Yetişkinler için soğukalgınlığı kadar rahatsız edici olan RSV çok küçük çocuklar ve yaşlılar için tehlike saçıyor. RSV belirtileri nezle ile benzerlik göstermesine rağmen özellikle yeni yürümeye başlayan çocukların akciğerine indiğinde şiddetli bir hal alıyor.
RSV NEDİR?
Yetişkin, çocuk, bebek demeden tüm yaş gruplarını tehdit eden virüs, son yıllarda görülme sıklığındaki artışla dikkat çekiyor. Virüsün adı; RSV yani Respiratuar Sinsisyal Virüs. Grip ve soğuk algınlığına benzer şikayetlere neden olurken, tedavisinde gecikildiğinde akciğerleri tehdit ediyor.
Tüm yaş gruplarında akut solunum yolu hastalığına neden olabilen virüs, astım ve diğer kronik akciğer hastalıklarının alevlenmesine neden olabiliyor.
Çoğunlukla grip ve nezleye benzer şikayetlerle kendini gösteren bu virüsün aşısı bulunmuyor.
Çocuklar tümü 2 yaşına kadar en az bir kez RSV ile hastalanmakta ve hayat boyu bu enfeksiyonun tekrarı sık olarak görülmekte.
Büyük çocuk ve erişkinlerde RSV genellikle üst solunum yolu enfeksiyonu; bebek ve küçük çocuklar ile prematüre doğanlarda, bağışıklık yetmezliği olanlarda ve yaşlılarda ciddi alt solunum yolu enfeksiyonları geliştirebiliyor. Astım ve diğer kronik akciğer hastalıklarının alevlenmesine neden olabiliyor.
RSV BELİRTİLERİ NELER?
RSV'nin grip ve nezle bulgularına benzer şikayetlere neden olurken prematüre doğanlarda veya bebeklerde huzursuzluk, beslenmeme, sık nefes alma ya da solunum düzensizliklerine neden olabiliyor.
İlk başta nezle benzeri belirtilerle kendini gösterir, ancak en şiddetlisi yeni yürümeye başlayan çocukların akciğerlerine ulaştığında şiddetlenir. Belirtileri kuru öksürük, yüksek ateş, nefes darlığı, dehidrasyon, burun akıntısı, hırıltılı solunum ve nefes darlığıdır.
EN SIK 2 YAŞIN ALTINDA YAŞANIYOR
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Elif Ünver Korğalı, respiratuvar sinsityal virüsünün (RSV) çocuklar ile özellikle 2 yaş altındaki bebekler için tehlike oluşturduğunu söyledi.
– Özellikle ekim-kasım ayları gibi başlayıp ocak-şubat aylarında pik yaptığını ve mart-nisan aylarına kadar da enfeksiyonlarını devam ettirdiğini biliyoruz. Solunum yolu ve alt solunum yolu enfeksiyonun en sık 2 yaş altındaki çocuklarda olduğunu biliyoruz.
– Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2 yaşın altındaki tüm çocuklar en az bir kez RSV ile enfekte olmuş oluyor. Dolayısıyla bugünler; tam bu enfeksiyonların sık olduğu, corona virüsü sonrasında da farklı virüslerin ortaya çıktığı bir dönem. Biz de kendi kliniklerimizde ve polikliniklerimizde sıklıkla bu hastaları takip ediyoruz.
– Aslında basit bir soğuk algınlığı tablosu gibi başlıyor fakat özellikle ilk 1 yaş ve 2 yaş altı bebeklerde ciddi solunum sıkıntısı hatta bazen yoğun bakıma yatışı gerektirecek derecede akciğerleri tutan bir enfeksiyon tablosuna yol açabiliyor” dedi.
OKULDAN EVE TAŞIYORLAR
– Birçok çocuk bunu çok büyük bir sıkıntı yaşamadan atlatabiliyor ama bazı riskli gruplar var. Özellikle bu gruplar daha yakın izlenmeli ve daha dikkatli takip edilmeli. Bu gruplar; prematüre bebekler, doğumsal kalp hastalığı olan bebekler, astım gibi solunum yolu hastalıkları olan bebekler, evde büyük kardeşi olan küçük çocuklar çünkü okuldan gelen öğrencilerin bu virüsleri, taşıma olasılıkları yüksek.
ALERJİSİ OLAN ÇOCUKLARA DİKKAT
– Bakımevi gibi kalabalık ortamlarda kalan çocuklar, alerji-astım öyküsü olan çocuklar ve anne sütü alamayan çocuklar, bu konuda daha riskli. Bu nedenle ailelerin bu risk faktörlerine sahip çocuklara daha dikkatli davranması gerekiyor. Basit bir burun tıkanıklığı, hafif ateş, halsizlik ve kırgınlık durumlarında; burnu açmak, bol sıvı alımı ve anne sütü alan çocukları bolca emzirmek gibi semptomatik destek tedavi veriyoruz ama bazen de çocuklarda solunum sıkıntısı bulguları olabilir, aileler bunları dikkatle izlemeli.
BURUN KANADI SOLUNUMU
– Özellikle nefes darlığı, çok hızlı nefes alıp verme, kaburgaların arasında çekilmelerin olması, ‘burun kanadı solunumu’ dediğimiz burnun iki kanadının her nefes alıp verişte inip kalkması, çocuğun beslenmesinin bozulması, dudak etrafı veya vücutta morarmaların olması ya da çocuğun sürekli uyku halinde olması durumunda; ailelerin çocuklarını mutlaka bir hekime götürmelerinde fayda var. Bu mevsimlerde takiplerde uyanık olmak gerekiyor.