Rogers, ilk olarak 4 gün süren ve büyük bir yıkıma sebep olan yangınla ilgili olarak yaptığı açıklamada önemli olanın böyle felaketler yaşanmadan önlem almak olduğunu söyledi. İnsan üstü bir çaba sarfedilerek gerek çalışanların, gereke halkın desteği ile kontrol altına alınması için mücadele edilen yangının bu kadar büyük bir alana yayılmasının, yıllardır yapılan ihmallerin ve sorumsuzluğun sonucu olduğunu belirtti. Yangının çıkma sebebinin imara kapalı orman arazisi içerisinde bir yapıya müsaade edilmesinden kaynaklandığını ve buna sebep olanların caydırıcı cezalarla cezalandırılması gerektiğini belirterek “Gerçekten çok üzgünüz. Uzun yıllardır alınmayan tedbirler, ihmal edilen ve yapılmayan işler doğamızı tamamıyla yok ediyor. Bir iki sene önce Kalkanlı’da yaşadık, geçmişte de birçok bölgede yaşandı. Bu deneyimlerden ders çıkarılmıyor. Ormanlık alanlarımızda yolların temizlenmesi gerekiyor, gözetleme kulelerinin aktif olması gerekiyor. Ama maalesef yapılmış olan yatırımlar bile kullanılmıyor. Orman Dairesi Müdürü’nün geçmişte yaptığı talihsiz açıklama kurumun ne kadar yetersiz olduğunu gösteriyor. Sistem var ama mouse bile kullanmayı bilmeyen personel istihdam edilmiş demişti, o açıklamayı unutmadık. Hala kamu reformunun yapılmamış olması, siyasi atamalarla dairelerin yönetiliyor olması, mevsimlik işçilerle böyle önemli ve teknik işlerin yürütülüyor olması bu durumları yaşamamızın başlıca sebebidir. Orman Dairesi hala sezonluk işçilerle çalışıyor. Halbuki bu kişilerin ciddi eğitimden geçerek, tüm yıl hizmet vermesi gerekiyor. Amerika’yı tekrar keşfetmeye gerek yok. Dünyada doğa parklarının nasıl korunduğu belli. Yangın uçağı yıllardır konuşuluyor ancak hala doğru zamanda bir uçak veya helikopter sahibi olabilmiş değiliz. Hükümet edenler sadece bakıyor.” dedi.
Tek eksikliğin Orman Dairesi’nde olmadığını ve itfaiyenin eksiklerinin de konuşulması gerektiğini belirten Jale Refik Rogers, belli bölgelerde yapılan yoğun yapılaşmalara da dikkat çekerek “Üç maymunu oynayarak, her seferinde yeni birşey oluyormuş gibi açıklamalar yapılıyor. Mesela itfaiyeyi de konuşmamız lazım. Çünkü orada da ciddi anlamda personel ve malzeme eksikliği yaşanıyor. Örnek verecek olursak Girne’de yüksek apartmanlara erişebilecek itfaiye araçları yok. İnşaat izinleri verildi, yüksek katlı binalar yapıldı ama maalesef bu yapılarda bir yangın çıktığı zaman itfaiyenin yüksek katlara erişmesini sağlayacak ekipmanları bile yok. Önemli olan felaketler yaşanmadan önlem almaktadır ” dedi.
“DOĞAMIZ, KÜLTÜREL VE TARİHİ MİRASLARIMIZ HARCANIYOR”
Kötü yönetimin her alana sirayet ettiğini, bu kötü yönetimle gidilirse ülkede kültürel ve tarihi mirasların tamamen harcanacağını ve turizm namına birşey kalmayacağını belirten Rogers “Bİzi yöneten bu zihniyet çevreyi, denizleri yok ederek günü kurtarmaya devam ediyor. Kültürel mirası, doğamızı ve denizlerimizi korumak için bir plan ve program çerçevesinde çalışmalar yapılmıyor. Güngör Çöplüğü AB tarafından yapıldı ama gerekli yatırımların arkası getirilmedi onun da kapasitesi aşılmak üzere. İhalesini bile adrese teslim yapmaya çalışan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Ülkemizde geri dönüşümle ilgili hiçbir plan yok, denizlerimizi koruma ile ilgili hiçbir plan yok. Ormanlarımız her geçen gün yok oluyor” dedi.
“KÖTÜ YÖNETİM DEVLET KURUMLARINI YOK OLMA NOKTASINA GETİRİYOR”
Devletin bütün kurumlarının yok edildiğini ve batma noktasına geldiğini söyleyen Jale Refik Rogers “Bu kadar kötü yönetilmeyi haketmiyoruz. İki ayrı devleti savunan sağ partilerin devletin kurumlarını böyle yok etmek pahasına yaptığı tavırlara anlam vermek hiç kolay değil. Kötü yönetimle kurumlar batma noktasına geliyor, içi boşaltılıyor, nitelikli personel alımına gidilmiyor. Orman Dairesi gibi önemli kamu kurumlarının teşkilat yasaları güncellenerek teknik personelle güçlendirilmediği sürece ilerleyen yıllarda kamunun her alanından ciddi çöküşler yaşanmaya devam edeceğiz” dedi.
“VİRÜSLER HAYATIMIZDA HEP VARDI, VAROLACAK. ÖNLEMLERİMİZİ ALMAYA DEVAM ETMELİYİZ”
Halkın Partisi Girne Milletvekili Jale Refik Rogers, virüslerin geçmişte olduğu gibi gelecekte de her zaman hayatımızda olacağını belirterek “Vaka sayılarındaki artışla pandeminin yine konuşulmaya başlandığını görüyoruz. Üst Kurul kapalı alanlarda maske zorunluluğunu getirdi. Vaka sayılarındaki artış toplumda endişe yaratmaya başladı. Vaka sayıları ve yapılan testlerden yüzde kaçının pozitif olduğu önemli göstergelerdir ama daha önemli göstergeler hastanedeki ve yoğun bakımdaki doluluk oranlarıdır. Şu anda o noktada endişe edilecek bir durum olmadığını görüyoruz. Hastanede yatan Covid19 hastası yok denecek kadar az. Dolayısıyla Omicron’un yeni alt varayantlarına rağmen, an itibarıyla tedirginlik yaratacak bir durum yok ama bu bundan sonra da olmayacağı anlamına gelmiyor. Sağlık Bakanlığı’nın yeni varyantları ve bundan sonra oluşabilecek varyantları yakından takip etmesi gerekiyor. Bizim halk olarak üzerimize düşen ise kendi önlemlerimizi almak. Genel anlamda riskli bir durum yok, ancak altta yatan hastalıkları olan veya bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerin diğer virüsler için de olduğu gibi Sars Cov2 virüsüne karşı da dikkatli olması, kendisini korumak için maskesini takması önemli” dedi.