Ülkeyi Mayıs ayından itibaren kademeli şekilde normale döndürme çabasının, yeni bir yaşam tarzına alışmamız gerektiği gerçeğini değiştirmiyor şeklinde konuşan Rogers, kişisel tedbirlerin önemine dikkat çekti. Kamusal alanlarda ve iş yerlerinde maske kullanımı, sosyal mesafe kuralına uyulması, sık sık ellerin yıkanmasının öneminin altını çizen Rogers, kalabalık ortamlardan uzak durulması, gerekmedikçe sokağa çıkılmamasının normalleşme sürecinde de önemli olduğunu söyledi. Özellikle 65 yaş üstü kişilerin, diyabet gibi kronik hastalıkları olanların ve kanser hastaları gibi bağışıklık sistemi düşük olan kişilerin bu süreçte de korunmasının çok önemli olacağını ve özellikle bu grubun evde kalmaya devam etmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Salgın sürecinin iyi yönetildiğini ama bunu görerek rehavete kapılmamamızın da önemli olduğunu sözlerine ekleyen Rogers, bundan sonrası için atılması gereken önemli adımlar olduğunu söyledi. Salgın sürecinin birden fazla alanda, eşgüdümü temel alan yönetim anlayışı gerektirdiğini işaret eden Rogers, kişisel tedbirlerin yanı sıra sağlık altyapısının güçlendirilmesi, vaka sayısının sıkı takibine devam edilmesi ve bu anlamda gerekli test kitlerinin temininin önemine dikkat çekti. Rogers, bu anlamda girişimlerin yapıldığını da söyledi.
Covid 19 ile mücadele bir 100 metre koşusu değil, bir maratondur
Bu salgının, geçmişte yaşanan virüs salgınlara nazaran daha kolay bulaşması ve hastalık belirtisi göstermeyen kişilerin de bu virüsü bulaştırabilmesinden dolayı en gelişmiş ülkeleri bile sarsan etkileri olduğunu belirten Rogers, dünyada yaşananlardan ders alarak temkini elden bırakmamamız gerektiğini söyledi. Tüm dünyanın yeni koronavirüs salgını ile mücadelede her gün yeni şeyler öğrendiğini, bağışıklığı ölçen antikor testlerinin hala güvenilir olanlarını üretmek için üzerinde çalışıldığını, antikor geliştiren kişilerin tekrar hasta olup olamayacağının hala araştırıldığını ve dolayısıyla birçok bilinmezi olan bu hastalıkla mücadelede uluslararası rehberlerin ülkemizde de alınan kararlara ışık tutmasının önemli olduğunun altını çizdi. Rogers, bu sürecin bir aşı veya tedavi yöntemi bulunmadan bitmeyeceğini, dolayısıyla bu salgınla mücadele sürecinin bir maratona benzediğini ve rehavete kapılmadan, planlı ve kontrollü gitmemiz gerektiğini sözlerine ekledi. Ülkenin kontrollü şekilde normale dönmesinin ekonomik açıdan önemli olduğunu söyleyen Rogers, bununla birlikte salgına karşı tedbirli davranmaya devam etmenin önemini hatırlattı. “Bundan sonrası için yapmamız gereken, yapılacak testlerle vaka sayısını hızlı bir şekilde takip etmemizdir. Kısıtlı iş kollarının açılmasından sonra hasta sayısının artması görülebilir, bu süreçte artan sayılar dikkatle değerlendirilmelidir. Her 2-4 haftada pozitif vaka sayısı değerlendirilmeli, eğer sayılar hızlı artış gösterirse belki biraz daha kapanma veya var olan şekilde kalma sağlanması gerekecek” şeklinde konuştu. Rogers, halk sağlığının korumanın alınacak her kararın merkezinde olması gerektiğini, alınacak kararlarda acele edilmemesi ve elimizdeki bilimsel verilere göre hareket edilmesinin önemine dikkat çekti.
Doğru Zamanda Alınan Tedbirler Ülkemizi Büyük Bir Bulaşmadan Korudu
KKTC’de önlemlerin çok çabuk alındığına dikkat çeken Rogers, dünyadaki acı örneklerin önceden görülmesinin, erken tedbir alınmasında önemli bir etken olduğunu söyledi. Vaka sayısının bu kadar az olmasının bu tedbirler sayesinde olduğuna işaret eden Rogers, “çok kontrollü hızlı önlemler alınması, okulların hemen kapatılması, kısa bir süre sonra idari izin verilerek iş yerlerinin kapatılması, yurt dışı uçuşlarının hızlıca iptal edilmesi” gibi tedbirleri hatırlattı ve vaka sayısının bu tedbirler sayesinde düşük kaldığını söyledi ve bundan sonra atılacak adımlarda kurallara harfiyen uyar ve bireyler olarak kendi sorumluluğumuzu yerine getirirsek başka dalga olmamasını veya hafif atlatılmasını sağlayabiliriz dedi.