Ülkemizde bütün allerjik hastalıklar da olduğu gibi, allerjik rinit sıklığında da son yollarda ciddi bir artış gözlenmiştir. Hastalığın sıklığı Kuzey Kıbrıs’ta %40 civarında olup, bugün için en yüksek sıklığa sahip kronik hastalık konumundadır.
Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Hakla İlişkiler Dairesi Müdürlüğü'ne açıklamalarda bulunan YDÜ Hastanesi Çocuk Alllerji ve İmmunoloji Bilim Dalı'ndan Prof. Dr Arzu Babayiğit Hocaoğlu "Allerjik rinit (Allerjik nezle)" hastalığını anlattı.
Prof. Dr Arzu Babayiğit Hocaoğlu şöyle devam etti; bu hastalık, herhangi bir yaşta ortaya çıkabilirse de ilk belirtiler çoğunlukla çocukluk ve genç erişkin çağda başlar. Allerjik rinitli hastalar hapşırık, burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve burun kaşıntısı şikayetleri ile başvururlar. Ayrıca geniz akıntısı, öksürük, halsizlik, koku almada güçlük olabilir. Bazı hastalarda damak ve kulak içinde kaşıntı görülebilir. Beraberinde allerjik konjuktivit de varsa gözlerde kaşıntı, sulanma ve kızarıklık eşlik edebilir. Sürekli ağız solunumuna bağlı yüksek damak ve diş bozuklukları oluşabilir. Kaşıntı nedeniyle sık sık elleriyle burunlarını yukarıya doğru itme hareketi ve buna bağlı burun ucunda yatay çizgi oluşumu ile beraber gözaltlarında görülen ödem, hafif koyu renk değişikliği allerjik rinitin tipik bulgularıdır. Tedavi edilmeyen hastalarda rahat nefes alamama nedeniyle uyku bozuklukları, tekrarlayan kulak ve sinüs enfeksiyonları ve işitme problemleri görülebilir. Çocuklarda dikkat eksikliği, konsantrasyon bozukluğu, okul başarısında düşme ve özgüvende azalma olabilir. Erişkin hastalarda ise anksiyete, depresyon, akademik performansta ve iş üretkenliğinde azalma bunların sonucunda da yaşam kalitesinde düşme görülebilir.Mevsimsel allerjik rinit çoğunlukla havada uçuşan ağaç, çayır ve ot polenlerine bağlı olarak oluşur ve “saman nezlesi” olarak da adlandırılır. Kuru ve rüzgarlı havalarda polen miktarları daha yoğundur ve allerjik rinit bulgularında artış görülebilir. Yıl boyu allerjik rinitte ise nedenler daha çok ev tozu akarı, küf mantarı, hamamböceği, hayvan tüyü gibi ev içi allerjenlerdir.
Allerjik rinit tanısı hastanın tipik şikayetleri ile konur ve allerji testleri ile rinite neden olan allerjik ajan ortaya çıkarılabilir. Deri testleri allerjiyi saptamada öncelikle tercih edilen ve birçok allerjene duyarlılığın araştırılabildiği önemli bir testtir.
Allerjik rinitin tedavisinde bulguları tetikleyen allerjenlerden kaçınma, ilaç tedavisi ve uygun hastalarda allerji aşı tedavisi kullanılabilir. Birçok hastanın şikayetleri bu şekilde kontrol altına alınabilir. En sık kullanılan ilaçlar; allerjenlerin etkisini azaltan antihistaminikler ve kortizon içeren burun spreyleridir. Spreylerde bulunan kortizon sadece burun bölgesine uygulandığından yan etkisi yok denecek kadar azdır. İlaç tedavisi yanında etkinliği kanıtlanmış diğer bir tedavi allerjen ile aşı tedavisi (immünoterapi) dir. Allerjen immünoterapi yöntemi bu uygulama için uygun şartları ve allerjileri olan bireylerde, kişiye özel olarak belirlendiğinden mutlaka allerji uzmanlarınca yapılmalıdır. Allerjik rinit şikayetlerinin tümü ile düzelmesini sağlayabilen ve hastalığı kökten yok edebilen allerjen immünoterapi hastalarda astım gelişimini ve yeni allerjenlere duyarlanmayı da önleyebilir.