Ramazanın gelmesiyle, oruç tutanların beslenme düzeni değişir. Bu dönemi sağlıklı bir şekilde geçirebilmek için doğru beslenmeye özen gösterilmelidir. Gün boyu alınamayan protein, vitamin, mineral gibi besin öğesi ihtiyaçlarını karşılamak için iftar, iftardan sonra 1-2 ara öğün ve sahur olmak üzere 3-4 öğün yapmaya çalışılmalıdır. Bu şekilde beslenmek, uzun süre açlık ve susuzluk sonrası yavaşlayan metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olur. İftar ve sahur öğününde dört besin grubu da (et, süt, sebze-meyve, ekmek ve tahıl grubu) yer almalıdır. Tüketilecek besinler, fazla tuzlu, şekerli, baharatlı ve yağlı olmamalıdır. Uzun süren açlık sonrası iftarda hızlı ve fazla besin tüketmek sindirim problemlerine ve sağlık sorunlarına yol açar. Besinler iyi çiğnenmeli ve yavaş yenmelidir. Öğünler çok sıcak ve soğuk olmamalıdır. Oruç, hazmı kolay, hafif yiyeceklerle açılmalıdır. İftara bir kâse çorbayla başlanabilir. Daha sonra etli sebze yemeği, yoğurt ve ekmek ya da et, haşlanmış sebze/salata, ekmek ve yoğurttan oluşan bir öğün tercih edilebilir. Şerbetli tatlılar yerine meyveli ve sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Tatlıların ara öğünlerde tüketilmesi daha doğru bir tercih olur. İftar sonrası 1-1,5 saat sonra yarım saat yapılan bir yürüyüş, yavaşlayan metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olur. İftardan sonra yapılan ara öğünde taze yâda kuru meyveler ve ceviz, badem gibi kavrulmamış kuruyemişler tercih edilebilir. Ramazanın en önemli öğünü sahurdur. Sahurun yapılmaması aç kalma süresini uzatır, metabolizmayı yavaşlatır ve dikkat dağınıklığı, halsizlik, yorgunluk, sinirlilik, baş dönmesi gibi problemlerin yaşanma olasılığını artırır. Sahurda süt, yumurta, hellim, tam tahıllı ekmek, sebze, meyveden oluşan bir kahvaltı yâda çorba, sebze, yoğurt, tam tahıllı ekmek ve meyveden oluşan bir öğün tüketilebilir. Sahurda uzun süre tok tutan tam buğday yâda çavdar ekmeği tüketilmelidir. Ramazan pidesi tüketilmek isteniyorsa, iftarda tercih edilebilir. Bir avuç içi büyüklüğündeki pide yaklaşık 70 kaloridir ve bir ince dilim ekmeğe eşittir. Oruç tutmanın en zor taraflarından biri de da yaz sıcaklarında susuz kalmaktır. İftar, iftar sonrası ve sahurda 2-2,5 litre(10-12 bardak) su içmeye özen gösterilmelidir. Ayrıca ayran, taze meyve suyu, komposto, çorba gibi besin ve içeceklerle sıvı alımı artırılmalıdır. Kalp damar hastalığı, yüksek tansiyon, diyabet, böbrek yetmezliği, diyaliz hastaları, karaciğer yetmezliği, kanser tedavisi görenler, mide ve sindirim problemi olanlar, hamileler, emziren anneler, büyüme çağındaki çocuklar ve yaşlıların oruç tutması sağlık açısından risklidir. Bu nedenle doktora danışılmalıdır. Ramazan ayını sağlıklı ve mutlu bir şekilde geçirmenizi dilerim