Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis ile siyasi partilerin, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Avrupa Parlamentosu’nda fotoğraf sergisi açılış töreni sırasında yaptığı konuşmada Kıbrıs sorununun çözümünde son fırsat olduğu yönündeki sözlerine tepki gösterdiği belirtildi.
Rum siyasi partiler, Junker’in şu anda Kıbrıs sorununun çözümünün zamanı olduğunu, bu fırsatın kaybedilmesi durumunda başka bir fırsatın olmayacağını söylemesini şantaj diye niteledi.
Alithia gazetesine göre Hükümet Sözcüsü Hristodulidis, bu tür açıklamaların, ne sürece ne de 2004 yılında referanduma sunulan planın halk açısından karşılanması şekline yardımcı olduğunu ifade etti.
Zaman geçtikçe, “işgal oldubittilerinin” pekiştiğini ve müzakere masasındaki çabanın ise daha da zorlaştığını ileri süren Hristodulidis, AB ilke ve değerlerine saygı duyacak, AB normlarıyla uyumlu bir çözüm planına varılmasına, herkesin katkıda bulunmasının önemli olduğunu söyledi.
Çabalarını buna yoğunlaştırdıklarını ifade eden Hristodulidis, bu doğrultuda, bir diğer deyişle, halkın beklentilerine yanıt verecek bir çözüm planına ulaşmak için, yardım edilmesinden bahsetti.
DİKO konu hakkında yaptığı açıklamada, Avrupa Komisyonu Başkanı’nın, “son fırsat” tipi söylemlerle şantajda bulunmak yerine Kıbrıs sorunundaki herhangi bir anlaşmanın AB normlarıyla uyumunu umursaması gerektiğini belirtti.
DİKO, Juncker’in açıklamasının Kıbrıs sorunun çözüm sürecini net bir şekilde ihlal ettiğini savundu.
EDEK açıklamasında, AB’nin açıklamalarının, yine bir AB üyesi ülkeye psikolojik baskı yapmak yerine yapıcı olması gerektiğini, aksi taktirde bunun çözüm bulunması çabasına yardımcı olmayacağını belirtti.
Rum Vatandaşlar İttifakı Başkanı Yorgos Lillikas, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in kendi sorumluluğunu üstlenmesi ve Kıbrıs sorununun çözümünün AB normlarıyla uyumlu olması gerektiği konusunda Türkiye’yi ikna etmesi gerektiğini savundu.
Lillikas, Juncker’in Ankara Protokolü’nün ve Türkiye’nin AB karşısındaki tüm yükümlülüklerini yerine getirmesini istemesi gerektiğini belirtti.
Dayanışma Hareketi de açıklamasında, Komisyon’un şantajından bahsederken Juncker’in “Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ve Başkanı’ndan” değil iki toplum liderinden söz ettiğine de dikkati çekti.
Çevreciler ve Vatandaşlar İşbirliği Başkanı Yorgos Perdikis ise konu hakkında yaptığı açıklamada Kıbrıs sorununun çözümünü isteyen birileri varsa onun da Kıbrıslıların kendisi olduğunu, Juncker’in kendilerinden daha çok çözümü istemediğini ifade etti.
Perdikis, bölünmüş bir ülkede yaşayanların, bu sorunu yaşayanların kendileri olduğuna dikkati çekerek Kıbrıs sorununun çözümünün son fırsatı tehdidiyle Anastasiadis üzerinde baskı kuran bilindik çevrelerin değirmenine su taşımasının mümkün olmadığını da söyledi