İngiltere Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs sorunu yetkilisi Ajay Sharma’nın, yaklaşık on gün önce Ada’ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Rum yönetiminin önüne, “Güven Yaratıcı Önlemleri”ni (GYÖ), Kıbrıs Türk tarafının cevap vermesi ve görüşme başlaması için daha cazip hale getirmesi hedefiyle bazı fikirler koyduğu bildirildi.
Fileleftheros’un “GYÖ’lere Cazip Fikirlerle ‘Aşı’… Ankara’yı Cezbetmek İçin İngiliz Fikirleri… Maraş Sonda Olmak Üzere İki Aşamada Uygulama Öneriyor” başlıklı haberine göre Sharma’nın temaslarından anlaşıldığı kadarıyla İngiltere, üzerinde çalışması için Rum yönetiminin önüne bazı “düşünme malzemeleri ve fikirler” koydu.
Gazeteye göre Sharma’nın ortaya koyduğu birinci fikir, Rum yönetiminin GYÖ paketinin, Türkiye ve KKTC tarafından kabul edilmesinin daha kolay olması için iki aşamada yürütülmesi. İngilizler Ercan Havaalanı’nın “işletmesini ve Mağusa Limanı’nın açılmasını ilk aşamaya, kapalı Maraş’ı da ikinci aşamaya konumlandırıyor.
Gazete, Rum paketinin bu şekilde ikiye bölünmesinin “şu veya bu şekilde Türk tarafının işine gelen ve kendisini siyasi açıdan yükseltecek kısmı elde etmesi, Rum tarafının ise beklemede kalması tehlikesini barındırdığını, Rum yönetiminin bu fikirden rahatsız olduğunu ve bu rahatsızlığını Sharma ile görüşmelerde ortaya koyduğunu belirtti.
Habere göre Sharma, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı “tava getirmek için”- Rum yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Tatar’a yazacağı mektupta “ortak kurucular ve Ada’nın ortak sahipleri” ifadelerine yer vermesi konusunda Rum yönetimini yüreklendirdi.
Gazete, Londra’nın daha eskiden Cumhurbaşkanı Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in birbirlerinin kaygılarını yatıştırmak maksadıyla karşılıklı mektup teatisinde bulunmalarını önerdiğini hatırlattı, özetle şöyle devam etti:
“İngiliz düşüncesine göre Kıbrıslı Rumların, -Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucularının egemenliğine göndermede bulunacak- Kıbrıslı Türklerin ‘doğuştan haklarını’ tanıması gerekiyor. Aşikârdır ki Anastasiadis’in mektubunda bu tür ifadeler yer alırsa, inisiyatifin sonucundan bağımsız olarak, daha sonra istismar edilecek hatta BM’nin Kıbrıs’la ilgili bazı karar taslaklarına da girebilir. İngilizler, kendi inançlarına göre hareketlilik yaratmak maksadıyla mektup teatisi konusunu idame ettiriyor. Ajay Sharma Anastasiadis’e, mektubunda bu tür ifadelere yer vermesinin, paketin Ankara tarafından görüşülmesine ‘zemin’ yaratacağına inandığını söyledi.”
Ajay Sharma’nın Ercan Havaalanı işlemeye başlarsa her şey hazır olsun diye Rum yönetiminin gerekli düzenlemeler için ICAO ile ön hazırlığa başlaması gerektiğini de Rum muhataplarına “dostça teşvik şeklinde” ilettiğini yazan gazete şunları da ekledi:
“Elbette Londra’nın önerdiği gibi bir ön hazırlık yapılırsa ve nihayetinde paket (GYÖ) uygulanmazsa, bu prosedürün de kazanım olarak kalacağı aşikârdır. Bilindiği gibi Lefkoşa’nın önerisi, Havaalanı’nın ICAO kuralları tahtında BM tarafından yönetilmesiydi. Anlaşıldığı kadarıyla Havaalanı’nın işlemesini ICAO’nun da üstlenebileceği görüşü de var. Ana mesele her zaman, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin rolünün ne olacağı, rolü olmazsa da işgal bölgelerindeki ayrı varlığın siyasi açıdan yükseltilmesi ile ‘yüz yüze’ geleceğimizdir.”
Gazete İngilizlerin, Rum yönetiminin GYÖ’lerini derinlemesine ve teferruatlı incelemediklerinin anlaşıldığına dikkat çekti.