KKTC’de bir ilk olan CPT – UBP koalisyon hükümeti beklendiği gibi Diyanellos Sigara Fabrikasından bozma Meclisi Mebusanımızdan ‘Güven Oyu’ aldı. Ne yani bunu bilmeyecek ne var. Adamların sayı üstünlüğü var ve bunu bilmek için kahin olmaya gerek yok diyenler çıkabilir. Doğru da ben orada değilim. Başbakan Ömer Kalyoncu, Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada bir sürü yapılacak olan iş sıraladı. Daha önceleri de diğer hükümetler tarafından yapılan açıklamaların bir benzeri olduğu için bu açıklamalar benim kapsama alanıma girmedi. Hatta Polisi sivile bağlayacağız diyen Kalyoncuyu dinlerken eee hadde be erkekler yapın da görelim bile dedim. Rahmetli babam hep yüzme bilmezsen neden boyunu aşan yerde denize girersin derdi. Hâlbuki ben babamdan daha ayrı düşünürüm. Yüzme bilmeyen denize ihtiyatlı girdiği için onlar arasında boğulma oranı çok azdır. Unutulmasın yüzmeyi bilmeyen değil, kendine çok güvenen boğulur diye düşünenlerdenim. Neyse bizim ‘Emir erleri’ Polisi sivile bağlamadan önce şu Polis Nakil tüzüğünü zamana uygun olarak tanzim edip bir zahmet geçirsinler ondan sonra bizlere martaval okusunlar diyeceğim. Bir Polis Genel Müdürünü seçmekten aciz bir hükümeti dünya dürütmedi. Süleyman Beye mavi, Hüseyin Beye yeşil, Barbaros Beye kırmızı boncuk dağıtan ve hazır olun diyen siyasi gerekli atamayı yaptıktan sonra bir zahmet terfi tüzüğüne de el atsın. Polis nerden nereye geleceğini ve hangi noktadan sonra emekliye ayrılacağını bilmeli. Şuanda Poliste Süleyman Bey, Hüseyin Bey, Barbaros Bey, Ömer ve İsmail Beyin yanı sıra Masterli bir Müdür olan Yüksel Bey gibi çok değerli müdürler var. Müdürlerimiz şimdi kimin Genel Müdür, kimin 1’nci kimin 2’nci yardımcı olacağı beklentisi içerisine girdi. Herne kadar Genel Müdür ile yardımcıların adı bizlere ‘Minik Kuşlar’ aracılığı ile bildirildiyse de bunu açıklamak şimdi doğru olmaz diye düşünüyorum. Neyse biz gelelim Evkafın su meselesine. Polis Memurları bizim eskilerin tabiri ile ‘Becaişlik tüzüğünü’ yenilerin deyimi ile ‘Nakil Tüzüğünün beklentisi içerisindedir. Vallahi çocuklar haklı. Adam Mağusa’da oturuyor. Eşi bir yerde çalışıyor. Çocuğu da var. Çocuğu kreşe, hanımı işe derken kendisi de becayiş olduğu Lefkoşa’ya gelmek zorunda kalıyor. Eee vallahi Polis olmayaydı diyenler olabilir. Yooo kazın ayağı öyle değil. Adam 15- 20 sene oturduğu ve insanını tanıdığı bir bölgeden insanlarını tanımadığı bir başka bölgeye becayiş oluyor. Çoluk çocuğu ve eşin işe götürülmesini bıraktık. Adam sokakları bile bilmiyor. Ve o insana git o bölgede çalış deniyor. Velev ki o bölgede bir hırsızlık oldu. O Polis arkadaş o bölgedeki insanı tanımıyor ve bilmiyor ki gerekli istihbaratı toparlayarak olayı çözsün. Nitekim bunun bir benzeri Lefke’de yaşandı. Polis Memuru yeni nakil olduğu LEfke’de aldığı bir hırsızlık ihbarı sonrasında bırak hırsızı sokağı bile bulmakta güçlük çekti. Düşünün Lefkoşa’da ikamet eden birisi Karpaz’a nakil oldu. Arkadaş teee o bölgeyi ve insanını tanısın yıllar ister. Peki, hergün Karpaz’a gidip gelecek olan o Polis arkadaşımızdan siz nasıl randıman bekleyeceksiniz? Yeni nakil tüzüğünde bunlar göz önünde bulundurulacak ve sicile göre nakiller tanzim edilecek deniyor. Yani bir Polis Müdürlüğünde 200 Polis ayni bölgede ikamet ediyorsa bunlar arasında inceleme yapılıp ona göre nakilleri gerçekleşecek deniyor. Yani 200 kişiden 80 veya 90’ı bundan yararlanacak. Peki, geriye kalanlar o bölgenin Polis Müdürüne naklilerini gerçekleştirmediği için limoni bakmayacak mı? Vallahi iyi düşünün böyle olursa Polis arasındaki eşitlik de ortadan kalkar. Bırakın insanları kendi bildiği bölgelerde görev yapsın. Hatır gönül işine karışan olursa verirsiniz disiplin cezasını olur biter. *******