Serdaroğlu, imzalanan mali protokolde emeğin sendikalaşmasının önüne geçecek maddelerin ön planda tutulmasını sordukları zaman “ Türkiye'deki iktidar böyle istiyor” cevabı aldıklarına işaret ederek, "Türkiye'de sendikalaşma her gün artarken burada sendikalaşmanın önüne geçme arzusunda olacaklarına ihtimal vermiyorum” yorumunda bulundu.
Ahmet Serdaroğlu, Hür-İş ve Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile birlikte Kamu-İş merkez binası toplantı salonunda basın açıklaması yaptı.
Serdaroğlu, uzun zamandır pandeminin de etkisiyle yaşanan ekonomik sıkıntılarla boğuştuklarını ifade ederek, istikrarsız hükümetler çalışma yaşamının ileri taşınmasına engel olduğunu belirtti. Hoşlanmamalarına ve öncesinde her türlü uzlaşı yolunu denemelerine rağmen sık sık sokaklara dökülmek zorunda kaldıklarını hatırlatan Serdaroğlu, “Uzlaşı öncelikli hedefimiz ancak karşımızda diyalogdan uzak, ben yaptım olur mantığıyla hareket edenler var” dedi.
Ahmet Serdaroğlu, sendikaların ülkelerin olmazsa olmazı olduğunu vurgulayarak, son dönemde hükümetlerin sendikaların demokrasinin sembolü olarak göstermelik tuttuğunu söyledi. Serdaroğlu, imzalanan mali protokolde emeğe yönelik, sendikalaşmanın önüne geçecek maddelerin ön planda tutulduğunu, görüşmeye gittikleri zaman da “Türkiye'deki iktidar böyle istiyor” cevabı aldıklarını anlatarak, “Türkiye'de sendikalaşma her gün artarken burada sendikalaşmanın önüne geçme arzusunda olacaklarına ihtimal vermiyorum” ifadelerini kullandı.
Serdaroğlu, hükümetin sermayeyle işbirliği içinde, 0 vergi veren dünyanın en zenginleri sıralamasında yer alan şirketleri vergi sistemine dahil etmek yerine, işçinin bayramlığına ve asgari ücretlinin gelirine el uzatmasını insani bulmadığını belirtti.
Hademe konusu
74 gün önce demokrasiye vurulan darbeyle eylem çadırı kurduklarını ve Eğitim Bakanlığıyla hademeler konusunda diyalog arayışına girdiklerini hatırlatan Serdaroğlu, Eğitim Bakanlığının yasal hakkı olmamasına rağmen sorunu şirketle çözeceğini, kamuda yetkili sendika olarak Kamu-İş’i muhattap almadığını söyledi.
Serdaroğlu, hademelerin okulların açılacak olması nedeniyle çalışmaya başlamasına izin verdiklerini ancak okulların açılmasıyla şirketlerin çeteleşmiş şekilde hademeleri tehdit ettiğini anlattı. Aylardır yetkililerden sözlü ve yazılı randevu talep edip cevap alamadıklarını ancak artık randevu taleplerini da geri çektiklerini ifade eden Serdaroğlu, hademelerin üzerinden şirketleri çekmezlerse pazartesinden itibaren eylem ve greve başlayacaklarını kaydetti.
Serdaroğlu, pazartesi Lefkoşa’da seçecekleri 3 pilot okulla grev ve eylemlere başlayacaklarını ve ülke geneline yayacaklarını belirtti.
Atalay
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ise, siyasilerin görevinin sorunlara çözüm bulmak olduğunu vurgulayarak, kendilerinin de sorunları müzakere ve mücadeleyle çözüm aradığını söyledi.
Kamu-İş’in yaşadığı sorunlardan haberdar olduklarını ancak ayarlayıp KKTC’ye gelmelerinin uzun sürdüğünü kaydeden Atalay, “Ne yapabilirizi konuşmaya geldik” dedi.
Türk-İş’in 70 yıllık tarihçesiyle ilgili bilgiler vererek, “Pınar akıyorsa, bir bardak su bulmak kolay. Zor olan çölde su bulmak” diyen
Atalay, 100 yılın sorunu olan pandeminin ardından savaşın başlamasıyla zor bir dönemden geçildiğini ifade ederek, “tüm dünyada sorunların bedelini işsizler, işçiler ödüyor” şeklinde devam etti.
Dünyanın her yerinde parası olanın hakim/hakem olduğunu, dünyanın hiçbir yerinde örgütlenme çağrısı yapılmadığını söyleyen Atalay, “Örgütlenme ne zaman yayılır çark terse döner o zaman rahat ederiz” dedi.
“Vatan yoksa hiçbirşey yok bu nedenle biz el ele birbirimize güç vermeye yolu birlikte yürümeye geldik” diyerek, Kıbrıs sorununa da değinen Atalay, kısa süre önce Rum işverenin bir toplantıda ‘işgal altında olduklarını’ söylediğini anlattı.
Atalay, hükümetlerin örgütlenmeden rahatsız olmaması gerektiğini, doğru yolun önce adaletten sonra merhametten geçtiğini vurguladı.