Reflü mü yoksa kalp krizi mi?

Göğüste ağrı, yanma ve basınç hissine yol açan reflflü pek çok kişiye kalp krizi korkusu yaşatır.Peki aradaki fark nasıl anlaşılır? İşte Ergün’ün yanıtı…

Reflü (Gastroözofageal reflü) mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması şeklinde tanımlanır. Normalde yemek sonrası ya da öne doğru eğilmekle ağza doğru yediğimiz yemekler veya mide asidi, ağıza gelebilir. ‘'Ancak ağıza doğru acı su gelmesi veya boğazda alev alev yanma hissi oluşması reflü işaretidir'' diyen Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün, kimi zaman kalp kriziyle karıştırılan hastalıkla ilgili bilinmesi gerekenleri şöyle anlattı:

Birçok nedeni var

Normalde yemek borusunun alt ucu kapalı durmakta mide içeriğinin yemek borusuna kaçışına izin vermemektedir. Ancak mide kapakçığı gevşek olursa reflüye zemin hazırlar. Çok yemek yiyip yatar pozisyona geçersek reflü oluşabilir. Mide asidinin fazla olmasına ve yemek borusu alt ucu gevşekliğine bağlı olarak da gelişir. Kilo alımı, stres, sıkı kıyafetler giymek, bir oturuşta çok fazla yemek yemek bu sorunu tetikler. Reflüyü oluşturan/kolaylaştıran besinler ise kahve, çay, alkol, sigara, çikolata ve yağlı yiyeceklerdir. Obezite sıklığının artması fast food tarzı yiyeceklerin daha fazla tüketilmesi reflü sıklığında artışa zemin hazırlar. Midede ülser ve gastrit bulunması mide asidini artırarak reflü gelişimini kolaylaştırır.

İşte belirtileri

Reflünün tipik belirtileri göğüs ağrısı, mideden ağza doğru ulaşan yanma hissi ve ağza gelen acı/ekşi sıvıdır. Reflü göğüs ağrısına da sebep olabileceği için kalp kriziyle karıştırılabilir. Kalp krizi daha çok göğüsün sol tarafında başlayıp, çeneye veya sol kola vuran şiddetli ağrı, terleme fenalık hissi ile karakterizedir. Reflüde ise göğüs orta kısımda iman tahtası tabir edilen kemiğin arkasından başlayıp ağız içine doğru yayılan yanma hissi ön plandadır. Kalp krizi ölümcül sonuçlar doğurabileceğinden öncelikle EKG ve kan testi ile kalp hastalığının dışlanması gerekir. Yani her hastada tipik belirtiler olmayabileceği göz önüne alınarak mutlaka önce kalp hastalıkları yönünden değerlendirme yapılmalı sonra reflü hastalığına yönelik tedavi verilmelidir.

Mide fıtığına dikkat!

Mide fıtığı midenin bir kısmının göğüs boşluğuna doğru kaymasıdır. Bu durumda mide kapakçığının reflüden koruyucu etkisi zayıflar ve asit daha fazla yukarı kaçmaya başlar. Reflü hastalığına zemin hazırlar.

Teşhis yolları

Reflü tanısı hastalığın belirtileri ve klinik bulgularla konur. Endoskopik inceleme genellikle tanıda kullanılan en önemli yöntemdir.

Kanseri tetikleyebilir

Uzun süren reflü hastalığında özellikle endoskopik olarak Barrett özofagusu olarak adlandırılan durumda kanser riskinde az da olsa bir artış söz konusudur. Ancak endoskopik takip ve patolojik değerlendirme sonuçlarına göre her hasta bireysel olarak değerlendirilmelidir. Ülkemizde Barrett Avrupa ülkelerine göre daha nadirdir ve Barrett zemininde kanser gelişimini de oldukça az görmekteyiz. Takip ve kontrole evet ama panik ve endişeye hayır diyoruz.

Bayram uyarısı

Kurban Bayramı'na yemeklerde aşırıya kaçmaktan sakınmalıyız. Aile büyüklerimiz bize ikramda sınır tanımasalar da, yaptıkları özenli yemeklerden ölçülü tatmalıyız. Kırmızı et kadar hamur işi ve tatlıda da aşırıya kaçmamalıyız.

Tedavi yöntemleri

Reflü tedavisinde akla ilk önce yaşam biçimi değişiklikleri gelir. Dolu mideyle yatmamak, sigara ve alkol kullanmamak, azar azar ve sık yemek yemek, reflüyü tetikleyen acılı, baharatlı, salçalı, yağlı yemeklerden kaçınmak ilk yapılması gerekenlerdir. Reflü tedavisinde genel olarak ilaç kullanılır. Nadir durumlarda (büyük bir mide fıtığı varsa vb) cerrahi tedavi gündeme gelebilir, ancak özellikle deneyimli merkezlerde deneyimli cerrahların bu operasyonu yapmaları uygun görülmektedir.

Akdeniz tipi beslenin

Reflüden korunmak için azar azar ve sık yemek yemek, kilo almamak, fazla kilomuz varsa kilolardan kurtulmak, kötü alışkanlıkları terk etmek fayda sağlar. Ayrıca korse gibi sıkı kıyafetler giymemek ve yağlı, acılı ve baharatlı yemeklerden ve fast food'dan mümkün olduğunca uzak durmak da fayda sağlar. Akdeniz tipi beslenme olarak anılan sebze, meyve, balık ve zeytinyağlı yiyeceklerin bolca tüketildiği beslenme tipi, hem yaşam süresini uzatır hem kronik hastalıkların gelişmesini engeller veya geciktirir, hem de reflü oluşumunu azaltır.