerin terör örgüte dönüşmemesi, Kıbrıs Türk halkının kimse tanımasa da bahsedildiği gibi bağımsız olamasa da her şeye rağmen umudunun olduğunu fark ettim. “KKTC terör örgütü de olabilirdi” dedim kendime. KKTC, gerilla taktiği de kullanabilirdi. Ayia Napa, Larnaka veya Limasol’da bombaların patladığı, çözüm için Kıbrıslı Türklerin haklarının savunuculuğunu üstlenen kendisine “özgürlük savaşçıları” adını veren sözde bir siyasi kuruluş şeklini de alabilirdi. Hani herkes eşittir ya, bazılarının daha eşit yaşadığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu eşitlikler içerisinde aksak ayak KKTC’nin 32. Yılını kutladık dün. Üstelik modern devlet koşullarına yakın şekilde. Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi, 15 Kasım 1983’te sabah saat 09.00’da yaptığı olağanüstü toplantıda KKTC’nin "Kuruluş" ve "Bağımsızlık" Bildirgelerini oybirliği ile oyladı ve tüm dünyaya ilan etti. KKTC’nin kuruluşu ile ilgili olarak onaylanan bildirgede, “KKTC’nin ilanının iki eşit halk arasında ortaklığın bir federasyon çatısı altında yeniden kurulmasını ve sorunların çözülmesini engellemeyip, kolaylaştırabileceği” vurgulandı. “İki halk arasındaki bütün sorunların barışçı ve uzlaşıcı bir politika ile çözülmesi için BM Genel Sekreteri’nin gözetimi altında, eşit düzeyde müzakereler yürütülmesini yürekten dileyen ve önerilmiş bulunan zirve toplantısının bu açıdan yarar sağlayacağına inan Meclisimiz” ifadesi de olası gelecek vizyounu net şekilde ortaya koydu. Şimdi terörü lanetlerken KKTC’nin gelecek yönünde ne oranda insani ve modern olduğunu bir kez daha gönül rahatlığı ile ifade ediyorum…